Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → португальский / [ B ] / Buraya kadar

Buraya kadar перевод на португальский

7,203 параллельный перевод
Param ancak buraya kadar yetti.
Bem, com o dinheiro que tenho só dá até aqui.
Korkarım ki seninle daha fazla... devam edemeyeceğim, ama beni buraya kadar... getirmen hayatımda aldığım... en güzel hediye.
Receio que não te possa acompanhar. Mas trazeres até aqui, deste a este velhote o melhor presente de toda a sua vida.
Pekala, buraya kadar.
Pronto. Chega.
Buraya kadar.
Bem, é o fim dela.
Biliyor musun bütün gün bunu düşündüm. ve buraya kadar yürüdüm ve düşünüyordum da belki..
Eu pensei em tudo aquilo a caminho de cá e estava a pensar que, talvez...
Buraya kadar yol tepmişsiniz, sizi ağırlamak isterim.
Ofereço-lhe o malmastai. Chegaram longe.
Bugün buraya kadar gelmene sebep olan şey nedir?
O que te levou hoje, a fazer esta caminhada até aqui?
Seni hapishaneden buraya kadar takip ettim.
Segui-te da prisão.
Benim hayatım çok zorluydu, Fakat ben buraya kadar geldim.
A minha vida foi dura mas eu cheguei até aqui.
Buraya kadar gelebilmiş olman bile başlı başına mucize.
Chegares a esta distância foi um milagre.
Seni buraya kadar takip edebilir yani.
Então ele pode ter-te seguido até aqui.
- Buraya kadar değil.
Não vai chegar aqui.
Buraya kadar tamam mıyız?
Estão todos a acompanhar-me?
Demek buraya kadar?
Então, é assim?
Buraya kadar.
Acabou.
Ben en fazla buraya kadar geliyorum, o yüzden...
Aqui é o mais longe que eu vou, então...
- Üzgünüm, iş buraya kadar geldi.
Desculpe, tudo se resume a isto.
Buraya kadar geldim. Nasıl gidiyorum?
É tudo o que tenho, que tal me saí?
Buraya kadar boş bir silahla blöf yaparak mı geldin?
Entraste aqui com uma pistola sem munições?
Buraya kadar mı?
Até aqui?
Buraya kadar geldiğiniz için teşekkürler.
Muito obrigada por terem vindo de tão longe.
Pekâlâ, buraya kadar.
Pronto, acabou-se.
benim sınırım buraya kadar.
Se vais enfiar alguma coisa, eu... é o meu limite.
Bilmiyorum ama buraya kadar geldik.
Não sei. Mas, já que viemos até aqui.
- Buraya kadar sürüklediğim için üzgünüm.
Desculpa por te trazer aqui em baixo.
Buraya kadar, süt barını mühürlüyorum.
O bar do leite fechou. Vamos dar-lhe leite especial.
Buraya kadar geldik.
Já chegamos até aqui.
Buraya kadar bile gelmemeliydim.
Nem devia ter vindo tão longe.
Buraya kadar koştum.
Corri até aqui.
Eğer bomba 50 megatonluk bir bomba ise bu çember gittikçe genişler buradan buraya kadar her şeyi imha eder.
E se a bomba tiver 50 mega toneladas, a onda de choque espalha-se, espalha-se, espalha-se e destrói tudo, daqui até aqui.
Buraya kadar.
E é agora.
Sana inandığım için buraya kadar geldim. Sana önceden yeteri kadar inanmamıştık.
Estou aqui porque acredito em si e por crer que não acreditámos em si o suficiente, antes.
Buraya kadar fiyonkla mı geldin?
Conduziu-o com o laço? Não.
Ve buraya kadar gelmelerine nasıl izin verildiğini merak ediyoruz.
E eu pergunto-me : como é que eles conseguiram chegar cá?
Buraya kadar, hapise gireceğiz.
Acabou-se, acabou-se vamos parar à cadeia.
Buraya kadar Doğu kanadı operasyonlarımız var
Temos a nossa operação a este ao longo daqui.
Öyleyse efendilik buraya kadar.
Acabou-se a amabilidade para ti então.
Neden ödülünü buraya kadar getirdin?
Porque trouxeste o troféu cá para fora?
Medeniyet buraya uğrayana kadar.
Até a civilização chegar.
O buraya gelene kadar sabahın beşi olabilir.
Às tantas, só chega lá para as cinco da manhã.
- Sonsuza kadar buraya yaslanabilirim.
Podia ficar aqui deitada para sempre. Eu também.
Buraya sağ salim dönene kadar operasyon tamamlanmadı sayılır.
Esta operação só acaba quando regressarmos aqui.
Buraya kadar.
Já era!
Madem hikâye yazmayı bu kadar seviyorsun bana buraya geliş hikâyeni de anlatmak ister misin?
Se gostas tanto de escrever histórias, que tal contares a que te trouxe até aqui?
Ne kadar çekici ve yakışıklı olduğumu biliyorum ama misafirinizin buraya benimle takılmak için geldiğini hiç zannetmiyorum.
Sei que sou bonito e charmoso mas, não me parece que o cavalheiro tenha vindo aqui para me ver.
Buraya kadar sürüklemişler.
Arrastaram-na para aqui.
Duyduğum kadarıyla adamlar buraya ceplerinde altın, kafalarında da sırlarla gelip yükleri hafiflemiş halde geri dönerlermiş.
Ouvi dizer que este é novamente um sítio onde os homens chegam com moedas nos bolsos e segredos nas cabeças e saem com menos de ambos.
Peki ben buraya nasıl bu kadar çabuk geldim?
Como cheguei tão rápido?
Ve gerçek bir ofis edinene kadar şurada kalabilirsin. Patakian'ı da buraya koyarız.
Até termos uma sede, acho que podes ficar aqui, e o Patakian aqui.
Kıyıdaki tayfalardan birinin buraya düzeni bozmaya yetecek kadar büyük bir ganimet getirme planlarını duydum.
Descobri um plano de uma das tripulações da praia de conquistar um saque tão grande que perturbaria o nosso mundo.
Siz, gece yarısına kadar buraya getirebildiğiniz kadar insan getirip bunu gösterin.
Pensa só em trazer pessoas aqui para verem isto, tantas quantas conseguires, antes da meia-noite.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]