Her şeyden öte перевод на французский
148 параллельный перевод
Her şeyden öte üstünlüğün orada yatıyordu beni bile sana hayran bıraktı.
Je t'assure. Avant notre mariage tu ne connaissais pas l'échec.
Her şeyden öte, beyni parçalarına ayırmak. Doğrusu hırslı.
Décomposer le cerveau...
Ama her şeyden öte, medeni insanın sorunu da bu değil mi?
L'âme de l'homme civilisé est ainsi faite.
Bu çok zor, çünkü her şeyden öte ben onun annesiyim.
Ce n'est pas facile à dire. Je suis quand même sa mère.
Elini sık Jack Amca. Her şeyden öte, daha kötüsü de olabilirdi. Paris'te ölmüş olabilirdim...
j'ai un rendez-vous d'affaires que je dois absolument... manquer!
Her şeyden öte sen mektubunda söz vermiştin. Geçen gece de bana söz vermedin mi?
Après ce que vous avez écrit... après vos promesses d'hier soir?
Ve her şeyden öte unutmayın ki sizden sonra ülkeyi kurtaracak kimse kalmayacak.
Surtout, souvenez-vous qu'il n'y a personne d'autre pour sauver la patrie.
Ve her şeyden öte... Sessizdir.
Et par-dessus tout, c'est calme.
Her şeyden öte insanım, makine değil.
Je ne suis pas une machine.
Her şeyden öte, o da bir kadın. Anlamaya çalış.
Ta mère est aussi une femme, penses-y.
Burada çok fazla şey var, ama... her şeyden öte, daha önce görmediğim şeyler.
Etonnant! Il y a tant de choses... et, surtout, c'est tellement inattendu!
Her şeyden öte, Leydi Ashburnham'ı üzmemeliyiz.
Il ne faut surtout pas gâcher le dîner de Lady Ashburnham.
Her şeyden öte uğraştığımız kişi sadece kör bir adam.
Après tout, nous nous chargeons seulement d'un aveugle.
Asla kimseye güvenme! Her şeyden öte, bir eş her zaman bir...
Une épouse est toujours... tu sais bien.
Her şeyden öte Bay Ward, burası sizin eviniz.
Après tout M.Ward, c'est chez vous ici.
Her şeyden öte, yuva kalbinin olduğu yerdir.
Après tout on n'est vraiment bien que chez soi.
Her şeyden öte, açık konuşalım...
Après tout, admettons-le...
Bir kadın, kocasını her şeyden öte sever ama erkek için, iş her zaman daha öndedir.
Une femme aime en premier lieu son mari. Pour l'homme, le travail passe avant la femme.
Her şeyden öte iklimden sanırım.
Je pense que c'est dû au climat.
Ve her şeyden öte, James Kirk'ü öldürmek istedi, bir zamanlar onu seven bir erkeği.
Et surtout, parce qu'elle voulait tuer James Kirk, un homme qui l'avait autrefois aimée.
Her şeyden öte bu da bir iş.
Pour quelques autres, ce n'est pas une mince affaire.
Her şeyden öte ; çok güzel bir bayan.
Je vais l'écrabouiller.
Çok düşünceli biri. Her şeyden öte ; çok güzel bir bayan.
Ramène le à la raison, ou je ne sais pas ce que je vais faire!
Ama her şeyden öte... Leonida!
Leonida, que fais-tu là?
Her şeyden öte, içinde, hoşuna giden, istediğin her şey var.
Après tout, elle a tout ce que tu aimes, tout ce que tu as demandé.
Ve bu şuurla bürokratik yıkım sürecini de, zira yapılan buydu, ... mantık sırasına göre yapılan ayak oyunlarını da inceledim. Ve her şeyden öte, mümkün olduğunca tecrübelere, geçmiş tecrübelere güvendim.
C'est ainsi que j'ai considéré le processus bureaucratique de destruction - ce fut cela en effet - comme une suite d'étapes se succédant en un ordre logique, et découlant par-dessus tout de l'expérience, l'expérience passée.
Her şeyden öte çok korkunçtu.
Et en plus c'était affreux!
her şeyden öte, benim ismim koma anlamına geliyor. İkinci evliliğim ise ; cinayete teşebbüs anlamına geliyor. ".
Mon nom est synonyme de coma, mon second mariage, de tentative de meurtre.
