Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → португальский / [ B ] / Buraya gelecek

Buraya gelecek перевод на португальский

814 параллельный перевод
- Işık buraya gelecek.
- Mas vai aqui.
O ışık buraya gelecek.
Essa luz vai aqui.
Jean! Buraya gelecek misin?
Jean, tu desces?
Tony ve annem gelecek hafta buraya gelecekler.
A Tony e a minha mãe vêm para cá na próxima semana.
Neden kaçırıldığımızı ve burada tutulduğumuzu bilmek istiyoruz. Ama en önemlisi kılavuzlar buraya gelecek mi, geleceklerse ne zaman?
Queremos saber porque fomos raptados, porque estamos aqui presos, mas acima de tudo, quando vêm os mensageiros?
Öbür ay iki tasïyïcï bombalamada sorun için buraya gelecek.
Para o mês chegam dois porta-aviöes para exercícios.
Eğer onunla görüşmek istiyorsam, buraya gelecek.
Se eu o tivesse recebido, ele entraria.
Buraya gelecek. Ve geldiğinde de bundan haberim olacak.
Ele há-de vir e quando vier eu saberei.
Haberciler göndereceğim. Bütün kabilelerden Apacheler buraya gelecek.
Amanhã enviarei mensageiros, Apaches de todas as tribos virão cá.
Sağ olsun, Bay Eastman buraya gelecek olursam, bana bir iş ayarlayabileceğini söyledi.
Mr. Eastman foi muito amável ao dizer-me que se eu viesse para cá, talvez me pudesse arranjar algum lugar na fiação.
Adam buraya gelecek.
Ele vai aparecer.
- Çünkü Musa buraya gelecek.
- Porque Moisés virá cá.
Billy Jack buraya gelecek. Şaşırmış ve mahcup olmuş gibi davran. Sonra ona gülümse.
Billy Jack entrará aqui, finja envergonhar-se e depois sorria para ele.
O Ordu'da bizim fiyatımızın altında iniyor..... her çiftçi altı inekle buraya gelecek.
Ele baixa os nossos preços para o Exército, qualquer homem com seis vacas virá para cá.
Brady ved Morton mahkumları kontrol etmek için tam buraya gelecek.
O Brady e o Morton vão cavalgar até aqui para ver os prisioneiros.
- Buraya gelecek.
- Quer dizer que vem para cá.
O, bu gece buraya gelecek.
Ele vem cá esta noite. Prometi encontrar-me com ele.
Herkes buraya gelecek.
Eles vêm atrás de ti.
- Ve Kızıl Ordu buraya gelecek.
- E os russos chegarão aqui. - O quê?
- Ne? ... - Kızıl Ordu buraya gelecek.
- Os russos estarão aqui.
Buraya gelecek kişi için kura çektik, ben kazandım.
Escolhemos quem vinha chamar-te. Eu ganhei.
- Evet, o buraya gelecek.
- Sim, virá.
Gülle veya patlayıcılar için indirdiklerinde buraya gelecek.
Quando vierem buscar material, baterá aqui.
- Marianne yazın buraya gelecek mi? Sanırım ilişkileri bitmiş.
Sabes se a Marianne vem para cá este Verão?
Ve anladıklarında, liderleri, Bay Washington, belki kendi arzusuyla buraya gelecek ve yeni bir anlaşma imzalayacak.
E quando o fizerem, talvez o seu líder, o próprio sr. Washington, virá até cá e ele trará um novo tratado.
Evet, karım da belki buraya gelecek.
Estou à espera da minha esposa. Ela talvez venha cá ter. Posso dizer uma coisa?
Tren kısa bir süre içinde silahlı korumalarla buraya gelecek.
O comboio chegará daqui a pouco com uma escolta armada.
Ama kız bu gece buraya gelecek.
Mas ela vem cá esta noite.
Buraya gelecek, öyle mi?
Então ele vem aqui, é isso?
Bu arada uyanacağın zamanı hesaplayıp, planımızı Romeo'ya mektupla bildireceğim. O, buraya gelecek, ikimiz uyanmanı bekleyeceğiz.
Entretanto, e antes que desperteis, informarei Romeu, por carta, do plano e ele virá para cá.
Büyük, kudretli bir el buraya gelecek, bizi alıp uzaklara götürecek ve bizi ağzına kadar viskiyle kadınlarla dolu bir yerin tam ortasına bırakacak.
Uma mão grande, gigantesca, vai chegar aqui, puxar-nos e pousar-nos algures no meio de um monte de mulheres e uísque.
Birgün buraya geri gelecek miyiz?
Será que vamos cá voltar um dia?
- Buraya mı gelecek?
- Vem cá?
Buraya kim gelecek?
Quem é que iria entrar aqui?
Benim topraklarıma, buraya benim kasabama gelecek ve kendini yükseklerde görecek, ha?
Ele chega à minha terra natal, à minha cidade e quer se fazer de importante, heim?
Yarın buraya bir tren gelecek. Ertesi gün de sizi Omaha'ya götürür.
Amanhã passará um trem local por aqui, que chegará em Omaha no dia seguinte.
Katillerin buraya doluşmasını istemezsiniz. Gelecek dediğiniz bu adamlar...
Vocês não iriam querê-los aqui.
Peki, gerçekten bu kentten hoşlanıyorsanız, buraya yerleşmekte ciddi iseniz, size daha uygun gelecek pek çok yerim var.
Mas se você gosta realmente desta vila, e se está a falar a sério quanto a estabelecer-se por aqui, tenho um grande número de sítios que lhe serviriam muito melhor.
Yakında buraya bir sürü gelecek.
As trilhas do rebanho chegarão logo.
Zekası sayesinde, Kral olan bir adamın buraya yalnız gelecek kadar aptal olması çok şaşırtıcı.
O homem cuja sabedoria é tido como um fenómeno, mostra não a possuir, vindo aqui sózinho.
Fannin, Goliad'a ulaşmış. Yanında, 1000 tane adamı var gelecek hafta güneyden buraya hareket edecekler.
Reuniu quase mil homens e deve estar pronto para ir para sul no início da semana.
Fannin'in kaç adamı var ve buraya ne zaman gelecek?
A questão é quantos homens tem o Fannin e se chegará cá a tempo?
Hayır, karısının haberi yok. Buraya saat 1'de gelecek.
A mulher ainda não sabe nada, volta à uma.
Anlamıyor musun? Yarın buraya kellemi almak için geri gelecek!
Não percebes que ele volta amanhã e que quer a minha cabeça?
- Bu da zaman alır. - Dinle, gelecek hafta ailem buraya geliyor.
Os meus pais vêm cá para a semana.
Annenle babanın gelecek hafta buraya geleceklerini söyledin.
Disseste que os teus pais vinham para a semana.
Buraya başka gemiler de gelecek. Neyle karşılaşacaklarını bilmeliler. Galaksiden ayrılıyoruz, Bay Mitchell.
Outras naves virão até aqui, qualquer dia, e elas terão de saber o que vão enfrentar.
- Ailesi buraya mı gelecek?
- Os pais dele, aqui? !
Nil nehrine güneyden gelecek olan bu taşlar asla buraya ulaşmamalı.
Essas pedras nunca deverão cá chegar.
NasıI buraya sürekli gelecek kadar salak olabilirim?
Como é que posso ser tão estúpido para continuar a voltar cá?
Pepper buraya ne zaman gelecek?
Quando vai chegar Pepper?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]