Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ Y ] / Yarın sabah

Yarın sabah перевод на французский

4,451 параллельный перевод
Çocuk esirgeme kurumundan biri yarın sabah ilk iş olarak buraya gelecek.
Quelqu'un de l'agence d'adoption sera là à la première heure du matin.
Kendimi iyi hissetmiyorum ve yarın sabah erken kalkmalıyım.
Je me sens pas bien, et je dois me lever tôt demain.
Bu tren yarın sabah kalkacak, tamam mı?
Le train devra partir demain à la première heure, ok?
Hadi işe koyulun! Bu tren yarın sabah kalkacak!
Ce train doit partir à la première heure demain matin!
- Tren yarın sabah kalkıyor.
Laisse moi deviner.
Yarın sabah.
Première heure demain.
Çünkü bunu yaparsan Art yarın sabah gazetelerde adamın birinin kafayı sıyırıp toplumun önde gelenlerinden birini öldürdüğü yazacak.
Parce que si tu fais ça, Art, demain matin, les journaux vont dire que des gars cinglés sont devenus fous et ont tué un pilier de la communité.
Pekala, çocuklar... Şimdiden yarın sabah 8'e kadar yapmanız gereken tek şey bu sunuculardaki ışıkları izlemek, tamam mı?
Hum, okay, les gars... tout ce que vous avez à faire entre maintenant et 8h demain matin, c'est regarder les lumières sur ces serveurs, d'accord?
Çok yorulduk, yarın sabah devam ederiz.
Faisons une pause.
Yarın sabah görüşürüz.
A demain matin.
Yarın sabah için doktora randevu ayarladım.
J'ai pris rendez vous avec le docteur demain matin.
Yarın sabah onu ararım.
Je l'appellerai demain matin.
Yarın sabah çok önemli bir görüşmem var, yani eve gidip uyumalıyım. Ama eminim Talia, Hillary ve Lucy seninle yemeğe çıkmayı çok ister. Değil mi kızlar?
J'ai un RDV vraiment important demain matin et je dois rentrer chez moi et dormir mais je te parie que Talia, Hillary et Lucy adorerait sortir avec toi
- Yarın sabah L.A. Sports Arena'da.
Demain matin au Sports Arena de L.A.
Nance, uçağım yarın sabah kalkıyor ve Leni'yi 3'te alacağım, Annika da 4'te işe gitmeli.
Nance, mon avion part demain matin. J'ai Leni à 3H, et Annika doit aller travailler à 4H.
Yarın sabah "G.M.A." da yayınlanacak özel bir program olacak.
En exclusivité demain matin un air de "G.M.A".
Peki, yarın sabah grubu yeniden kuruyoruz.
D'accord, demain matin, on se regroupe.
Eğer siz yarın sabah evinizden üsse.. doğru yola çıkıncaya kadar başarılı olamazsak gemiyi başka yere yollayıp, töreni iptal ederiz.
Si cela n'est pas fait et éclairci avant que vous n'ayez quitté la résidence pour cette base demain matin, alors nous détournerons la troupe et annulerons l'événement.
Yarın sabah parkta oynayalım.
On devrait jouer demain matin au parc.
Yarın sabah, işten önce. Parkta Ultimate oynuyoruz.
Demain matin, Ultimate dans le parc avant le boulot.
Bilirsin, kulağa tuhaf gelebilir ama eğer yarın sabah banyoda çalışmaya gelecek olursan, yatak odasına girmeden önce kapıyı çalmayı unutma.
Tu sais, ce sera un peu bizard, mais si tu dois passer ici demain, dans la matinée pour travailler dans la salle de bain,
Veya yarın sabah.
Peut-être demain matin.
Yarın sabah ilk iş tedavinize başlayacağız.
On commencera le traitement dès l'aube.
Yarın sabah ilk trene biletleri aldım.
Nous avons les tickets pour le premier train du matin.
David Estes, yarın sabah sana ulusal güvenlikle ilgili brifing verecek.