Her şeyden öte ben sadece çocuklarıyla | kutsanmış, fakir bir ailede doğdum.
Aprés tout, ma famille n'était riche que d'enfants.
Her şeyden öte orası benim köşem.
C'est mon coin de rue.
Savaş erkek işi, her şeyden öte.
La guerre, c'est une affaire d'hommes!
Ama her şeyden öte beni rahatsız eden şey parfümünüzün kokusu. Ne kadar hafif olursa olsun 3.59 dolarlık puromun aromasıyla yarışabilir. Puromu da şu saniye içinde söndürebilirim.
Mais avant tout, je déteste que votre parfum, si subtil soit-il, se mesure à l'arôme de mon bon cigare à 3,59 $ que je vais éteindre sur-le-champ si sa nature phallique offense votre putain de sensiblerie!
Her şeyden öte...
Mais après tout...
Bunu yerine getirmek üzere o odaya düşünmeye giderken hukuk sistemimizin her şeyden öte zayıfı korumak üzere tasarlandığını hatırlayın.
Et lorsque vous allez vous retirer pour délibérer, n'oubliez pas que notre système de jurisprudence est conçu, plus que tout, pour protéger les faibles.
- Her şeyden öte şiiri severim.
J'aime la poésie par-dessus tout.
Ve her şeyden öte örnek bir dosttu.
Et surtout, surtout, un camarade exemplaire.
Her şeyden öte, Bay Büyük artık benimle beraberdi.
Après tout, M. Big était maintenant avec moi.
Her şeyden öte, aşkı seviyorum.
Mais avant tout, j'aime l'amour.
- Öyleyse sorun kendinize, insandan, her şeyden öte, en çok korktuğunuz şey nedir'?
- Demandez-vous ce que c'est. Plus qu'un homme, plus que toute chose. De quoi avez-vous peur?
Her şeyden öte bu senin ilk aşkın.
Après tout, c'est ton premier amour.
Her şeyden öte, çok tatlı bir kız.
C'est une fille gentille, dans le fond...
Hayır. Her şeyden öte, sana hayran kaldım.
Je vous admirais, vous aussi.
Siyah üzerine siyah mı? Her şeyden öte, senin kör olmanı istemeyiz.
Noir sur noir, ne vous aveuglez pas en plus de tout ll faut bien le faire
Kendini her şeyden öte yenilmez zannediyorsun.
On se croit invincible, au-dessus de tout.
Her şeyden öte, bir işim var...
Surtout, j'ai ce travail.
Her şeyden öte, daha kötüsü de olabilirdi.
Ce pourrait être pire.
Her şeyden öte sizi ben çizdim değil mi?
Aprés tout, je l'ai dessiné, n'est-ce pas?
Her şeyden öte arkadaşlıkla ilgili.
Tu sais, il s'agit plus d'une amitié partagée qu'autre chose.
Her şeyden öte, bir süreliğine katil sendin.
Pendant un temps, c'était vous, l'assassin.
Her şeyden önce seninle tanıştığımız için, senin gözünü açtığım için.
Pardon de t'avoir abordée... d'avoir ôté cette escarbille de ton œil...
Pardon. "... kanıtlanamamış kanıtlarımızdan öte savunmanın hedefi, her şeyden öte, sizin sağduyunuzdur mantıklı insanın gerçeği belirleme bilgeliğidir. "
Pardon. "... les preuves incontestées.
her şeyden önce 180
her şeyden çok 20
her şeyden 36
otel 43
öteki 30
otelde 37
otel mi 22
oteller 28
öte yandan 161
oteru 29
her şeyden çok 20
her şeyden 36
otel 43
öteki 30
otelde 37
otel mi 22
oteller 28
öte yandan 161
oteru 29
her şey yolunda 1390
her şey yolunda mı 840
her şeyin bir zamanı var 23
her şey için teşekkürler 136
her şey bitti 278
her şey iyi olacak 102
her şey için teşekkür ederim 55
her şeyin 49
her şeyim 18
her şeyin bir ilki vardır 44
her şey yolunda mı 840
her şeyin bir zamanı var 23
her şey için teşekkürler 136
her şey bitti 278
her şey iyi olacak 102
her şey için teşekkür ederim 55
her şeyin 49
her şeyim 18
her şeyin bir ilki vardır 44