About your Çeviri Türkçe
66,287 parallel translation
The things that they're saying about your daughter at school?
Okulda kızın hakkında söyledikleri şeyleri?
Talk to me about your music.
Bana müziğinden bahset.
To even talk about your songs in a constructive way, we need to be on the same page.
Şarkılarından yapıcı bir şekilde konuşmak için bile aynı sayfada olmamız gerekiyor.
I thought it was about your sister, to be honest.
Dürüst olmak gerekirse kız kardeşin olduğunu sanıyordum.
I'm sorry about your dad.
Baban için üzgünüm.
Sorry about your lunch choices.
Öğle yemeğinden dolayı üzgünüm.
Previously on "shooter"... I'm writing a book about your husband.
Önceki bölümlerde...
She was raising hell in our office. I'm truly sorry about your trouble, but I have no idea who you are.
Bakın, telaşınızdan dolayı üzgünüm ama kim olduğunuza dair bir fikrim yok.
I don't care about your debt.
- Borcun umurumda değil.
I've been calling and- look, I'm--I'm really sorry about your husband, okay? But Norman is in a really fragile state right now, and i--i just--i don't- - i don't want him to get upset.
Kocanızın durumuna üzüldüm ama Norman şu an hassas bir dönemden geçiyor.
It's not about your mom.
- Mesele annen değil.
I know we reached out to you earlier about your husband's whereabouts.
Kocanızın nerede olduğu hakkında size daha önce danışmıştık, biliyorum.
But I'm not here about your brother.
Ama gelme sebebim kardeşin değil.
I can't tell you what to do about your family.
Ailen konusunda ne yapacağını sana söyleyemem.
Well, it's about your mother, I imagine.
Annen için geldin galiba.
I am sorry about your mother, Emma.
Annen için üzgünüm Emma.
Lots of things about your brother are strange.
Kardeşinle ilgili çoğu şey garip
We emailed about your time working with Arthur.
Arthur'la çalıştığınız zamanlar hakkında mesajlaşmıştık.
Think about your children.
Çocuklarını düşün.
What about your sister?
Peki ya kızkardeşin için?
What about your parents?
Peki ya ailen?
I was just telling Thomas about your cancer trial.
Thomas'a kanser deneyinizden bahsediyordum.
You want to talk about your boyfriend, Pastor Ian?
Erkek arkadaşın hakkında konuşmak ister misin, Pastor Ian?
You know, for someone who hates how people won't shut up about his brother, you sure won't shut up about your brother.
Bilirsin, insanların kardeşinden bahsetmesinden hoşlanmayan biri olarak,... kardeşinden bahsetmeyi bırakmıyorsun.
She told me all about you, about your brother, Luke, - at college.
Bana senden ve kardeşin Luke'dan bahsetti üniversitedeki.
I'm real sorry to hear about your brother.
Kardeşine olanlara üzüldüm.
We've always been so focused on me, my music, we never get to talk about you and your life.
Sürekli bana odaklandık, müziğime... Senden ve hayatından hiç konuşmadık.
Perhaps you should ask your father about it, sometime.
Belki de babana bir ara bunu sormalısın.
Betty... if your parents lied about Jason and Polly, there's probably more that they lied about.
Betty... Ebeveynlerin Jason ve Polly hakkında yalan söylediyse muhtemelen yalan söyledikleri daha fazla şey vardır.
If your parents lied about Jason and Polly, there's probably more that they lied about.
Ebeveynlerin Jason ve Polly hakkında yalan söylediyse muhtemelen daha fazla yalan vardır.
You know how your father feels about pop music.
Babanın pop müzikle alakalı hislerini bilirsin.
But if we're talking about the future and long-term security, it can't always be about following your bliss.
Ancak, gelecek ve uzun vadeli güvenlikten söz ediyorsak her zaman mutluluğu izlemekle olmaz bu iş.
I want your last thought to be about what I'm gonna do to her after you're gone.
Son düşüncenin, sen gittikten sonra karına neler yapacağımla ilgili olmasını istiyorum.
I am Grigory. I have a grandson about your age.
Yaklaşık senin yaşlarında bir torunum var.
I don't know about that, but you're one hell of an FBI agent, and I hope your boss knows that.
Sen inanması kolay birisin. Onu bilmiyorum ama senin gibi FBI ajanı bulmak zor. Umarım patronun da bunun farkındadır.
Tell me what your son was talking about.
Bana oğlunun neden bahsettiğini söyle.
Tumo's got compounds and his own volunteers all over, but there is a spot about 50 miles from your current location.
Tumo'nun bir sürü yerleşkesi ve kendine ait gönüllüleri var, bir tanesi sizin 80 kilometre uzağınızda.
I saw the way people were looking at you and talking about you just because of what they think your dad did.
Babanın yaptığını düşündükleri şey yüzünden sana nasıl baktıklarını gördüm, konuşulanları duydum.
I told you your secret was safe with me, about you poisoning'him.
Onu zehirlemenle ilgili sırrının bende güvende olduğunu söyledim.
And if you think I'm going to do anything about that situation without your counsel, Sheriff, you're wrong.
Tavsiyen olmadan bu konuda bir şey yapacağımı sanıyorsan yanılıyorsun Şerif.
I was worried about this Dobbs thing, but this will be good for us, and for you... your image, you know?
Şu Dobbs olayından endişeleniyordum. Ama bizim için iyi olacak, senin için de. İmajın için yani.
- Yes, Your Honor. How about it, Ms. Bennett?
Peki ya siz Bayan Bennet?
Maybe we should think about reaching out to your mom.
Annenle görüşmeyi düşünelim istersen.
Yeah, I just, need to ask your advice about something.
Bir konuda tavsiyeni isteyecektim.
I'm perfectly willing to kick your ass if you breathe a word about this to my wife.
Bu konu hakkında eşime tek kelime edersen seni döverim.
Your client wanted to talk to me about something?
Müvekkilin benimle bir şey konuşmak mı istedi?
They can't make as many judgments about the back of your head.
Kafanın arkasına bakarlarsa fazla yargılayamazlar.
Come on, man, you know peace is important, and so is not making permanent decisions about body art when you're blackout drunk and mad at your mom.
Hadi, adamım, barış işte bundan önemli. O yüzden sarhoş olup annene kızdığında vücut sanatı hakkında... kalıcı kararlar verme.
I am so sorry about losing my cool at your Title Ix meeting.
Durşma öncesi kavga ettiğim için özür dilerim.
I'm concerned about these circles under your eyes, okay?
Göz altındaki bu halkalar endişelendiriyor beni.
Because some of the details in your report don't line up with what I know about Will Bowman.
Çünkü raporundaki bazı detaylar Will Bowman hakkında bildiklerimle örtüşmüyor.
about yourself 16
about your dad 25
about your mother 24
about your age 24
about your father 21
your 1839
your phone 169
your honor 7894
yourself 387
your own 34
about your dad 25
about your mother 24
about your age 24
about your father 21
your 1839
your phone 169
your honor 7894
yourself 387
your own 34
yours 1007
your hat 64
your full name 16
your teacher 17
your best friend 68
your ex 322
your name 485
your tea 43
your sister 409
your mum 57
your hat 64
your full name 16
your teacher 17
your best friend 68
your ex 322
your name 485
your tea 43
your sister 409
your mum 57
your majesty 3240
your mother 885
your old man 28
your mom 327
your dad 423
your highness 1544
your point being 45
your brother 593
your mind 60
your mother is dead 28
your mother 885
your old man 28
your mom 327
your dad 423
your highness 1544
your point being 45
your brother 593
your mind 60
your mother is dead 28