Demek istediğim o değil перевод на русский
116 параллельный перевод
Demek istediğim o değil.
Я совсем не это имею ввиду.
Hayır, demek istediğim o değil.
Нет, нет, нет. Я имел в виду не это.
Hakkediyor. Demek istediğim o değil.
Он заслуживает этого.
Demek istediğim o değil.
Это не то, что я имела в виду.
Hayır, demek istediğim o değil.
Нет, я не об этом. Не об этом.
Hayır, demek istediğim o değil....
Нет, я совсем не то имела в виду...
Demek istediğim o değil.
Да я не о том.
Demek istediğim o değil!
- Я не об этом!
- Demek istediğim o değil.
Нет, я не об этом.
Hayır, demek istediğim o değil.
Нет, смысл не в этом.
Demek istediğim o değil.
Это не то, что я имел в виду.
Hayır, hayır, Ty, hayır, benim demek istediğim o değil...
Нет, нет, Тайлер, нет, я говорю не о...
- Demek istediğim o değil.
- Я не это имею в виду.
Demek istediğim o değil.
Я совсем не такая.
Demek istediğim o değil.
Это не то, что я имею в виду.
- Demek istediğim o değil. - Ne diyorsun o halde?
Я не о том говорю.
Hayır, demek istediğim o değil.
Нет, это не то, что я имел ввиду.
- Hayır, demek istediğim o değil.
Я не об этом.
Demek istediğim o değil!
Я не это имел в виду!
Demek istediğim o değil!
Да я и не собирался.
Demek istediğim o değil.
Я не это имела в виду.
Hayır! Demek istediğim o değil.
Нет, я не это имела ввиду.
Eminim, ama demek istediğim o değil.
Уверена, что это так, но я не о том.
- Üzgünüm, tecavüze uğramıştım. - Charlotte, demek istediğim o değil.
- Ну прости, что меня изнасиловали.
Şey, demek istediğim, seni olduğun gibi seviyorum o yüzden ne olduğu umurumda değil.
В общем, я хочу сказать, что я люблю тебя такой, какая ты есть, и мне все равно, как ты такой стала.
O şekilde değil. Yani demek istediğim, sana aşığım.
Ќет-нет, не в этом смысле. ¬ смысле, € теб € люблю.
- Demek istediğim, gördüğüm en şişman kişi o değil.
Я просто хочу сказать, что видел людей и толще нее.
Demek istediğim şey o değil.
Я имел в виду другое.
Hayır, demek istediğim... Bence o, o değil.
Я имела в виду, я не... не думаю, что она... это она.
Bu aralar değil. Ama bir zamanlar salağın teki Küçük Omar'a bir silah verdi. Demek istediğim o ibne de birinin çocuğu sonuçta, değil mi?
Но, когда-то, давным давно, до того, так... как какой-то идиот подарил маленькому Омару Литтлу ружье... пидор был чьим-то ребенком, верно?
Demek istediğim sonuçta sen o kadar yılı çekmesini kabul ettiren kişisin değil mi?
Как я уже говорил... это ведь ты уговорила его согласиться на этот срок, верно?
Demek istediğim şey, senin Lily'siz bir versiyonun da var, ve o, bu değil.
Что, что я хочу сказать, так это то, что тот парень - это вариант тебя без Лили, и это не похоже на тебя сейчас.
Demek istediğim CIA'ye girme amacın böyle sosis pişirmek değildir herhalde değil mi? Ayrıca Casey'da herhalde usta bir satıcı olmak için girmemiştir. Bir de şu kafamdaki bilgiler eminim onlarda ulusal güvenlik için pek hayırlı şeyler değil, o yüzden umarım bir planımız olduğunu söylersin.
Я имею ввиду, ты делаешь колбаски, ты ведь не из-за этого пришла в ЦРУ, и Кейси в действительности не продавец с рождения, и все правительственные секреты, которые заперты у меня в голове это, я уверен, что это не преимущество для нацианальной безопасности, поэтому я надеюсь, я имею ввиду, я надеюсь что ты мне расскажешь если есть какой-то план?
Demek istediğim o Amamiya Youichirou'nun oğlu değil mi?
Но разве он не сын Амамии Ёичиро?
Kastettiğim, "Ucuz Roman" daki o soğukkanlı belalar değil demek istediğim, "Çatlak" belalar!
У меня не те проблемы, как в "Криминальном Чтиве" скорее как у Хичкока в "Психо".
Belki okumada biraz geri kalmış olabilir, ama demek istediğim, hey, o daha 6 yaşında bile değil..
Допускаю, что он не очень хорошо читает для своего возраста, Но, эй! Ему еще и шести нет!
Demek istediğim o değil.
Я не об этом.
Demek istediğim, rodeo severim bir de bir şeyler oymayı ama o kadar da çok değil.
Я имею ввиду, Я фанат Родео и мне нравиться строгать но это не много.
Demek istediğim, o bir suçlu değil.
Он же не преступник.
Evet, oldukça, ama demek istediğim tam olarak o değil.
Да, в общем, но я не это имею ввиду.
Tamam, bu o kadar da güzel bir sahne değil. - Demek istediğim, genel anlamda.
Ладно, это, может, и не прекрасно, я имела в виду вообще.
Demek istediğim şey o sizin gibi değil.
Я хочу сказать, он не такой как вы.
- Demek istediğim, bu hayatımda yaşadığım en iyi seks... - Hayır, o açıdan değil.
Джесси ты когда-нибудь испытывал ощущение, что откусил кусок, который тебе не по зубам?
Yani, demek istediğim o türden bir kara koyun değil beyaz koyunla tamamen aynı mevkide olan bir şey.
Он темная лошадка Я имею в виду, не этот черный барашек
- Hayır, demek istediğim o değil.
Нет, это не то, что я говорю.
Demek istediğim, o senin baban değil.
Я к тому, что он не твой отец.
Demek istediğim, o kadar da sıkı fıkı değilmişsiniz, değil mi?
Вы же не такие уж близкие друзья, так?
Demek istediğim, O Sean değil. Başka Sean.
В смысле, это не тот Саша.
Anlatmak istediğim o değil. Demek istediğim -
Как именно?
Demek istediğim, benim geçmişimi ele alırsak,... Alan'ın paranoyaları o kadar da yersiz değil.
Итак все что я хочу сказать, излагая свою историю, параноя Алана не полностью неуместна.
Hayır, demek istediğim o komik değil ama sen ondan daha komiksin.
Нет, я сказала, что он не смешной, и ты куда смешнее него!
demek istediğim 2063
demek istediğim şu 35
demek istediğim bu değil 27
demek istediğim şu ki 19
demek istediğim bu 42
demek istediğimi anladın mı 56
demek istediğim bu değildi 38
demek istediğimi anladın 18
demek istediğimi anlıyor musun 62
demek istediğimi anladınız mı 16
demek istediğim şu 35
demek istediğim bu değil 27
demek istediğim şu ki 19
demek istediğim bu 42
demek istediğimi anladın mı 56
demek istediğim bu değildi 38
demek istediğimi anladın 18
demek istediğimi anlıyor musun 62
demek istediğimi anladınız mı 16
demek istediğim de bu 21
o değil 411
o değildi 47
o değil mi 26
demek 970
demektir 116
demek istiyorum ki 208
demek istedim 68
demek istiyorum 56
demek istiyorsun 52
o değil 411
o değildi 47
o değil mi 26
demek 970
demektir 116
demek istiyorum ki 208
demek istedim 68
demek istiyorum 56
demek istiyorsun 52