Bunun gibi перевод на португальский
6,107 параллельный перевод
Ve bunun gibi nasıl o düştün?
E como é que ela fez para terminar assim?
O adamın sırtı dönüktü, aşağı yukarı bunun gibi yatıyordu.
Aquele homem estava deitado de costas, mais ou menos como ele está deitado agora.
Tıpkı bunun gibi.
Tal como isto.
Bunun gibi bir yerde. Sonra seni buraya yolladılar, sıradakide bendim biliyordum.
E, entretanto foste enviada para cá, eu sabia que seria a próxima.
Bunun gibi.
Como este.
Bağımsızlık Savaşı sırasında bunun gibi hapishanelerde her yerde nöbetçi olurdu.
Durante a Revolução, estruturas prisionais como esta tinham uma sentinela em cada posto.
- Bunun gibi mi yani?
- Tipo assim?
Çocukken eski binaları karıştırırken bunun gibi şeyler bulurduk.
Sim. Eu tirava isso em prédios antigos quando era criança.
Bunun gibi bir şey duymuş muydun? Ugh.
Já ouviu falar de uma coisa assim?
Ve hiç mantıklı gelmeyen bir sürü şey. Bunun gibi.
... e um monte de coisas que não fazem nenhum sentido, como isto.
Ayrıca adını bunun gibi şeylerin üzerine yazdırıp, övgüleri kabul edeceksin.
Mais, ter o teu nome gravado numa caneta como esta.
Bunun gibi bir şey okumadığımı.
Que nunca li nada assim.
Hiç bunun gibi bir şey okumadım.
Nunca li nada assim.
Eğer biz de bunun gibi bir yer bulabilsek, balıklama atlardım.
Se conseguíssemos achar uma casa assim, eu saltaria. Deve ser porreira.
Bunun gibi yerlere çok girip çıktım.
Já estive em sítios como este demasiadas vezes.
Bunun gibi bütün durumlarda, güçlü tür hayatta kalıp zayıflar ölmüştür.
Em quase todos os casos, a espécie mais forte sobrevive, e a mais fraca morre.
Anne, bunun gibi şeyler onunla tanıştığım ilk günden beri oluyor.
Estas coisas acontecem desde que nos conhecemos. É só uma pergunta, querida.
Ve bunun gibi şirketler için çalışırken ben oradaydım.
E eu estava lá, quando ele trabalhava para empresas assim.
Bunun gibi karşı argümanların olsaydı belki de beni bir kereliğine öğrenci mahkemesinde geçerdin.
Se tivesses tido contra-argumentos desses, talvez me tivesses ganho no tribunal simulado.
Biliyoruz çünkü bunun gibi çözünür eldivenleri mıknatısla birlikte bıraktı.
Sabemos porque ele escondeu luvas descartáveis, como estas, com o ímã.
Evet, ama bunun gibi değil.
Mas não como esta.
Anlamıyorsun, hayır. Bunun gibi bir yerde, bütün geleceğin önüne serilmiş haldedir.
Num sítio destes, tens a vida feita.
Tıpkı bunun gibi.
Como este.
Ama bunun için kanıt yok gibi.
Mas, aqui não há quaisquer indícios.
Ve o diğerleri gibi vurulmadı... Erkekler, neden-niçin bunun içine kazma tutmak?
E ela não fora baleada como os outros... homens, então por que é que eu deveria investigar?
Bunun yerine aşkını ve sadakatini aldım ve onu bir sünger gibi sıktım.
Em vez disso, usei-me do teu amor e da tua lealdade e absorvi-os como uma esponja.
Dünyayı istediğin gibi görebilirsin bunun benim için bir anlamı olmadığını biliyorsun.
Tu podes ver o mundo da maneira se quiseres, tu sabes que não faz nenhum sentido para mim.
Onu dolandırıcılıkla suçluyorsun, sonra da, Grange kendini utanç içinde öldürmüş gibi gösteriyorsun. Yani bunun şirket için bir casusluk planı olduğunu mu düşünüyorsun?
fazer uma acusação de fraude e, em seguida, fazer com que pareça que o Granger se matou por vergonha.
Bakın, bunun size gerçek gibi geldiğini anlıyorum ama gerçek olmayabilir de.
Olhem, sei que para vocês parece real, mas talvez não seja.
Sizin için çok küçük bir detay gibi görünüyor dahi olsa bunun bizim davayı çözmemizde kilit rol oynayabileceğini unutmayın.
Agora, lembrem-se que o que parece um pequeno detalhe para vocês pode ser a chave para solucionarmos este caso.
Sanki ilişkiyi üçümüz yaşıyormuşuz gibi geliyor. Eninde sonunda bunun açıklığa kavuşması gerek, Catherine.
Parece que há três nesta relação, e mais cedo ou mais tarde isto terá que ser resolvido, Catherine.
Dediğim gibi burası bunun yeri değil, konuyu kapatalım.
Dizes isso, mas as tuas perguntas são políticas.
