About an hour ago Çeviri Türkçe
1,027 parallel translation
They finished about an hour ago.
Onlar bir saat önce bitirdiler.
Just finished it about an hour ago.
Bir saat önce bitti.
He was down here, you know, about an hour ago.
Bir saat kadar önce buradaydı.
- He left about an hour ago.
- Bir saat önce gitti.
He phoned me about an hour ago and said we were having dinner at the club.
Yaklaşık bir saat önce beni aradı ve kulüpte akşam yemeği yiyeceğimizi söyledi.
Well, he left here about an hour ago.
Şey, bir saat kar önce buradan ayrıldı.
- About an hour ago, this boy says.
- Çocuğun dediğine göre yarım saat önce.
- Oh, yeah, about an hour ago.
- Evet, bir saat kadar önce.
I fetched up his tray about an hour ago.
Bir saat kadar önce kalanları almaya gitmiştim.
Had a fine breakfast on the train about an hour ago.
Bir saat kadar önce trende güzel bir kahvaltı yaptım.
Isabel went out about an hour ago.
Isabel, yaklaşık bir saat önce dışarı çıktı.
Had mine about an hour ago.
Bir saat önce ettim.
- They left about an hour ago.
Bir saat önce çıktılar. - Çıktılar mı?
- Left about an hour ago.
- Yaklaşık bir saat önce gitti.
Yes, I believe she checked in about an hour ago.
Evet, yanılmıyorsam, yaklaşık bir saat önce giriş yaptı.
I reported low about an hour ago.
Bir saat önce söyledim.
Your mates, they went flashing through here on a herd of camels about an hour ago.
Arkadaşların, bir saat önce bir deve sürüsüyle gitti.
- About an hour ago.
- Bir saat önce.
About an hour ago.
Bir saat kadar önce.
Boyfriend passed out about an hour ago.
Erkek arkadaşım yarım saat önce sızdı.
About an hour ago, the bridge controls started going crazy. Levers shifting by themselves, buttons being pushed, instrument readings changing.
Bir saat önce, köprüdeki kumanda aletleri delirdi - kumanda kolları kendi kendi inip çıkıyor, düğmeler basılıyor, veriler değişiyor.
He rode out there about an hour ago.
Yaklaşık bir saat önce oradan çıktı.
He came home about an hour ago, when his duties were done.
Yaklaşık bir saat önce eve geldi. Vazifesini bitirmiş.
He was listening to the radio about an hour ago.
Yaklaşık bir saat kadar önce radyo dinliyormuş.
I've asked about it too It was about an hour ago
ben de sordum 1 saat önce dediler
She died on the operating table of OR 3 about an hour ago.
Bir saat kadar önce 3 numaralı ameliyathanedeki masada can vermiş.
We found your husband's car about an hour ago.
Bir saat kadar önce kocanızın arabasını bulduk.
My daughter got out about an hour ago.
Kızım bir saat önce çıktı.
About an hour ago. Caught the first train.
Bir saat önce, ilk trenle.
I phoned them about an hour ago... and asked them to meet me here at 10 : 00.
Bir saat önce onlara ihbar ettim. Saat 10'da buraya gelecekler.
About an hour ago, Lieutenant.
Yaklaşık bir saat önce, Komiser.
About an hour ago, in MacArthur Hall.
Yaklaşık bir saat önce MacArthur Salonunda.
About an hour ago, when she got to school.
1 saat önce, okula gittiğinde.
He was at Munich Station about an hour ago making a telephone call to Hamburg.
Bir saat kadar önce Münih istasyonundaymış. Hamburg'a telefon etmiş.
- Well... till about an hour ago.
- Evet. 1 saat öncesine kadar.
Mr. Durstan called him into his office about an hour ago.
Bay Durstan yarım saat önce odasına çağırdı.
- Your father left about an hour ago.
- Babanız bir saat kadar önce gitti.
Well, about an hour ago...
Bak eğer sormamda... Yaklaşık bir saat önce...
About a half hour ago, he came out of an alley and pulled a knife on me.
Yarım saat kadar önce ara sokakta karşıma çıkıp bana bıçak çekti.
About half an hour ago.
Yaklaşık yarım saat önce.
About half an hour ago, in the shower room at the club.
Yaklaşık yarım saat önce, kulüpte duş odasında.
The first break in the fabulous gold robbery occurred about an hour and... a half ago, when a part of the $ 10 million...
İnanılmaz tren soyguna dair ilk yakalanma takriben 1,5 saat önce gerçekleşti. 10 milyon dolarlık soygunun bir parçası olan...
I killed my husband Andre Delambre about half an hour ago in the hydraulic press shed.
Yarım saat kadar önce kocam Andre Delambre'yi hidrolik pres makinesinde öldürdüm.
An hour ago, we were all very indignant about that.
Bir saat önce hepimiz çok kızgındık.
Lookout spotted that stuff only about a half an hour ago.
Gözlem ekibi bunları yarım saat önce buldu.
Yes, they were here about... half an hour ago.
Evet, yarım saat kadar önce buradaydılar.
I wish to complain about this parrot what I purchased not half an hour ago from this very boutique.
Şikâyetim, yarım saat önce buradan aldığım bu papağan hakkında.
We had a power failure in one of the infra-red satellites about an hour and a half ago but Colossus switched immediately to the backup system and didn't loose any data.
1,5 saat önce kızılötesi uyduların birinde elektrik problemi vardı ama Colossus derhal yedek sisteme geçip veri kaybı yaşamamızı engelledi.
I wish to complain about this parrot... what I purchased not half an hour ago from this very boutique.
Bu dükkândan daha yarım saat önce aldığım papağan hakkında.
Iris went off after a butterfly about a half an hour ago.
Iris yarım saat önce bir kelebeğin peşine düştü.
A fellow picked it up from the vault just about half an hour ago.
Yaklaşık bir saat önce bir adam mahzenden almış.
about an hour 78
about anything 85
an hour ago 223
hour ago 73
about 2987
about last night 149
about yesterday 53
about this morning 24
about me 284
about damn time 21
about anything 85
an hour ago 223
hour ago 73
about 2987
about last night 149
about yesterday 53
about this morning 24
about me 284
about damn time 21
about it 81
about you 267
about you and me 17
about what 2516
about time 287
about yourself 16
about that 749
about your mother 24
about the wedding 20
about a year ago 138
about you 267
about you and me 17
about what 2516
about time 287
about yourself 16
about that 749
about your mother 24
about the wedding 20
about a year ago 138