Söyledim ya перевод на португальский
2,185 параллельный перевод
Söyledim ya, iş için buradayım, tamam mı?
Já lhe disse que estou aqui em negócios.
Söyledim ya, adam emekli.
Já te disse, ele... está reformado.
Bak, sana söyledim ya iyiyim.
Ouve, já te disse. Estou bem.
Abi, söyledim ya bilmiyorum.
Eu já disse que não sei.
Söyledim ya oğlum, ben kimseyi vurmadım.
Eu já disse que nunca matei ninguém.
Söyledim ya, ona hiçbir şey satmadım.
Já lhes disse. Não vendi nada.
Söyledim ya çoğunun suratını görmedim.
- Não vi a maioria dos rostos.
Lily, daha önce de söyledim ya sesini kıs ya da bir kulaklık tak.
Lily! Já te disse. Ou baixas isso ou ouves com auscultadores.
Yardıma ihtiyacım olmadığını söyledim ya!
Já disse que não preciso de ajuda.
Söyledim ya, Randy'le.
Já te contei, com o Randy.
Söyledim ya, Richard Birisi. Bak.
Sim, acabei de dizê-lo, Richard Sumwun.
Söyledim ya, bir dost.
Já te disse, é um grande amigo.
Hayır, söyledim ya. Bu konuda hiç konuşmadı.
Como já lhe disse, ele nunca mencionou nada.
- Az önce söyledim ya.
- Acabei de dizer onde estava o Mike.
- Söyledim ya, cips.
Não, nachos.
- Söyledim ya.
- Já lhe disse.
- Söyledim ya, dışarı çıktı.
- Já te disse que ele não está aqui.
Söyledim ya.
Já te disse.
Sana söyledim ya meşgulüm!
Já disse que estou ocupada.
Sana söyledim ya seninle konuşmak istemiyorum.
Já lhe disse que não quero falar consigo.
Söyledim ya, bıraktım artık Tommy.
Já te disse, larguei o álcool, Tommy.
- Hayır, Manolo, söyledim ya.
- Não, Manolo, já te disse...
Sana söyledim ya, adamın tam ensesindeydim.
Estou a dizer-te. Estava mesmo a apanhá-lo.
Söyledim ya, artık yapmıyorum.
Já não faço isso, já te disse.
- Hayır, sana söyledim ya.
- Não, eu disse-te...
Söyledim ya, mesaj attığından beri ondan haber almadım.
- Não. Já lhe disse que não sei dela desde o SMS.
O... o kadar yakın olmadığımızı söyledim ya.
Ele é... Eu já lhe disse, não somos assim tão próximos.
Söyledim ya, gerçekle olan bağını uzun zaman önce yitirdi.
Digo-lhe, ele perdeu o contacto com a realidade há muito tempo.
Sana söyledim ya.
Eu disse-te.
Altı ayımız kaldığını söyledim ya, yalandı.
Você ouviu-me dizer-lhes que tinha seis meses. Eu menti.
! Söyledim ya.
- O que te disse.
Söyledim ya hepsi geçmişte kaldı.
Eu disse-te... é tudo passado.
Hadi ama, söyledim ya.
- Ande lá já lhe disse.
Winston, Rebecca'ya ona güvenebileceğini söyledim!
Winston, eu disse-lhe que podia confiar nele.
Kira'ya Rudy'nin umutsuz vaka olduğunu söyledim.
Disse à Kira que o Rudy era uma causa perdida.
Biraz önce onu söyledim ya.
Isso é o que eu disse.
Aynı şeyi söyledim az önce ya!
Acabei de dizer a mesma coisa!
Özel bir şeyleri hak etmediğine dair bir şey yaptım ya da söyledim mi hiç?
Alguma vez fiz ou disse alguma coisa que te fez sentir que não merecias uma coisa especial?
Söyledim ya.
- Já vos disse.
Dadıya 9'da evde olacağımı söyledim.
Disse à ama que estava em casa pelas 21 horas.
Senatör Amidala'ya, Mandalore'un savaşın parçası olmadığını söyledim. Fakat burada kendi sarayımda bir savaş yaşıyorum.
Disse à Senadora Amidala que Mandalore não fazia parte da Guerra, e no entanto eis que encontro uma batalha no meu próprio palácio.
- Söyledim ya.
Acabei de te dizer.
Gecenin bir yarısı dışarıya çıkmanı ben mi söyledim?
Mandei-te ir lá no meio da noite? Não.
FBI'ya yalan söyledim.
Menti ao FBI.
Sana kaç defa söyledim eğer bodrumdaki köpekleri aç bırakırsan er ya da geç kaçıp kendi başlarının çaresine bakarlar.
Já te falei dos cães esfomeados na cave. Se não os alimentas, se os ignoras, eles acabam por sair e por fazer uma grande maldade!
Theo'ya her konuda yalan söyledim.
Eu menti ao Theo sobre tudo.
Martha'ya şömineyi yakmasını söyledim.
Pedi à Martha para acender a lareira.
Tanrıya bundan bir daha asla bahsetmeyeceğimi söyledim.
Disse a Deus que nunca mais falaria disto.
Bak, az önce Corinne'e de söyledim, ön kapıya bir zincir taktırmalısınız.
Escute, eu disse à Corinne que tem que colocar uma tranca naquela porta.
Ya da benim aşığım olabileceğini söyledim.
Depois perguntei-lhe se ela não preferiria tornar-se minha amante.
Sana söyledim iki ya da üç dakika.
- Foram dois ou três minutos.