Ne söyleyeceksen söyle перевод на французский
125 параллельный перевод
Ne söyleyeceksen söyle. Söylüyorum. Öğleden sonra Baumann'ı görmeye gittim.
J'ai vu Baumann cet après-midi.
Ne söyleyeceksen söyle fazla uzun sürmesin.
Ce que vous avez à dire ne devrait pas être trop long.
Fakat Tono'ciğim, ne söyleyeceksen söyle... Bunun için buradayız.
Allons, mon petit beau-frère, tu as la parole.
Ne söyleyeceksen söyle.
Je vous écoute, Vic.
Ne söyleyeceksen söyle, bir dakikan var.
Tu as une minute pour dire pourquoi tu es venu.
Ne söyleyeceksen söyle.
Dis-nous ce que tu es venu nous dire.
Ne söyleyeceksen söyle.
Dites ce que vous avez à dire.
Ne söyleyeceksen söyle Bruno. Benden ne istiyorsun?
Bruno, dis-moi ce que tu me veux.
- Haydi Mac, ne söyleyeceksen söyle?
Mac, qu'en dis-tu?
- Ne söyleyeceksen söyle.
- Vide-lui ton sac.
Şimdi ne söyleyeceksen söyle bakalım balık suratlı.
Pour papoter gentiment. Tu veux quoi, gueule d'empeigne?
Ne söyleyeceksen söyle. Neden şu lanet olası tabağımdakileri bitirmiyorum... Git kus ve hemen geri gel, tamam mı?
Alors... je mange tout, je vomis, et je reviens pour le second service.
Ne söyleyeceksen söyle ve baban gelmeden hemen git. Ne oldu?
Dis ce que ru as à dire er va-r'en avanr que ron père renrre.
Ne söyleyeceksen söyle.. ... ve git. istediğin paraysa, unut!
Dis ce que ru as à dire er va-r'en!
Haydi, ne söyleyeceksen söyle artık.
Je voudrais bien savoir ce que vous avez à me dire.
Ne söyleyeceksen söyle.
Dis ce que tu as à dire.
- Ne söyleyeceksen söyle.
Dites ce que vous avez à dire.
Ne söyleyeceksen söyle Ray.
Dis ce que tu as à dire, Ray.
Ne söyleyeceksen söyle.
Dites ce que vous alliez dire.
Ne söyleyeceksen söyle. Bu uzadı.
C'est ça qui commence à bien faire.
Ne söyleyeceksen söyle. Pekâlâ, senin için endişeleniyorum.
Je m'inquiète pour toi, voilà quoi.
Ne söyleyeceksen söyle.
Dis-moi juste ce que tu as à me dire.
- Ne söyleyeceksen söyle.
- Finis ce que t'allais dire.
Ne söyleyeceksen söyle.
- Plus tard. - Dis-moi ce qui ne va pas. Parlons-en maintenant!
O yüzden ne söyleyeceksen söyle. Çünkü duyana kadar gitmeyeceğim.
Dis-moi donc ce que tu as à dire... car je ne partirai pas avant de l'avoir entendu.
Ne söyleyeceksen söyle!
Dites-moi ce que vous voulez, à la fin!
İçeri gel ve ne söyleyeceksen söyle.
Vous ne pouvez pas dire ce que vous avez à dire?
Ne söyleyeceksen söyle Beni asla yakalayamayacaksın
De toute façon, tu ne m'attraperas jamais.
Ne söyleyeceksen söyle yoksa seni sonsuza kadar sustururum.
Dis ce que tu as à dire ou prépare-toi à être réduit au silence éternel.
Lütfen, ne söyleyeceksen söyle ve çık git buradan.
Dis ce que tu as à dire et tire-toi.
Hadi ne söyleyeceksen söyle.
Dis-moi ce qui ne va pas.
Sen de ne söyleyeceksen söyle de bitsin bu iş.
