Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → португальский / [ Ö ] / Öyle mi yaptı

Öyle mi yaptı перевод на португальский

617 параллельный перевод
Öyle mi yaptın?
A sério que disse?
Belki, ama şöyle yapmadım... ve sonsuzdan sonra da - Ben öyle mi yaptım?
- Eu fiz isto?
- Öyle mi yaptım?
- A sério?
Öyle mi yaptım?
A sério?
Öyle mi yaptım?
Falei?
Öyle mi yaptı?
Fizeste isso?
- Yine de bence çok ağır konuştun. - Öyle mi yaptım?
- Acho que foste muito duro com ele.
- Öyle mi yaptı?
- Foi ele?
Öyle mi yaptım.
Sim, também eu.
- Öyle mi yaptı?
- Foi?
Öyle mi yaptınız?
Ai sim?
Öyle mi yaptı?
Ela sacrificou?
Öyle mi yaptın?
Sublinhaste!
Öyle mi yaptı?
Ofereceu-se?
Öyle mi yaptım?
Eu fiz isso?
Yani, öyle mi yaptı?
Quero dizer, ele fez isso?
- Öyle mi yaptın?
- Foi isso que fez?
- Ayağa kaltın ve şarkı söyledin. - Öyle mi yaptım?
- Tu levantaste-te e cantaste.
- O da öyle mi yaptı?
- Ele fez isso?
Para insana neler yaptırabiliyor. Sizce de öyle değil mi, Bay Connor?
É espantoso como o dinheiro ajuda, não acha, Mr.
Ne yaptığını biliyordun ve pederin cesedi görmesini istemedin, öyle mi?
Sabiam o que tinham feito, mas não queriam que o corpo fosse visto?
Bunu beraber olmak için yaptık, ama aksine bu bizi ayırıyor.Öyle değil mi Walter?
Fizemos para nos unir e está nos separando.
Öyle mi yaptım?
Dei?
Kendi işini bize yaptırmayı planladı, öyle değil mi?
Achou que podíamos trabalhar por ele, não foi?
- Numara levhaları yaptım. - Öyle mi?
Estive a fazer matrículas de carros.
O kapıdan içeri girerken düşündüğün şey, seni erkeklerin evlendikleri gece yaptıkları gibi iğrenç bir biçimde mıncıklamamdı. öyle değil mi?
Pensaste, Willa Harper, que assim que entrasses por aquela porta eu te começaria a pôr as patas em cima daquela maneira abominável que é suposto os homens fazerem na noite de núpcias.
Eileen, biliyorum... Lloyd, ne yaptığını gerçekten ciddi olarak düşündün, öyle değil mi?
Lloyd, pensaste seriamente no que estás a fazer, não pensaste?
Bakın, kız arkadaşıma kötü bir şaka yaptı, öyle deği mi?
Fez uma brincadeira de mau gosto, com a minha miúda, não foi?
Öyle yaptı, değil mi?
Ele fez isso, não fez?
Fakat söz gelimi, 14 yıl önce Freeman Lisesinde matematik öğretmenliği yaptığın sırada aldığın ücretle kıyas kabul etmez, öyle değil mi?
Mas não é comparável ao, por exemplo, ao salário que recebia, como professor de matemática, há 14 anos, na Escola Secundária de Freeman, pois não?
Öyle mi? Sözleşme yaptılar mı?
Fez?
- Öyle mi yaptım?
- Porquê?
Sence Rusk yaptı, öyle mi? Katil o mu?
Então achas que foi o Rusk?
Yaptığın bilimsel araştırma bu, öyle mi?
É esta entäo a tua investigaçäo científica.
Avlu faaliyetlerini tekrar organize etmemi istiyorsun ki üç saat kesintisiz antrenman yaptırabilesin, öyle mi?
Queres dizer que tenho de reformular as actividades no pátio para terem três horas ininterruptas de treino privado? - É isso?
- Talim atışları yaptın, öyle mi?
- Andaste a praticar tiro ao alvo?
- Şimdi mi sordun bunu ona? - Aynen öyle yaptım.
Mataram a minha vareta de espingarda e vão pagar por isso.
Ve bu, sekreterinle yaptığın bir hafta sonu kaçamağı değil, öyle mi?
Isto não é um fim de semana com a tua secretaria pois não?
- Öyle mi? Geçen yıl burada kalanlara servis yaptım.
- Sim, fazia entregas ao antigo inquilino.
- Sen yaptın, öyle mi?
- Matou, foi?
Sen gözlerini açıp kapayana kadar bişeyler yaptım, öyle mi?
Fiz alguma coisa para vos abrir os olhos, certo?
- Fazla mesai yaptınız, öyle mi? - Evet.
- Horas extras, certo?
Otis, beysbol sopasıyla vurarak yaptığını söyledi. Otis öyle mi dedi?
Otis disse-me que foi com um taco de basebol.
- Öyle yaptım değil mi?
- Foi, não foi?
Benim yaptığım patates kızartmasını yemezsin ama Ruslarınkini yedin öyle mi?
Não comes das minhas batatas fritas... mas comes as batatas da russa, as batatas da comunista?
- Erken hamle yaptın - Öyle mi?
- Mexeu-se antes do tempo.
Öyle yaptım, değil mi? Sammy!
Sammy, Sammy, Sammy!
Para için yaptığımı düşünüyorsun, öyle mi, Tommy?
Julgas que me meti nisto pelo dinheiro?
Biraz alışveriş yaptın, öyle mi Alan?
Foste ás compras, Alan?
-... neden korkuttuğunu anlatacaksın - hayır, ben öyle bir şey yapma- - oh, dün yaptıklarımı söylüyorsun, değil mi?
- Não, eu não o marquei! Tu referes-te no interior, não é?
O pisliğin bütün gün işeyip, sıçmaktan başka yaptığı yok ve daha fazla yaşamak istiyor, öyle mi?
Ele só caga e mija todo o dia e quer viver mais?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]