Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → португальский / [ B ] / Bunun yanında

Bunun yanında перевод на португальский

774 параллельный перевод
- Bunun yanında öneriye de benzemiyor, değil mi
Além disso, não se aparece uma sugestão, pois não?
Bunun yanında gülümsemek de iyi gider, şöyle.
Acompanhado de um sorriso, assim.
Bunun yanında, seni götürmek demek daha fazla risk almak demek.
Além disso, não quero que corra esse risco.
Bunun yanında oldukça da iyi bir arkadaş.
Além disso, ela é uma óptima companhia.
Bunun yanında, ben seninle artık daha fazla ilgilenemiycem.
Além disso, eu já não gosto de ti.
Gurur duyduğumuz Alman V-2 roketleri... bunun yanında çocuk oyuncağı kalır.
O V-2 alemão de que nos orgulhámos tanto... era uma bombinha de carnaval comparado com isto.
Bunun yanında, seni sevdim sayılır.
Além disso, até gosto de ti.
Bunun yanında, kızılderili tehlikesi de var.
Além disso os índios podem ser muito maus.
Bunun yanında, seni tekrar görmek için bir bahane olur.
Além disso, é uma boa maneira para o voltar a ver novamente.
Bunun yanında harika görünüyorum.
Bem, a seguir, estou elegante.
Bunun yanında Tate böyle olsun istemezdim.
Ademais, não queria fazê-lo, Tate.
Baylar, bu öyle bir şey olabilir ki, hidrojen bombası... bunun yanında sıradan bir silah olarak kalabilir.
Senhores, acho que estamos no rasto de algo tão grande, que a bomba H se tornará uma arma convencional.
Bunun yanında, benim gibi kör bir adamdan yardım istemiş olman Iioka çetesinin şanını lekelemez mi?
Além disso, não achas que ter um cego a ajudar-te mancharia a reputação do bando de Iioka?
Ve bunun yanında körüm.
E ainda por cima sou cego.
Bunun yanında, bu Wart'ın işi, onun görevlerinden biri.
Além disso, isto é trabalho do Artur! Uma das tarefas dele.
Bunun yanında... Bu isteklerin arkasında kim var biliyorum.
Além de que tenho a certeza de quem está por trás desse pedido.
Bunun yanında, bana danışmadan Allah'a danışmayacağına güveniyorum. Konuşabilir miyim, efendim?
Além disso não confio num homem que consulta Deus antes de me consultar.
Bunun yanında samanlıkta iğne bulması çocuk oyunu kalır.
Encontrar uma agulha num palheiro vai ser canja!
Sana dansı, bunun yanında dilleri öğrettim ve bildiğim müziği ve güzel olanı sevmeyi.
E ensinei-te a dançar também e línguas. E toda a música que eu sabia e a amar o que é belo.
Üçüncü yaş günümü anımsıyorum da sadece resimleri değil, bahçeyi ya da armağanları değil bunun yanında kimin kime ne yapmış olduğunu, kalbinden neler geçirdiğini düşünüyorum.
Recordo-me do meu terceiro aniversário. Não só dos jardins e dos presentes, mas de quem fez o quê a quem e de qual foi a sensação, mas nunca recordo nada de ti que não seja indiferença.
Bunun yanında, haydutlar neden dönecek?
Mas por que você acredita, que os ladrões vão voltar?
Bunun yanında, bütün vatandaşların her yarım saatte bir..... iç çamaşırlarını değiştirmesi gerekecek.
Além disso os cidadãos serão obrigados a mudar a sua roupa interior a cada meia hora.
Bunun yanında açlık ve nehrin hiddetinden, farelerin taşıyacağı yeni vebadan korkuyorlar.
Além da fome e da violência do rio, temem uma nova peste trazida pelos ratos.
Bunun yanında saat sabahın altısı.
Aliás, aonde vais às seis da manhã?
Bunun yanında, hurdalara yükleme yapmayı sevmiyorum.
- Aliás, não gosto de carregar caixotes.
Bunun yanında, pek namuslu işler yaptığın da söylenemez, değil mi?
E depois, tu também não és um poço de virtude, pois não?
Bunun yanında, onlarla bizim aramızdaki Diyalogu sürdürmek için elimizden geleni yapmalıyız.