Vas-y, dis-moi aussi ce que t'as à dire, qu'on en finit!
Ne söyleyeceksen söyle.
Dis ce que t'as à dire.
Ne söyleyeceksen söyle. Sizin gibi biri o adamı kıskanamaz.
- Vous allez lui faire perdre sa place de voiturier?
- Ne söyleyeceksen söyle Alp.
- Dis ce que tu veux dire.
Şimdi ne söyleyeceksen söyle.
Maintenant dis ce que tu a à me dire.
Ne söyleyeceksen söyle.
Dites-nous ce que vous avez à dire.
Ne söyleyeceksen söyle ki... neden vaktinde mezun olamadıklarını ailelerine açıklamak zorunda kalmayayım.
- Peut-être que tu pourrais vider ton sac, de sorte que je n'aurais pas à expliquer à leurs parents pourquoi ils n'ont pas fini leurs études.
Ne söyleyeceksen burada söyle, hem de hemen.
Dis ce que tu as à dire ici et maintenant.
Ne söyleyeceksen doğruca söyle.
Tu me parlais, mais pas directement.
Ne söyleyeceksen sonra söyle, ama önce şunu götüreyim.
T'inquiète, je sais me défendre. J'ai une chose à lui dire.
Ne söyleyeceksen olduğun yerden söyle.
Ce que vous avez à dire, vous le direz là-bas.
Olmaz. Ne söyleyeceksen burada söyle.
Ce que vous avez à dire, dites-le ici.
Kaçma! Ne söyleyeceksen yüzüme söyle!
Viens me le dire en face
Fazla vaktimiz yok Hunt, ne söyleyeceksen şimdi söyle.
On n'a pas le temps, Hunt. Si tu as un truc à dire, dis-le.
Ama... Söyle ne söyleyeceksen.
Dis-moi alors ce que je dois dire.
İşim var O'Reily, ne söyleyeceksen hızlı ve güzel biçimde söyle.
Je suis très occupé. Alors quoi que vous vouliez, dépêchez-vous et que ça en vaille la peine.
Yani eğer bana dans etmeyeceğin hakkında birşey söyleyeceksen, en azından gerçek olan birşeyler söyle.
Alors, si tu ne veux pas me dire pourquoi tu ne danses plus, au moins raconte-moi quelque chose de vrai.
- söyle ne söyleyeceksen!
Parle!
- Ne söyleyeceksen çabuk söyle.
- Quoi que vous ayez à dire, faites vite.
Eğer bunları söylediğimi ona söyleyeceksen, ben ayrıldıktan sonra söyle.
Si vous lui dites que je vous ai dit ça... Ah, il ne vous croira jamais.
söyle 2270
şöyle 191
söyledim 318
söyledi 132
söyledin 99
söylemiştim 315
söylemiştin 61
söyle bana 1105
söyleme 186
söylemeyeceğim 91
şöyle 191
söyledim 318
söyledi 132
söyledin 99
söylemiştim 315
söylemiştin 61
söyle bana 1105
söyleme 186
söylemeyeceğim 91
söylemem 123
söyleyeceğim 241
söylemedim 113
söylesene 1323
söylemek istediğim 130
söylemedin 49
söylerim 244
söyleyeyim 186
söylemeyecek misin 32
söylemiyorum 60
söyleyeceğim 241
söylemedim 113
söylesene 1323
söylemek istediğim 130
söylemedin 49
söylerim 244
söyleyeyim 186
söylemeyecek misin 32
söylemiyorum 60
söyle ona 443
söylediler 23
söylemem gerek 33
söyle bakalım 455
söylediğim gibi 241
söyleyin bana 123
söyledin mi 33
söylemedi 153
söyleyemem 305
söylemedim mi 39
söylediler 23
söylemem gerek 33
söyle bakalım 455
söylediğim gibi 241
söyleyin bana 123
söyledin mi 33
söylemedi 153
söyleyemem 305
söylemedim mi 39