Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ Y ] / Yapmamalısın

Yapmamalısın перевод на французский

911 параллельный перевод
Hayır, bunu yapmamalısın!
"Non, ne faites pas ça!"
Hayır, hayır, böyle yapmamalısınız Bayan.
Allez, vous ne devez pas pleurer, mademoiselle.
Böyle yapmamalısın!
" Vous n'auriez pas dû faire ça!
Ama yavrum, bunu yapmamalısın!
Tu ne dois pas faire ça!
Nanny, sersem kız. Böyle şeyler yapmamalısın.
Nanny, petite sotte Tu ne devrais pas faire ca
Hayır, yapmamalısın.
Il ne faut pas.
Evet. Helen, bunu bir daha yapmamalısınız.
Helen, ne refaites plus ça.
Bay Wade, yapmamalısınız...
M. Wade, vous ne pensez pas...
Hayır, bunu yapmamalısın.
Non, ce n'est pas comme ça.
- Ölmek istiyorum! - Böyle yapmamalısın.
Je ne veux pas de glace, je veux mourir!
Ted, beni dinle. Bunu yapamazsın. Yapmamalısın.
Ted, écoutez-moi, vous ne pouvez pas, vous devez...
Oh Heathcliff, bunu yapmamalısın.
Ne faites pas ça.
Bunu yapmamalısın.
Non. Ce serait trop dangereux.
- Johnny, böyle bir şey yapmamalısın.
- Il ne faut pas y aller.
Doktor, yapmamalısınız.
Docteur, non.
- Hayır, yapmamalısınız. Canım sevgilim Klara, artık daha fazla dayanamıyorum.
Mon amour, Klara, je n'en peux plus.
Yapmamalısın.
Ne fais pas ça.
- Yo, hayır. - Yapmayın, yapmamalısınız.
À présent, je me lève!
Böyle şeylerin şakasını bile yapmamalısın.
Ne dis pas de blagues!
Amiral Devereaux, bunu yapmamalısınız.
Vous ne devriez pas. Tenez.
- Hayır Albay, bunu yapmamalısınız.
Non, colonel, il ne faut pas.
Böyle yapmamalısın.
- C'est parfait. Vous ne devez pas.
Böyle bir şey yapmamalısınız.
ne faites pas ça!
- Maximo, Yapmamalısın..
- Je vais être éclaireur.
Sonsuza kadar cehennemde yanarsınız. Bunu yapmamalısınız bayım.
Vous iriez en enfer!
Bunu yapmamalısın, hayır.
Restez couché!
Joe, Bunu yapmamalısın.
Joe, tu ne peux pas faire ça!
Bunu yapmamalısın...
Tu ne peux pas...
Bunu yapmamalısın.
Ce n'est pas la peine.
Çünkü bu Cumartesi toplantılarını bilirim. Bir bakıma Cumartesi oynanan poker gibi, Pazar için plan yapmamalısın.
Ces conférences, tout comme les parties de poker, n'en finissent pas.
Böyle sertçe hareketler yapmamalısın.
Ne fais pas de gestes aussi violents.
- Yapmamalısın. - Sorun yarattı bile.
C'est trop tard!
Bunu yapmamalısın, tek istediğim eğlence sektörüne katılabilmek.
Pas de ça! Je veux seulement être artiste... toute petite, j'en révais.
Bekar kızların önünde gösteriş yapmamalısın. Aptal!
Tu ne devrais pas en faire étalage en face de célibataires.
Yapmamalısın. Sadece sen ve Bay Carpenter ile ilgili değil.
Ce n'est pas juste entre toi et lui.
- O faturayı ödemek isterim. - Yapmamalısın.
- Je règle la note.
Şüpheli hiçbir şey yapmamalısın.
Tu ne dois rien faire de suspect.
Öyle bir şey yapmamalısın.
Vous ne voulez pas vraiment faire ça.
Bunu şimdi yapmamalısın.
Pas de ça!
Yani iyi bir şey. Demek istediğim iyi bir şey fakat bunu yapmamalısın.
Eh bien, C'est agréable, mais vous ne devrez pas le faire.
Ne olursa olsun, ailenin saygınlığına leke sürecek bir şey yapmamalısın.
En tout cas, tu dois penser à l'honneur de cette famille.
Ebe olmak istiyorsan, bu kadar dedikodu yapmamalısın.
Tu veux devenir sage-femme, non? Tu ne dois pas parler à tort et à travers.
- Hayır, yapmamalısın!
- Impossible!
Bunu söylemen çok hoş, ama benim hoşlandığım herşeyden sen de hoşlanıyormuş gibi yapmamalısın.
C'est gentil, mais nul besoin de prétendre aimer tout ce que j'aime.
Bunu her ne sebeple yapıyorsun bilmiyorum ama, bence yapmamalısın.
J'ignore pourquoi il vous faut cet argent...
Yapmamalısın Shinji.
Shinji-kun.
Böyle yapmamalısın.
Tu as tort, petite... la jalousie est un sentiment affreux!
Tanrım. - Bunu yapmamalısınız.
Ça ne se fait pas.
Henüz atlama yapmamalısın.
Ne saute pas!
Tam bir Ari ırk elde edene kadar asla barış yapmamalıyız.
Nous n'aurons de paix qu'avec une race aryenne pure.
Yapmamalısın.
- Non, Dan, pas besoin.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]