Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ O ] / Orada durma

Orada durma перевод на французский

287 параллельный перевод
Lü... Lütfen orada durma.
S'il vous plaît, ne restez pas là.
Bak, Ti Bat, gözlerini böyle pörtleterek orada durma.
Allons ne fais pas ces yeux-là!
Orada durma!
Ne reste pas plantée là!
Orada durma öyle, içeri gir.
Ne restez pas là, entrez!
Orada durma.
Ne reste pas plantée la!
Fakat orada durma, arabaya bin.
Mais ne reste pas là. Saute dans la voiture.
Bunu neden söylemedin ki... Orada durma!
Pourquoi ne m'as-tu pas dit que...
- Orada öyle bakıp durma, seni aptal!
- Ne restez pas planté là, imbécile!
Orada boş boş dikilip durma. Şunu Catherine'e tak.
Epingle-le sur sa robe.
Orada heykel gibi durma.
Ne reste pas là comme ça!
Çelik kafesi yanımıza almak için hazırla. - Orada... - Aptal gibi durma.
Faites démonter la cage, nous l'emmenons.
Orada öylece durma.
Ne restez pas là.
Hepsinin canı cehenneme, Steele. Hiçbir şey söylemeden orada dikilip durma.
Ne reste pas là à ne rien dire!
Durma orada.
Ne restez pas là sans rien dire!
Orada dikilip durma.
Ne restez pas plantés là.
Orada aptal aptal durma, topla şunları.
Ne reste pas planté là, ramasse-les.
Orada öyle sus pus durma. Bir şey söyle. Belki benden daha çok korkuyorsun.
Ne reste pas comme ça, sans rien dire.
Dünyanın sonuymuş gibi orada oturup durma öyle.
Ce n'est pas la fin du monde. Il ne s'est rien passé.
Orada öyle durma. İşimize bakalım.
Arrêtez de sucer votre pouce... il y a du pain sur la planche.
Orada öylece durma lütfen!
Eh bien!
Orada öyle durma.
Ne reste pas planté là.
Orada öyle durma!
Ne restez pas là à rien faire.
- Ne? Orada dikilip durma. Söyle onlara!
Eh bien, dites-leur!
Orada dikilip durma.
Ne reste pas comme ça.
Dikilip durma orada.
Ne vous gênez plus.
Matsue, orada öylece durma.
Matsue, pourquoi tu restes là?
Orada dikilip durma, nasıl bitireceğim?
- Aidez-moi donc a m'en sortir.
Orada öyle durma damadı öpmeyecek misin?
Alors? On n'embrasse pas la fiancee?
Orada dikilip durma.
Sonne, gros malin!
Ama orada damızlık hayvan gibi yatıp durma.
Tu restes comme une bête morte!
Orada öyle dikilip durma.
Qu'attends-tu?
Orada öyle durma!
Allez, remuez-vous!
Shinjo, orada dikilip durma. Onu nöbet kulübesine götür.
Shinjo, ramčne-le au poste.
Orada dikilip durma! Kımılda!
Ne reste pas planté là.
Sanki iyi karşılanmayacak gibi orada öyle durma.
On dirait que tu crains d'être mal reçu!
Orada dikilip durma.
Chéri, ne faites-vous rien pour moi?
O zaman biraz zor olacak, orada oturup durma.
Ça risque d'être difficile, juchée là-haut.
Gel haydi içeri gel durma orada dışarısı serin.
Tu m'as fait peur! Entre, on gèle!
Orada bön bön durma öyle, içeri getir.
Ne reste pas là comme une idiote, amène-la, - je veux la voir.
- Kızım orada dikip durma. - Sharon ait o. Bırakında kız okusun.
Soignez vos tentes, gardez vos uniformes impeccables et nous passerons tous une bonne soirée en famille!
Orada öyle put gibi durma, cevap ver.
T'as vraiment eu un gosse?
Orada dikilip durma da bana bir öpücük ver.
Ne reste pas planté là! Viens m'embrasser.
Orada öyle durma. Bir tane getir.
Cherchez-en une autre.
Durma orada.
Ne reste pas là.
- Orada oturup durma!
Viens.
- Orada oturup durma! Evet.
Tu ne vas pas rester là!
Orada ağzı açık dikilip durma.
Ne restez pas là à me regarder la bouche ouverte.
Orada dikilip durma!
Reste pas planté là!
Orada öyle durma, ateş yak.
Ne reste pas comme ça, mets le bois dans le feu.
Durma orada öyle.
Ne reste pas planté là.
Hadi gel! Orada öyle oturup durma, evladım.
Ne restons pas assis mon cher garçon, debout, debout.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]