Sizinle konuşmak istiyor перевод на французский
346 параллельный перевод
Hofmeister sizinle konuşmak istiyor, Müfettiş.
Hofmeister voudrait vous parler.
Profesör, polis merkezinden arıyorum. Müfettiş Lohmann sizinle konuşmak istiyor.
Le commissaire Lohmann vous demande.
Sizinle konuşmak istiyor. Kapıda mı?
Il y a un inspecteur de police à la porte.
Sizinle konuşmak istiyor.
Il veut vous parler.
Hükümlü sizinle konuşmak istiyor.
Elle vous demande.
Müfettiş sizinle konuşmak istiyor.
Le commissaire vous demande de nous suivre.
- Aziz Ana sizinle konuşmak istiyor, Rahibe Clodagh.
La Révérende Mère désire vous parler, sœur Clodagh.
Şef sizinle konuşmak istiyor. Hatta kalır mısınız?
Ne quittez pas s'il vous plaît...
Bayan Shellhammer sizinle konuşmak istiyor.
Mme Shellhammer veut vous parler.
- Yüzbaşı Lochner sizinle konuşmak istiyor.
- Le commissaire veut vous voir.
- Sizinle konuşmak istiyor.
- Il a demandé à vous voir.
Kusura bakmayın, Bayan Bell ama Kaptan Huk sizinle konuşmak istiyor.
Pardon, mam zelle Clochette, mais le Capitaine Crochet veut vous parler.
Miss Ordway sizinle konuşmak istiyor. - Adı ne?
Il y a une Mlle Ordway qui souhaite vous parler sur la 2.
Gelin doktor. Annem sizinle konuşmak istiyor.
Ma mère souhaite vous parler.
Dr Han, Mr Palmer-Jones sizinle konuşmak istiyor.
Dr Han, M. Palmer Jones voudrait vous parler.
- Babam sizinle konuşmak istiyor.
- Mon père voudrait vous parler.
Efendim, hanım sizinle konuşmak istiyor. Börte?
Seigneur, ma maîtresse souhaite vous parler.
Bu beyler sizinle konuşmak istiyor.
Ces messieurs vous cherchent.
Moriyama-san hemen sizinle konuşmak istiyor.
M. Moriyama voudrait vous parler.
- Evet, Catherine sizinle konuşmak istiyor.
- Oui. Catherine veut vous parler.
- Sizinle konuşmak istiyor, veriyorum.
- Je vais vous passer Catherine, elle veut parler avec vous.
Bayan Mulligan, kocanız sizinle konuşmak istiyor.
Mme Mulligan, votre mari au téléphone.
Şerif sizinle konuşmak istiyor.
Le shérif veut vous parler.
Bay Pierce sizinle konuşmak istiyor.
M. Pierce aimerait te parler.
Kumandanım sizinle konuşmak istiyor.
Mon commandant veut vous parler.
Bay Marello sizinle konuşmak istiyor.
M. Marello.. .. aimerait vous parler.
Evet, savcı sizinle konuşmak istiyor.
Le procureur veut vous voir.
Bay Krantz sizinle konuşmak istiyor.
M. Krantz veut te parler.
Binbaşı sizinle konuşmak istiyor.
M. l'lntendant va vous parler.
Size. İçişleri Bakanı sizinle konuşmak istiyor.
Le ministre de l'Intérieur veut vous parler.
Teğmen sizinle konuşmak istiyor bayan.
Le Lieutenant veut vous parler.
Özel Ajan Polk sizinle konuşmak istiyor.
L'agent Polk voudrait vous parler.
- Sizinle konuşmak istiyor.
- Il aimerait vous parler.
Bay Burnette sizinle konuşmak istiyor, Mr Marlowe. Önemli bir mesele.
Mr Burnette voudrait vous parler, Mr Marlowe C'est important
Affet beni. Bay Alfredo, Bay Pioppi sizinle konuşmak istiyor.
Ne rentre pas avec tes bottes boueuses, je te l'ai déjà dit.
Sizinle konuşmak istiyor.
Nancy veut vous parler.
Evet, sizinle konuşmak istiyor.
Il veut vous parler.
Sizinle özel olarak konuşmak istiyor.
Il veut vous parler en privé.
Sizinle bankayla ilgili bazı işleri konuşmak istiyor... Çok geç olmadan.
Il veut vous parler affaires, avant qu'il soit trop tard.
Bn. Rutledge sizinle mutlaka konuşmak istiyor.
Mme Rutledge insiste pour vous parler.
sizinle konuşmak istiyor.
Elle veut vous parler.
Bayan Villander sizinle biraz konuşmak istiyor.
Je n'ai pas de remarques à faire, mais Mlle Villander en a.
Hasta bir adam konuşmak istiyor sizinle.
Voici un malade qui désire vous parler.
- Bayan Wilberforce Albay Courtney sakıncası yoksa sizinle özel olarak konuşmak istiyor.
Le Major Courtney aimerait vous parler. La-haut.
Bay Harris sizinle konuşmak istiyor.
M. Harris vous demande.
Quanah sizinle iş konuşmak istiyor.
Quanah, on voudrait parler affaire avec vous.
İkimizin de ailelerini ilgilendiren bir konuda sizinle konuşmak için izin istiyor.
Il demande la permission de te parler d'une question qui concerne nos familles.
Hastaneden biri geldi, adı Franz, sizinle acilen konuşmak istiyor. Özür dilerim, hayatım!
Excusez-moi chérie, mon retour à la clinique après tant d'années me rend un peu nerveux...
Bay Prokosch sizinle konuşmak istiyor.
- M. Prokosch veut parler avec vous.
Ekselansları, piskopos Folliot biraz önce Londra'dan geldi. Sizinle acil olarak konuşmak istiyor.
Votre Grâce, l'Evêque Folliot arrive juste de Londres, il souhaite vous parler en urgence.
Bay Kanning, Sayın Başbakan sizinle bir şey konuşmak istiyor.
Maitre Kanning, le recteur voudrait vous parler.
sizinle konuşmak istiyorum 119
sizinle konuşmak güzeldi 26
konuşmak istiyorum 121
konuşmak istiyor 16
istiyorum 518
istiyorsun 66
istiyor 63
istiyorum ki 20
istiyor musun 190
istiyoruz 36
sizinle konuşmak güzeldi 26
konuşmak istiyorum 121
konuşmak istiyor 16
istiyorum 518
istiyorsun 66
istiyor 63
istiyorum ki 20
istiyor musun 190
istiyoruz 36
istiyorsan 64
istiyor musunuz 17
istiyordum 17
sizin 241
sizinle 59
sizin mi 61
sizinle tanıştığıma memnun oldum 60
sizin olsun 33
sizinleyim 24
sizinki 37
istiyor musunuz 17
istiyordum 17
sizin 241
sizinle 59
sizin mi 61
sizinle tanıştığıma memnun oldum 60
sizin olsun 33
sizinleyim 24
sizinki 37
sizin derdiniz ne 30
sizin gibi 99
sizin için 164
sizinle mi 26
sizindir 39
sizin de 22
sizinle geliyorum 51
sizin neyiniz var 74
sizinle gelebilir miyim 36
sizin için ne yapabilirim 426
sizin gibi 99
sizin için 164
sizinle mi 26
sizindir 39
sizin de 22
sizinle geliyorum 51
sizin neyiniz var 74
sizinle gelebilir miyim 36
sizin için ne yapabilirim 426