Bunun sesi boğulan domuz gibi
Meu Deus, parece um porco a ser estrangulado.
Oyunbozanlık yapmak istemiyorum ama bunun bize ne gibi bir yararı var?
Sem querer ser chato, mas como é que isso vai ajudar?
Bunun olacağını sana söylememeleri yasadışı gibi duruyor.
- Parece ilegal não te terem avisado.
Salata yapmıştın, tıpkı bunun gibi.
Fizeste uma salada de atum como esta.
Bunun bana ne gibi haklar kazandırması gerektiğini bilmiyorum ama en azından kendi kararlarımı verme hakkını kazandırıyor.
Não sei o que devo ganhar com isso, mas pelo menos tenho direito de opção.
Ama bunun için önceden olduğum gibi katil olamam.
Mas para isso, não posso ser o assassino que era.
Hapishanenizde Raina'ya katılacağım Ajan Coulson ama nereye gitsen seni göreceğim tıpkı Skye'yı kollarında tutarken ve onun kanı akarken ve ölürken ve bunun senin hatan olduğunu bildiğini gördüğüm gibi.
Juntar-me-ei à Raina na sua prisão, Agente Coulson, mas vê-lo-ei onde quer que vá. Tal como o vi segurar a Skye nos seus braços, a sangrar, a morrer, sabendo que era tudo culpa sua.
Yani bunun anlamı ; her sözümüz bize açılan bir davada bize karşı kullanılabilir. Yeter ki devlet ya da Fermitas gibi şirketler bizim bir "sorun" olduğumuza karar versinler.
Isso significa que tudo o que dissermos se torna parte de um caso no tribunal, que pode ser usado contra nós quando o governo, ou as empresas como a Fermitas, decidirem que somos um problema demais.
Bunun gerçekten eğlenceli olacağını düşünmüştüm, sahne gösterisi gibi, San Quentin gibi değil.
Quer dizer, pensei que seria muito divertido, como num "reality show", e não como uma prisão.
Anlıyorum. Söylediğim gibi bunun üzerinde çalışıyorum.
Como disse, estou a trabalhar nisso.
Sanki Avatar bunun böyle olduğunu bilmezmiş gibi.
Como Avatar, devias saber isso.
Ve bunun yanı sıra, sana akademide dediğim gibi.
Além disso, eu disse-te na academia.
Dürüst ol. Üçümüz birlikte bir ilişkideymişiz gibi geliyor. Er ya da geç bunun bir sonuca ulaşması gerek, Catherine.
Parece que há três nesta relação, e mais cedo ou mais tarde isto terá que ser resolvido, Catherine.
Tek istediği bunun bir parçası olmak biz de ona onun yapabileceği bir şey bulalım, bir tür düğün projesi gibi.
Só quer fazer parte disto. Vamos procurar algo para ela fazer. Algum tipo de...
Bunun hukukla alakası yok. Görüyorum ki her zamanki gibi kendini beğenmişsin.
- Vejo que está tão pomposo como sempre.
Aramızda yaş farkı gibi görünebilir. Ama bunun sebebi ben hala genç ruhluyum.
E sei que parecemos ter uma grande diferença de idade mas é só porque eu ainda os consigo agarrar.
- Şey, ben... Yada muhtemelen, çoğu erkeğin adeti olduğu gibi bunun hakkında yada benim veya diğerlerinin hakkında hiç düşünmedin bile.
- Bem, eu - ou, mais provavelmente, voce não pensa em nada disso ou eu ou os outros, como e o costume ea pratica da maioria dos homens.
Bunun kötü bir haber gibi göründüğünü biliyorum ama artı tarafına bakarsak çözümü ne kadar zorsa çözümü o kadar tatlıdır.
Sei que parecem más notícias, mas pelo lado positivo, quanto mais difícil melhor.
Kobe! Topu inerken kesti gibi gelmişti ama bunun konumuzla ilgisi yok.
Parecia uma falta clara, mas não vem ao caso.
bunun gibi bir şey 34
bunun gibi mi 57
bunun gibi şeyler 48
gibi 298
gibi mi 48
gibi görünüyor 21
gibi şeyler 18
gibi bir şey 16
bunun yanı sıra 41
bunun anlamı nedir 87
bunun gibi mi 57
bunun gibi şeyler 48
gibi 298
gibi mi 48
gibi görünüyor 21
gibi şeyler 18
gibi bir şey 16
bunun yanı sıra 41
bunun anlamı nedir 87
bunun 274
bunun için üzgünüm 144
bunun için çok üzgünüm 39
bununla birlikte 245
bununla ne demek istiyorsun 20
bunun adı ne 18
bunun anlamı ne 159
bununla beraber 102
bunun anlamı 121
bunun yanında 90
bunun için üzgünüm 144
bunun için çok üzgünüm 39
bununla birlikte 245
bununla ne demek istiyorsun 20
bunun adı ne 18
bunun anlamı ne 159
bununla beraber 102
bunun anlamı 121
bunun yanında 90