Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ S ] / Sana ne yaptı

Sana ne yaptı перевод на французский

2,940 параллельный перевод
- Sana ne yaptılar?
Ils t'ont mis sous quoi?
Victoria'nın sana ne yaptığını biliyorum. Seni o berbat yere terk ettiğini biliyorum.
Je sais que Victoria t'a laissée dans un endroit horrible.
Bak, sana ne yaptığını biliyorum ve çok üzgünüm ama sana yardımcı olamam.
Ecoute, je sais ce qu'il t'a fait, et je suis désolé, mais je ne peux pas t'aider.
Sana ne yaptılar böyle?
Qu'est ce qu'ils t'ont fait?
Sana ne yaptılar?
Qu'est ce qu'ils t'ont fait?
- Sana ne yaptı? Beni afişe etti.
elle me déteste
Sana ne yaptıysam.. veya sen ne yaptığımı düşünüyorsan.. onları gönder yeter, tamam mı?
Quoi que j'ai pu vous faire, ou quoi que vous pensiez que j'ai fait, laissez les partir, ok?
Rebecca ve Tommy'nin yalanlarının sana ne yaptığına bir bak.
Regarde ce que les mensonges de Rebecca et Tommy t'ont fait.
- Sana ne yaptığımı söyledi mi?
- Elle vous a dit ce que j'ai fait?
Sana ne yaptı acaba?
Mais qu'est-ce qu'elle t'a fait?
Bak sana ne yaptılar.
Regarde ce qu'ils t'ont fait.
Tamam, anlıyorum. Ama o sana ne yaptı?
D'accord, mais qu'a-t-elle fait?
O'Connor'ın sana ne yaptığını biliyorum.
Je sais ce qu'O'Connor vous a fait.
Sana ne yaptı?
Que t'a-t-il fait?
Uzaylı dostlarının sana ne yaptığını bilmiyorum ve öğrenmekte istemiyorum.
Je ne sais pas ce que tes amis aliens t'ont fait, mais je ne suis pas sûr de vouloir le savoir.
Bana sana ne yaptıklarını söylemeliydin Tom gözüne koydukları implantı anlatmalıydın.
Tu aurais dû me dire ce qu'ils t'avaient fait, Tom... l'implant dans ton oeil.
Ve ayrıca bütün gün sana ne yaptığımı da düşündüm.
Tous les jours, toute la journée.
Ne yaptığını sana söyledi mi?
- Il vous a dit ce qu'il a fait?
Sana diyecektim ki Artuora Brentwood'dan bize bir daire aldı ve mutfağı yeniden yaptırıyor ama o kadar gürültü bebek için kötü olur.
Hé, j'allais te demander, Arturo a réussi à nous avoir un appartement à Brentwood, et il est en train de refaire la cuisine, mais tout ces bruits de chantier ne seraient pas très bon pour le bébé.
- Yaptığın şeyler komik geliyor. Sana inanacağımı sanmıyorum.
- Et même si tu le faisais, je ne te croirais pas.
Onun ne olduğunu bilmiyorum Pam. Sana özel biraz cevizsiz yaptım Kevin.
J'en ai fait sans noix, juste pour toi.
Ne yaptığımızdan sana ne?
Qu'est-ce que t'en a à faire de ce que nous faisons?
Ne yaptılar sana böyle?
Ils t'ont fait quoi?
Ne halt yaptım lan ben sana?
Mais qu'est-ce que je t'ai fait? !
Söylediğine göre asla sana çok çılgınca şeyler yaptırmamış.
En se basant sur lui, il ne pourra jamais vous obliger à faire quelque chose de trop fou.
Ne yaptı sana?
Qu'est ce qu'il vous a fait?
Annenin sana bıraktığı parayla ne yaptın?
Qu'avez-vous fait avec le laiton que votre mère vous a laissé?
Ve sana garanti ederim ki küçük işkencelerinden pişman olmakla kalmaz üstünkörü bir biçimde yaptıklarının 10 katı daha fazla acı çekersin.
Et je te garantis que tu ne vas pas seulement regretter chacun de tes petits supplices mesquin, mais que la souffrance que tu répands avec aisance te reviendra décuplé.
Ben sana yaptım, sen bana yapmıyorsun. Bu adil değil.
Je me suis occupée de toi, tu ne t'occupes pas de moi, c'est pas équitable.
Komutan Stern daha önce sana her ne yaptıysa, tekrar yapacaktır. Sen...
Tout ce que le Commandant Stern vous a fait auparavant, il le refera.
Geri bildirim için teşekkür ederim, Lemon. Fakat paniklediğim falan yok, tam olarak ne yaptığımın farkındayım. sana iyi böbürlenmeler.
