Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → португальский / [ Z ] / Zamanlayıcı

Zamanlayıcı перевод на португальский

397 параллельный перевод
eski zamanlayıcı.
- Olá, veterano.
eski zamanlayıcı.
Adeus, veterana.
Seni yakaladılar mı eski zamanlayıcı?
- Eles o atingiram, veterano?
arabacın berbat bir zamanlayıcı.
Seu condutor veio na hora errada.
- Üzgünüm eski zamanlayıcı, çok fazla duydum. - Ben hiçbir şey duymadım!
Sinto amigo, mas agora sabe muito.
Ya da bir zamanlayıcıyla.
Ou do relógio.
Bu zamanlayıcı.
É o seu cronômetro.
Sen teli çektikten sonra,... onu zamanlayıcıya bağlayacağız, ayarlayacağız, sonra da patlayacak.
Após ter desenrolado o fio, abra-o, ligue-o ao cronómetro, acerte-o e, depois, ele explode.
Eğer patlayıcının zamanlayıcısını kurma şansına sahip olsalardı.
Só se tivessem tido a hipótese de regular o relógio dos explosivos.
"Ana yok etme zamanlayıcısı, ATAC muhafazasının sağındaki kolun altında. Buna, anti-kullanım şarj cihazı ile döngü-çalıştırmalı devre eşlik ediyor."
"O relógio de destruição principal está debaixo alavanca direita do ATAC com circuito duplicado através da carga anti-manejamento."
Yok etme zamanlayıcısı bir dakikaya ayarlı. Nedense, kol çekilmemiş.
O relógio está regulado para um minuto, mas não puxaram a alavanca.
- O. Otomatik zamanlayıcı ile çekti, beni hep götürdüğü o kirli küçük restoranda.
Com o automático... naquele restaurante a que sempre me levava.
Zamanlayıcıyı ayarladım.
Pus o temporizador.
Bana bir zamanlayıcı gerekiyordu.
Só preciso de um dispositivo que meça o tempo.
Zamanlayıcı yapmak hiç de fena bir fikir değil.
Não é uma má ideia quando se precisa de um cronómetro.
Elbette, bombalar için zamanlayıcılar üzerine uzmanlaşmış.
Claro, especializada em cronómetros para explosões.
Tek yapmam gereken zamanlayıcıyı ayarlamak.
Só tenho de regular o temporizador.
Zamanlayıcı böylece devreye girecek.
Aí o relógio começa a contar.
Masadaki zamanlayıcıya bir bak.
Agora, veja o temporizador sobre a mesa.
- Zamanlayıcı kaç saate ayarlı? - Üç saat.
- Para quando puseram o cronómetro?
- Zamanlayıcılarla berbatsın dostum.
- Vai à merda mais o temporizador!
Ayrıca 60 saniye sonra patlamaya kurulu bir zamanlayıcıyı da aktif hale getirdin.
No entanto, você também activado um temporizador fixado em 60 segundos à detonação qualquer maneira.
Bir basınç plakası ve zamanlayıcı. - Başın belada.
A pressão prato e um temporizador.
Evet. Işıklarımız için otomatik zamanlayıcımız.
Temos temporizadores para as luzes, trancas para as portas.
Herşey burada, gizli anahtarım kayıp ve jakuzi zamanlayıcıda.
A minha chave escondida desapareceu e o temporizador do jacuzzi está ligado.
Ve benim Betty'nin bir zamanlayıcısı var.
As minhas Betties têm cronómetro.
Üzerinde bir zamanlayıcı var. Tam olarak öğlen 3'te patlaması için.
Regulado para explodir às 15 horas.
Bir tanesini tam olarak 4 litre su ile doldurun. Terazinin üzerine koyduğunuzda zamanlayıcı duracaktır.
Encham um com 4 galões de água e ponham-no na balança.
Zamanlayıcıları altı yerine üç dakikaya ayarlayan sendin.
Foste tu, que regulaste os relógios para três minutos em vez de seis.
Zamanlayıcıyı altı dakikaya ayarladım - bana verdiğin altı dakika gibi.
Marquei seis minutos no relógio - os mesmos seis minutos que me deste.
Geçen sefer beni kandırmaya ve telin zamanlayıcı olduğunu düşünmemi sağlamaya çalışmıştın ama aslında bombayı etkisiz hâle getiriyor, değil mi doktor?
Querias que eu pensasse que o fio metálico era o temporizador. Mas, na verdade é o botão para desactivar, não é, Doctor? Não respondas.
Bir başka nesneyi... 19 dak, 40 sn önce, 20 dak'a ayarlı bir zamanlayıcı ile birlikte yolladım.
À 19 minutos, 40 segundos atrás, mandei mais um objecto... com o temporizador preparado para 20 minutos.
Zamanlayıcıyı 15 dakikaya ayarladım. ama anne, eğer bir şey kötü giderse ve ben dönemezsem bu sana mesajımdır.
Ajustei o temporizador para 15 minutos, mas, Mãe, no caso de algo correr mal e eu não regressar,
O gün, evden çıkmadan önce zamanlayıcıyı 20 saate ayarlamıştım.
Nesse dia antes de sair de casa preparei o temporizador para 20 horas.
Oh, zamanlayıcı konusunda seni uyarmalıyım.
Oh, e acerca do temporizador, tenho que te avisar!
Zamanlayıcı bizi yaklaşık 4 saat sonra bizim bodruma geri götürecek.
O temporizador vai nos levar de volta a casa daqui a quatro horas.
Ama zamanlayıcıyla oynamamam gerektiğini sanıyorum.
Mas, acho que não é suposto eu alterar o temporizador.
Belki ikizin sana bunu anlatmaya çalışıyordu... eğer zamanlayıcıyla oynarsan öngörülmemiş yan etkileri olabilir.
Talvez fosse isso que o teu duplo te tentava explicar... Se avançares o temporizador, tens efeitos secundários imprevistos.
- Zamanlayıcı kendini şarj ettiğinde.
- assim que o temporizador se recarregar.
Zamanlayıcının durumunu kontrol etme şansımız olmadı.
Não temos maneira de verificar o estado do temporizador.
O halde seni dışarı çıkarmalıyız. Bomba bir zamanlayıcıya bağlı. - Peki, nerede?
Então temos de te tirar daí, porque essa é uma bomba-relógio.
Gözünü zamanlayıcıdan ayırma, tamam mı?
Não percas de vista o temporizador, ok?
İkinci cihaz bir zamanlayıcının üstünde.
O segundo dispositivo está temporizado.
Siz bu mesajı aldıktan kısa bir süre sonra, zamanlayıcı aktif olacak.
Logo após receber isto, o temporizador será activado.
Eğer dediğim gibi yaptıysanız, zamanlayıcıyı durduracağım.
Se verificar que cumpriram, paro o temporizador.
Bu mikro patlayıcının kendi zamanlayıcısı var..... ayarlandıktan sonra 30 saniye içinde patlar.
Este micro-detonador tem um cronómetro incorporado programado para explodir 30 segundos depois de o colocares.
- Hayır, zamanlayıcı henüz ötmedi.
- Ainda não. O alarme ainda não tocou.
Zamanlayıcıyı 7 dakikaya ayarladım.
Eu programei o contador para sete minutos.
- Zamanlayıcıyı ayarladın mı kuzen?
- Preparaste o contador, primo?
Tamam. Zamanlayıcıda yörüngeler birleşiyor gibi görülüyor.
Parecem trajectórias convergentes cronometradas.
Ben bir zamanlayıcı için bakan kişiyim.
- Não. Sou o homem que procura um cronómetro.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]