Demain, Estes va vous briefer.
Kocası Abbas yarın sabah Hamra caddesinde Abu Nazir'le buluşacakmış.
Son mari, Abbas, a un rendez-vous demain, rue Hamra, avec Abu Nazir.
Neden yarın sabah 9'da tekrar toplanmıyoruz?
On reprend demain à 9 h.
Yarın sabah tam 08 : 00'de.
À demain matin. 8 h tapantes.
Ve size bir şey duyurmak istiyoruz, yarın sabah bizim evimizde ilk Gaylord'un Gücü gösterisi var!
Et nous voulons vous annoncer que demain matin, nous organiserons la première force du seigneur gay chez nous! Vous êtes tous les bienvenus.
Yarın sabah elinizde.
Vous l'aurez demain matin.
Yarın sabah büyük satış için sunumum var ve çok kötüyüm.
Supposé de donner cette grosse représentation demain matin et je serais mal.
Yarın sabah görüşürüz, tamam mı?
A demain matin, ok?
Ama sunum yarın sabah 8 : 00'de.
Mais la présentation est demain à 8h.
Ama yarın sabah Dublin'e gidiyor.
Mais il s'envole pour Dublin demain matin.
- Yarın sabah gel. - Ne?
Revenez me voir demain matin.
Yarın sabah bizim için bir açıklama yapacakmış.
Il veut bien nous voir tôt demain matin.
Özel Birimin Şefi yarın sabah açıklama yapmak için gelecek.
Le chef du PET viendra s'expliquer demain matin.
Yarın sabah akıntının orada buluşalım sonra ikimiz için de bir yer buluruz.
Retrouvons-nous à la rivière, demain matin et après, nous trouverons un endroit sûr pour nous deux.
Yarın sabah.
Demain matin.
Yarın sabah 5'te hazır ol.
Au rapport demain, à 5h précise.
Yarın sabah ilk olarak Rikers Hapishanesine gideceğim.
Je vais à Rikers demain à la première heure.
Yarın sabah ilk işim bir uçağa atlamak olacak.
Je serai dans le premier avion demain matin.
Yarın sabah kahvaltını güzelce yaparsan, gelip seni alırım.
= Et si demain tu manges un bon petit déjeuner, je viendrai te chercher. =
Yarın sabah, nehir kıyısına gittiğinizde, birisi sizi karşı tarafa götürecek.
Un guide vous attendra à Gwangnaru au petit matin afin de vous escorter jusqu'à votre destination.
Yarın sabah ilk iş, Carlo'yu görmeye gidiyoruz!
Demain matin, tous chez Carlo, les chéris!
Yarın sabah onları kıskıvrak yakalayacağım.
Je lancerai l'attaque dès demain matin.
Bir sabah kalkacağım, yarın, bir hafta sonra, ne zaman olursa ve bam.
Je veux me réveiller un beau jour, demain ou peu importe.
Sabahın körü, gecenin yarısı...
C'est-à-dire commencer tôt le matin, finir tard le soir... - Ok.
Dünyanın yarısını dolaştık ve bu sabah o kadar eski bir uçağa bindik ki uçaktan atladığımda daha çok güvendeydim herhalde.
On a traversé la moitié de la planète. Et ce matin on est monté dans un avion si vieux, qu'on était plus en sécurité après en avoir sauté.
- Yarın sabah.
Demain matin.
Başkomiser, sabah toplantısı vakti. Son zamanlarda bu yarımadada asılsız söylentiler bir salgın gibi yayılıyor. İmparatorluğu eleştirenler şu anki devlet politikası hakkında atıp tutanlar ve asılsız söylenti çıkaranların hepsi tutuklanıp içeri atılacak.
c'est l'heure de la réunion du matin. de fausses rumeurs se répandent à travers toute la péninsule comme une maladie contagieuse. ceux qui critiquent les actions du gouvernement et ceux qui font circuler de fausses rumeurs doivent être immédiatement arrêtés.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]