Et bien, merci pour vos remarques, Lemon, mais je ne panique pas, je sais exactement ce que je fais, alors bonne fierté à vous.
Gergin hissettim babanız benden daha iyi bir ebeveyndi. Bunların hepsini sana söyleyebilirdim ama yaptığımın mazereti yok.
Je me sentais accablée, ton père était un meilleur parent que je l'ai été... je ne pourrais faire que ça, mais il n'y a pas d'excuse pour ce que j'ai fait.
Buradan nereye gideceğimi bilmiyorum. Bunu sana ben yaptım.
Je ne sais pas où partir.
Ne Pete'in ölümü ve ne de Laudner'ın sana yaptıkları.
pas la mort de Pete, et certainement pas ce que Laudner vous a fait.
Yanına usulca yaklaştım yaptığım seçim yüzünden ıstırap içinde yüzünü göremiyordum ama sesini duyunca titriyordum ve sana dokundum
Je suis venue à pas de loup à ton côté tourmentée par ma décision Je ne voyais pas ton visage mais je tremblais au son de ta voix et je t'ai touché
Ne yaptığını sana söylemeyeceğim ama ona "Abe Lincoln" diye sesleniyor.
Je ne te dirai pas ce qu'il fait, mais il appelle ça le Abe Lincoln.
Tek düşünebildiğim sana yaptığım sayısız haksızlıktı.
Je ne faisais que penser... à tout le mal que je t'ai fait.
Anlayamıyorum, ne yaptım sana ben?
Je pige pas. Qu'est-ce que je t'ai fait?
Biraz rahatlaman için sana nefes egzersizleri yaptırmama ne dersin?
Pourquoi je ne te donnerais pas un petit exercice de respiration juste pour vous sentir mieux?
Sana ne iyilik yaptı?
- Il t'a apporté quoi?
Yaptığın şey için sana gerçekten teşekkür edemedim, benim ve ailem için kendini feda ediyorsun.
Je ne t'ai jamais remerciee pour ce que tu faisais. Te sacrifier pour moi et pour ma famille.
Sana haber vermediklerini duydum ve hala sana bu işi yaptırmaya çalıştıklarını. Ve bu hiç adil gelmedi.
J'ai appris qu'ils ne te le disaient pas et qu'ils te faisaient toujours faire ça et ça m'a semblé injuste.
Pekâlâ, yaptığım şey sana güvenmemek, Nick ve senin olayını dinlemeden direkt patlamak aptalcaydı.
Ok. Ce que j'ai fait, ne pas te faire confiance, sauter sur une conclusion stupide à propos de Nick et toi. J'ai été bête.
Yaptığım şey sana her zaman mantıklı gelmeyebilir, ama yaptığım şey çok önemli ve bunu sen olmadan başaramam.
Ce que je fais n'aura pas toujours de sens pour toi. Mais c'est important. Et je ne peux pas le faire sans toi.
Sana şunu söylemeliyim ; senin yaptığın gibi..... babalarının ölümlerini araştırtacak cesarete sahip çok fazla 11 yaşında çocuk tanımıyorum.
Je dois te dire que je ne connais pas beaucoup de garçon de 11 ans qui aurait eu le courage de suivre l'enquête sur l'assassinat de son père de la manière dont tu l'as fait.
Ayasha'ya yaptığı şey yüzünden suçlanamaz ama sana yaptığı şey yüzünden onu hapse atabilirim.
Je te le jure. Il ne sera pas tenu responsable pour ce qu'il a fait à Ayasha, mais je l'arrêterai pour ce qu'il t'a fait.
Birisi, şiddet tehdidinde bulunduğunda sana istemediğin bir şeyi yaptırdığında teknik olarak bu bir adam kaçırmadır.
Maintenant, quand quelqu'un utilise de la violence, pour te faire faire ce que tu ne veux pas, techniquement c'est du kidnapping.
Şikago'da sana ne iş yaptıracaklarını sanıyorsun?
Qu'est-ce que tu crois qu'ils vont faire de toi à Chicago?
Sana kötü şeyler yaptırma bana.
Ne me fais pas faire quelque chose de dégueulasse.
Amanda, doğru olanı yaptığın sürece başına hiçbir şey gelmeyeceğine dair sana söz veriyorum.
Amanda, je vous promets que rien ne va vous arriver tant que vous faites ce qui est juste.
Nazik ve sabırlı davranarak sana ulaşmak için elimden geleni yaptım. Ama güzellikle yola gelmeyeceğin çok açık.
J'ai essayé de communiquer en étant gentil et patient, mais visiblement, tu ne comprends que la force.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]