Yapmalısın перевод на французский
5,318 параллельный перевод
Sen de yapmalısın.
- Toi aussi, tu devrais rentrer.
Bence hemen iş başı yapmalısın.
C'est mieux de rester ici, je... je trouve.
Fakat ceset için birşeyler yapmalısın, Jer.
Mais maintenant, il va falloir t'occuper du corps, Jerry.
Çünkü bu sefer bizim için kesinlikle bir şey yapmalısın.
Car cette fois, vous devez faire quelque chose.
Eğer bunu yapacaksan, tam yapmalısın.
Si tu le fais, fais-le jusqu'au bout.
Pratik yapmalısın.
Tu dois t'entraîner.
Elimden geleni yapacaksam sen de yapmalısın.
Je vais me démener, et toi aussi.
Şunu yapmalısınız.
- Ce serait un honneur.
Yapmalısın.
Tu devrais!
İkiniz sevişmeli ve bunu yapmalısınız...
- Mettez-vous ensemble.
Sınavı geçmek ve yakalanmamak istiyorsan. Bütün her şeyi korkusuzların yaptığı gibi yapmalısın.
Si tu ne veux pas qu'ils te démasquent tu dois te comporter comme un Audacieux.
Logan, bir zamanlar senin için yaptığımı şimdi sen de benim için yapmalısın.
Logan, tu vas devoir faire pour moi ce que jadis j'ai fait pour toi.
Tommy, biraz daha perde yapmalısın dostum.
Tommy, tu dois bloquer l'adversaire.
Harika şeyler yapmalısın.
Tu vas faire de grandes choses.
Hergün yapmalısın ve hiçbir zaman aynı ekipmanı kullanmamalısın.
Pratique quotidienne et changement d'équipement régulier.
Güzel, yapmalısın da.
Bien. Je n'en attends pas moins.
Ama bunu baban veya benim için yapmamalısın bunu kendin, Ray ve çocuklar için yapmalısın.
Mais ne faites cela ni pour votre père ni pour moi. Faites-le pour vous, pour Ray et les enfants.
Ve bunu yalnız yapmalısın.
À vous de le faire.
Tabi, ne deniyorsa onu yapmalısın, değil mi?
Tu dois faire ce qu'on te dit, hein?
Düzgün enstrümanlarla kayıt yapmalısın.
Tu dois enregistrer avec un bon équipement.
Çok hoş gülümsüyorsun, daha fazla yapmalısın bunu.
Vous avez un beau sourire. Montrez-le plus souvent.
Bence yapmalısın..
Tu devrais.
İşte böyle bunu yapmalısın bizden bunu istiyorlar..
Voilà. C'est ce qu'elles veulent.
Hayır, hayır, hayır. Bunu sen yapmalısın.
Non, tu dois le faire.
Üstüne düşeni yapmalısın.
Il faut que tu joues ton rôle.
Bu işi bitirmek istiyorsak rolünü iyi yapmalısın.
Pour réussir le coup, il faut préserver les apparences.
Siz de o şekilde yapmalısınız bence, öylesi çok eğlenceli oluyor.
Ouais ça c'est drôle.
Sen de kendi işini yapmalısın. Cynthia'nın oda arkadaşıyla bağlantı falan kurmalısın.
Fais tes trucs avec des pistes, tes contacts.
Ve sende öyle yapmalısın.
Toi aussi tu devrais.
Borçlar ödenene kadar değişiklikler yapmalısın.
Vous devez faire amende honorable. Jusqu'au remboursement de la dette.
İş, zaman... Mutlaka çocuk yapmalısın.
Vraiment, ayez un enfant.
Tek söylediğim bir şeyden gerçekten hoşlanıyorsan bunun için birşeyler yapmalısın. Ulaşmalı ve elde etmelisin.
Si tu veux vraiment une chose, tu dois tendre le bras et la prendre.
Koca bir romantik jestle pat diye gidemezsin. Önce temel çalışmaları yapmalısın.
Ne te lance pas sans préparer le terrain.
- Taklidini yapmalısın.
- Et? Tu dois mimer.
Yapmalısınız.
Vous le devez.
Bunu yapmalısın!
Tu devrais le faire.
Ona birkaç haftalık bir şey dersin ama bunu kendi başına yapmalısın.
Dis-lui que c'est pour 15 jours. Que tu dois faire ça tout seul.
Konsere gelince, sadece 25-30 dakika yapmalısınız ki...
Si vous pouviez boucler le spectacle en 25 ou 30 minutes...
Bunu senin yüzünden yazdım. Bu çocuklar için bir şeyler yapmalısın.
Il faut aider ces gamins.
Bir şey yapmalısın.
Il faut que tu fasses quelque chose.
Bu işi profesyonel olarak yapmalısın.
Tu devrais faire ça de façon professionnelle.
Doğru olan şeyi yapmalısın.
Tu as fait quelque chose de bien.
- Bunu sen yapmalısın.
J'ai besoin que vous fassiez un truc pour moi.
Benim için bir şey yapmalısın.
J'ai besoin d'un seul truc.
Bunu siz yapmalısınız. Geçirin ve şifreyi girin.
C'est vous qui... devez taper le code.
Gidip ağzını yıkayacak, sen de banyo yapmalısın.
Elle va se laver la bouche et vous, vous devriez prendre un bain.
Öyle yapmalısın.
Tu devrais.
Evet yapmalısın, Case.
- Oui.
Bakın çocuklar, iş birliği yapmalısınız.
Arrêtez de chouiner.
Gerçekten yapmalısın.
- C'est top.
Bu dünyada halletmen gereken şeyler varsa hemen yapmalı ve kendini diğeri için hazırlamalısın.
Si vous avez des affaires à régler, faites le nécessaire et préparez-vous pour l'autre monde.
yapmayacağım 170
yapmalıyım 51
yapma 5445
yapmadım 132
yapma ya 98
yapmadın 55
yapmak istiyorum 29
yapmak istemiyorum 51
yapmayın 745
yapmalıyız 39
yapmalıyım 51
yapma 5445
yapmadım 132
yapma ya 98
yapmadın 55
yapmak istiyorum 29
yapmak istemiyorum 51
yapmayın 745
yapmalıyız 39
yapma ama 158
yapmaz 37
yapmazsan 25
yapmamalısın 52
yapmayacaksın 53
yapma böyle 70
yapmak zorundayım 47
yapma be 35
yapma bunu 151
yapmam 83
yapmaz 37
yapmazsan 25
yapmamalısın 52
yapmayacaksın 53
yapma böyle 70
yapmak zorundayım 47
yapma be 35
yapma bunu 151
yapmam 83