Além disso, devemos fazer tudo para conseguir um diálogo entre nós, e eles.
- Bunun yanında bira da ister misin?
- Quer uma cerveja a acompanhar isso?
Bunun yanında, gitmemize izin verdiler.
Além disso, eles deixaram-nos escapar.
Bunun yanında, savaş istasyonuna saldırmak benim cesaret düşüncem değil.
Além disso, atacar aquela estação não é a minha ideia de coragem.
Bunun yanında evren ölçülemez bir büyüklüğe sahiptir.
Mas o cosmos é incalculavelmente rico.
Benim hapsedebilme yeteneğimin olduğunu düşündüler. İnsan sesini, bunun yanında ruhlarını da esir edebileceğimi.
Eles pensaram que se eu era capaz de capturar a voz humana, também era capaz de capturar os seus espíritos.
Bunun yanında şu anda işimizin başındayız.
Além disso, agora é comum.
Bunun yanında, hiç zamanım olmadı.
- Além do mais, nunca tive tempo.
Yeni birşey, fakat diğer girişimlerim bunun yanında daha az önemli kalıyor.
Um novo empreendimento, que é um pouco consequência dos meus outros empreendimentos.
Bob, sushi bunun yanında hiç kalır, değil mi?
Bob, isto é muito melhor que sushi, não é?
Bunun yanında bu tip toplantılara her seferinde eşlik eden içki ve uyuşturucu, ki beni daha da çok rahatsız eden konu bu Ren, manevi bir yozlaşmaya ve çöküntüye sebep olabiliyor.
além das bebidas e das drogas... que sempre parecem acompanhar tais eventos... o que mais me preocupa, Ren... é a corrupção espiritual que dele pode decorrer.
Bunun yanında biz artık kolejliyiz değil mi?
Além disso agora somos universitários, certo?
Bunun yanında İktidarsızım...
- E também... sou um pouco impotente.
Bunun Yanında, Kontrol Edebilirsiniz Anladınız Siz...
Além disso, és tu quem paga a conta.
Bunun yanında, işin içinde uyuşturucu var.
Além disso, agora há as drogas.
Bunun yanında, bu gençleri tanıdıktan sonra...
Além disso, depois que comeces a conhecer aqueles rapazes...
Evet, bunun yanında o bir pislik.
Sim, além disso, ele é um idiota.
Eğer sana biraz mal verirsem, beyin tümörü bunun yanında baş ağrısı gibi kalır.
Se eu te der uma, vais achar que um tumor cerebral é presente de aniversário.
ve ben mutlu bir adam olarak öleceğim ve bunun yanında, iki yıldır bu kasabanın şerifi ben değilim.
morrería feliz... e também eu não fui xerife deste lugar durante dois gloriosos anos.
Pek çok şeyin yanında bunun için de sana minnettarım.
Estou-te agradecida por isso e por muitas outras coisas.
Bunun gibi sahneler yurdun her yanında oluyor şehirli ve kasabalı erkekler birliklerimizi doldururken.
Vêem-se cenas como essa portoda a nação. Rapazes da cidade e do campo unem-se às nossas fileiras.
Bunun korkusuyla sonsuza dek yanında kalacağım.
Por receio de tal, ficarei aqui convosco,
Yine de bana, bunun bir işe yarayıp yaramadığını soracak olursanız eğer gaz odasına atılan tek bir Yahudi bile Amsterdam işçilerinin onun yanında olduğunu hissettiyse maksat hâsıl olmuştur.
Muitos não sei, mas se me perguntarem se acho que isso fez algo de bom, respondo : se um só judeu numa câmara de gás tiver sentido que os trabalhadores de Amesterdão não o abandonaram, então não foi em vão.
Yanında kalır ve seninle konuşursam, limuzin yollamazlar ve havalanına gidemem. - Seninle geleceğimi düşünecekler. - Bunun nesi yanlış?
Se fico aqui na conversa consigo, não me mandam o carro e pensam que vou sair consigo.
Bunun yanısıra, 250'nin altında vuruş yapan hiçbir oyuncuyla birlikte olmadım. Eğer birçok RBl yapmamışsa ya da ortada büyük bir eldiven adam gibi değilse.
Além disso, nunca dormiria com jogador de média inferior a 0,250... a não ser que tivesse batido muitos home runs ou fosse um grande receptor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]