Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → португальский / [ Z ] / Zamanki

Zamanki перевод на португальский

7,264 параллельный перевод
Ödeme haftaya Cam, her zamanki gibi.
Recebes para a semana, no dia do costume.
Her zamanki gibi, yine hayal görüyorsun.
Como sempre, és um sonhador.
Joy sonuna kadar ailesini yalnız bırakmadı... ki her zamanki gibi ona türlü türlü sorunlar çıkardılar.
Permaneceu perto dela, e com o resto da família... que era, como sempre, complicada.
Her zamanki gibi "şu an aradığımız bu değil" diye döndüler hep.
Responderam o usual "não é o que procuramos agora".
- Her zamanki zırvalar işte.
A loucura de sempre.
Her zamanki gibi geç kaldı.
Está atrasado, como sempre.
Her zamanki hayatınıza devam etmeye çalışmak en doğrusu.
O melhor que podem fazer é manter as rotinas normais.
Onu her zamanki gibi dışarı atmam gerekti.
Eu tive de o pôr na rua, como sempre faço.
Anladın mı? Her zamanki spagettiden yok mu?
Não tem esparguete normal?
Bu orduya ilk gittiği zamanki hali.
Foi quando se alistou no exercito.
Her zamanki gibi tam arkanızdaydım, efendim.
Onde estava? Atrás de si, como sempre, senhor.
- Her zamanki gibi güzelsin.
Como vais? Estás uma maravilha como sempre.
Ne olursa olsun, her zamanki gibi zeki bir insansın.
Valha isso o que valer, acho-te incrível tal como és. És empolgante.
Bir zamanki!
Inicial!
- Bir zamanki demeni tercih ederim.
- Prefiro inicial.
Pekala, uzun lafın kısası Jose ile Borges'in bir zamanki hali!
Então, sem mais delongas, o alinhamento inicial de Jose e os Borges.
Bu arada her zamanki gibi büfede olacağım.
Entretanto, vou estar no bar, como é normal.
Her zamanki.
É o que costumo usar.
Trumbo, her zamanki gibi sadece kendine mantıklı geliyorsun.
Trumbo, como de costume, só fazes sentido para ti mesmo.
Böylece oldukça sınıf bilinçli olan ticari sınıfın saldırılarının karşısında duran her zamanki kuvvet sona ermiş oldu.
FILIAÇÃO SINDICAL NO SETOR PRIVADO 7 % O efeito é que a defesa habitual contra uma ofensiva da nossa classe empresarial, tão consciente das classes, se dissolva.
Julian her zamanki gibi biraz abartmış olabilir.
- O Julian excedeu-se, como de costume.
Charlie, her zamanki gibi ağzından çıkanı kulağın duymuyor.
Não sabes do que é que estás a falar.
- Her zamanki şeyler. Daha fazlası sadece.
- O habitual, só que em maior quantidade.
Onu bana her zamanki fiyatımızdan riplersen aramızda sorun olmaz.
Se mo ripares ao preço habitual, tudo bem.
Evet, her zamanki gibi.
Sim. Como sempre.
Her zamanki vakitte.
Hora habitual.
Ve iki saat içinde, her zamanki vakit olacak.
Daqui a duas horas, será a "hora habitual".
Her zamanki gibi.
Como sempre.
Her zamanki gibi bakımlıyız.
- Sempre bem arranjado.
Her zamanki gibi çekçek şirketine gidelim.
Como de costume, pela companhia dos riquexós.
Aynı nöron takımlarını ateşleyerek bir etkinliği ilk deneyimlediğimiz zamanki gibi, tekrar yaşıyoruz..
"Activar o mesmo conjunto de neurónios" "que da primeira vez que experienciamos um evento," "voltaremos a experimentar..."
Hatırlıyorum da Prenses her zamanki at arabasını reddetti.
Lembro-me de a princesa ter recusado a sua carruagem habitual.
- Evet, her zamanki gibi şişmanım.
Sim, um gordo chocho.
Her zamanki gibi enerji dolular.
- Cheias de energia, como sempre.
Ama o zamanki sorularım şu anki sorularımdan farklı değil.
Mas as perguntas que tinha então não são diferentes das perguntas que tenho agora.
Her zamanki gibi boşalt işte.
Desfaz a mala, como farias normalmente.
Kaptan Vane'i o hisardan indirme konusunda her zamanki kadar kararlıyım.
Estou empenhado, como todos nós, em retirar o Capitão Vane do forte.
Zamanki gibi aynı.
O mesmo de sempre.
Her zamanki gibi dikkat çekmeye mi çalışıyorsun yoksa gerçekten manyak bir sürtük müsün?
Esta cena és tu a reclamar a atenção como de costume, ou és realmente uma cabra psicótica?
Nöbetler her zamanki sırasıyla tutulacak. Tedarik ise şalopa aracılığıyla sağlanacak.
As vigias continuarão como planeado e os mantimentos virão por um barco a remos.
Yine de sizi kadırganın arkasında bulduğum zamanki kadar sıkı fıkısınız.
Mas continuam tão unidos como quando vos encontrei, a foder atrás da cozinha.
Her zamanki gibi?
O mesmo de sempre?
Her zamanki gibi akşam yemeğine geç kaldık.
Estamos atrasados para o jantar.
Her zamanki işlerine geri dönüyor ya da öyle görünüyor.
Tudo volta ao normal ou é o que parece.
Tahmin bile etmedi çünkü bana güveniyordu çünkü hayat her zamanki gibiymiş gibi davranmıştım.
Nem se apercebeu. Porque acreditou em mim. Porque fingi que tudo estava como era habitual.
Her zamanki gibi düşüncelisin.
Sempre tão atencioso.
- Her zamanki gibi.
- O mesmo de sempre.
- Her zamanki gibi toplarıma vuruyor.
- A encher-me a paciência, como sempre.
- Her zamanki yoldan gidiyorduk. - Hiç de öyle görünmüyor.
- Apanhamos o caminho do costume.
Her zamanki gibi.
Como de costume.
Her zamanki Roddney işte.
Nem tinha seguro de vida.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]