Count them Çeviri Türkçe
640 parallel translation
I suppose there's a limit to the sands of the seashore... -... but who's going to count them? - Mm-hm.
Herhalde deniz kıyısındaki kumların da sınırı vardır ama onları kim sayacak?
You can count them on the fingers of one hand, my good woman.
Sayıları bir elin parmaklarını geçmez hanımcığım.
We haven't enough fingers in this room on which to count them all
Bu odada onları saymaya yetecek kadar parmak yok.
Take a seat on the platform while I count them.
Ben onları sayarken, kürsüde bir sandalyeye otur.
Shall I count them on my fingers for you?
Sizin için onları sayayım mı?
One night, when I couldn't fall asleep, I started to count them.
Bir gece, uyku tutmayınca onları saymaya başlamıştım.
- Oh, who can count them? !
- Kim sayabilir ki?
Count them before you go to sleep, and your wish will come true.
Uyumadan önce onları sayın ve dileğiniz gerçekleşsin.
Look there, count them, They are 32 women
Şunlara bak, say hepsini, tam 32 kadın var.
I didn't count them.
Saymadım.
How did you happen to count them?
Onları niye saydın?
If I do, count them.
Varsa, sayın.
Just count them.
Yeter ki sayın.
You can count them.
Onları sayabilirsin.
Count them in this space alone.
Hadi, şuradakileri sayalım.
Would you care to count them?
Saymak ister misin?
Charley, you count them.
Charley, sen say.
You got three of them. Count them.
Üçü senin.Say onları.
If I may, Monsignore, I'd like to count them.
Müsaade ederseniz Monsenyör adımları saymak istiyorum.
So many we could we couldn't count them all
her yerde bize bakıyordu. O kadar çok isim vardı ki.
Twelve perfect things, count them with us.
On iki mükemmel şey, bizimle beraber sayın.
You could almost count them.
Bir elin parmakları kadar.
I used to count them.
Eskiden onları sayardım.
Count them off.
Tek tek sayın.
Count them off from the right.
Sağdan başlayarak sayın.
I will count them.
Sayalım.
Count them again.
Tekrar sayın.
Load them in the truck and count them one by one.
Onları teker teker sayarak kamyona yükle.
You couldn't count them all.
Sayısını tahmin edemezsiniz bile.
- Count them.
- Say.
- You forgive me, I did not wait to count them,
- Beni bağışlayın, Onları sayacak kadar bekleyemedim,
- And count them.
- İyi say.
Ain't you gonna count them?
Saymayacak mısın?
When I told them last night that unless you were on the ticket, they could count me out,
Listede olup olmadığını onlara söylediğimde beni hesaba katmamışlardı.
One of them's a coffin containing the remains of the original Count Dracula.
Bir tanesi gerçek Kont Drakula'dan artakalanların olduğu bir tabut.
Tell them to stand by to count off for firing.
Kalkış için geri sayıma hazır beklemelerini söyle.
The count's influence and wealth could help me to achieve them.
Kontun nüfuzu ve serveti, bunu başarmamda bana yardım edebilirdi.
I'd have liked to spend the night at the countess'side, but the nuns were there, and the canon, the count's uncle, had decided to keep watch with them.
Geceyi kontesin yanında geçirmek isterdim. Fakat rahibeler oradaydı... ve Kontun amcası olan Katedral rahibi, onlarla göz kulak olmaya karar vermişti.
- Tell them to make every bullet count.
- Adamlara söyle cephane takviyesi yapsınlar.
It'll be easier for her if I took them around. Count on us, Sara.
Onları benim gezdirmem daha iyi olur.
Can anyone expect them to do the count is what I expect you to do!
ne yapman gerektiğini düşünüyorum!
We were told to count, and then tell them what number he was.
Saymamız ve kaçıncı olduğunu söylememiz.
Because it happens that in the Count's wallet, found here on this floor, there were two banknotes with your fingerprints on them.
Çünkü öyle görünüyor ki, bu katta burada bulunan, Kontun cüzdanında, üzderinde senin parmak izlerin bulunan iki banknot vardı.
Accidents can happen, but you can't count on them.
Bazen tesadüfler olur, ama tesadüflere güvenemezsin.
As to the other - the phone calls, hiring a man to make them, the feeling of persecution - that doesn't show up in a blood count or on a photographic plate.
Diğer taraftan - telefon aramaları, bunları yapması için adam tutması... eziyet hissi... bunlar kan sayımında yada beden-içi resminde çıkmaz.
Count them!
- Sayın!
That could count as catching them in the act.
Bu onları iş üzerinde yakalamakla aynı şey.
Count them.
Eşyalarını kontrol edin.
When the count was alive I'd often go and visit them.
Kont hayatta iken sık sık onları ziyarete giderdim.
You could really count on them.
Çok sağlam oyunculardı.
A few of us were caught lf the lord promises not to bring out the past... I'll ask our big brother to take them all out. You can count on me
Eğer efendimiz onları affederse... onları safımıza katabiliriz inananın gidip, hanım kızı kırtarırız peki, gidip adam toplayın bu iişi ne kadar erken bitirirseniz sizi o kadar çok ödüllendiririm peki
theme 39
them 588
themselves 24
theme song 16
themed 19
theme music playing 79
theme music 17
them's the rules 20
them too 26
theme song playing 16
them 588
themselves 24
theme song 16
themed 19
theme music playing 79
theme music 17
them's the rules 20
them too 26
theme song playing 16
country 149
count 292
county 60
countdown 32
counter 95
counting 29
countries 63
count your blessings 22
counts 21
countess 192
count 292
county 60
countdown 32
counter 95
counting 29
countries 63
count your blessings 22
counts 21
countess 192
count me in 180
count to ten 23
count on me 45
count me out 90
count it 66
count yourself lucky 18
count to three 25
country club 18
count on it 80
counterpoint 23
count to ten 23
count on me 45
count me out 90
count it 66
count yourself lucky 18
count to three 25
country club 18
count on it 80
counterpoint 23
count olaf 29
counterfeit 21
countrymen 23
count dracula 16
count to 48
count of three 40
country music playing 16
count odo 20
count dooku 24
counterfeit 21
countrymen 23
count dracula 16
count to 48
count of three 40
country music playing 16
count odo 20
count dooku 24