Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → португальский / [ O ] / Onu yalnız bırakın

Onu yalnız bırakın перевод на португальский

92 параллельный перевод
Onu yalnız bırakın yoksa üzülürsünüz.
Deixem-no em paz ou vão arrepender-se.
Onu yalnız bırakın şimdi. Banyosunu yapsın.
Deixe-o em paz, está cansado, deve tomar banho.
- Tamam, onu yalnız bırakın.
- Deixem-no estar.
Onu yalnız bırakın.
Deixe-a em paz.
Onu yalnız bırakın, patrona ait.
Deixe-a em paz, pertence ao chefe.
Onu yalnız bırakın.
Deixem-no.
İşini yapabilmesi için onu yalnız bırakın.
Deve ser deixado sozinho para poder fazer o seu trabalho.
Onu yalnız bırakın!
Deixem-na em paz!
- Onu yalnız bırakın!
Deixem-no em paz.
Kulübelerinize dönün. Onu yalnız bırakın, tamam mı?
Deixem-no em paz.
- Onu yalnız bırakın.
- Deixe-o em paz.
Onu yalnız bırakın.
Deixe-o em paz.
Onu yalnız bırakın!
Deixem-no em paz.
- Onu yalnız bırakın!
- Deixem-no em paz.
Onu yalnız bırakın.
Deixem-na em paz.
Onu yalnız bırakın.
Deixa-o em paz.
O kadınlardan hoşlanmadığına göre onu yalnız bırakın!
Sim e não quero que piore. Se não gosta de mulheres, deixe-o.
Onu yalnız bırakın.
Deixem-no em paz.
- Hey, onu yalnız bırakın!
- Largue-a.
- Onu yalnız bırakın, Peder.
Deixe-o em paz, padre.
- Onu yalnız bırakın.
Deixe-o em paz.
Hey, onu yalnız bırakın.
Deixe-a em paz.
Onu yalnız bırakın.
Deixe-a só.
Tanrım onu yalnız bırakın!
Meu deus, deixem-no em paz!
Onu yalnız bırakın.
Dê-lhe privacidade.
- Onu yalnız bırakın.
- Deixem-na só.
- Onu yalnız bırakın. - Sana ne oğlum.
Deixem-no em paz.
Sadece onu yalnız bırakın, silahı yok.
Ele está desarmado... Deixem-no em paz. Ele está desarmado!
Lütfen onu yalnız bırakın Bu gece çok şey yaşadı.
Por favor, deixem-na em paz!
Ne yapığını bile bilmiyoruz,... eğer bizimle yapacağı bir şey varsa, onu yalnız bırak.
Nós nem mesmo sabemos... o que ele está tramando. Deixa-o se não tiver nada a ver com a gente.
Onu benimle yalnız bırakın.
Deixem-me só, vocês as duas.
Yalnız bırakın onu, yaşlı cadılar!
Eh, mulherio, deixem-no em paz!
- Beni yalnız bırakın ki onu öldürebileyim.
- Me deixe em paz, assim posso matá-la!
Sizinle konuşma fırsatı bulana dek adamlarınız onu yalnız bırakırlarsa çok sevinirim.
Agradecía que os seus homens a deixassem em paz até podermos conversar.
Peki orjinaldeki yardımcı oyuncunuz onu Dylan'la yalnız bırakır mıydınız?
Como seria na realidade... Confiavas nele sozinho com o Dylan?
Onu yalnız bırakır mısın, Dacks?
Pode deixá-lo ficar, Dacks?
Onu benimle yalnız bırakın, eşyalarınızı alın, aşağıda buluşuruz.
- Deixem-na comigo. Vemo-nos lá em baixo. - Tem a certeza?
İyi kıvırdın. Biliyormusun Eric onu yalnız bırak
Bela descrição.
Çok çok memnun. - Onu yalnız bırakır mısınız lütfen?
- Podem deixá-lo em paz, por favor?
- Yalnız bırakın onu!
- Deixem-no em paz!
Julie'yi ormanda, yalnız bırakır ve bir adamın onu avlamasını bekleriz...
Pomos Julie sozinha na floresta... e soltamos um bando de homens atrás dela.
Yalnız olsaydı bir hafta sonra bırakırdın onu.
- Se fosse solteiro, duraria dias.
Onu bir süre yalnız bırakın.
Levem-no de volta para a solitária.
Annesinin kedere yenik düşüşünü izledi. Sonra da yalnız bırakıldı, gitgide artan bir korku ile, kralına sahip çıkması için. Onu bir baba gibi sevmesi gereken yaşlı bir adamın başını beklemeye mahkûm edildi.
Viu a mãe morrer de desgosto, sozinha e cada vez mais receosa teve de cuidar do rei, de um velho que a devia ter amado como um pai...
- Onu evde hep yalnız mı bırakırsın?
- Deixa a sua irmã sozinha em casa?
Yalnız bırakın onu, çekilin başından!
Deixem-no em paz! Deixem-no!
Biraz yalnız bırak. Sonra onu ara. Sonra da ona, İzlenimcilerin aynı tepkilerle karşılaştığını anlat.
Deixe-o em paz, depois ligue-lhe e dê-lhe um sermão sobre como os impressionistas tiveram a mesma reacção quando estrearam as suas obras em Paris, em 1874.
Onu nasıl yalnız bırakırsın?
Não seja idiota, não a podemos deixar aqui à espera sozinha.
Söylendiğine göre, Dünya'ya saldırmak isteyen radikal bir grup varmış. Arkad onları durdurmanın yolunu biliyor ve onu yalnız bırakırsak yardım edecek.
Aparentemente há um grupo radical de jaffa... disposto a atacar a Terra.
Arkad onları durdurmanın yolunu biliyor ve onu yalnız bırakırsak yardım edecek.
Arkad alega ter os meios para detê-los, e ele disse que nos ajudaria se você o deixar em paz.
- Onu çıkartın ve bizi yalnız bırakın.
- Tire isso... e deixe-nos a sós.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]