Do your thing Çeviri Türkçe
2,475 parallel translation
Do your thing, Ines.
Yap işini Ines.
Just do your thing and follow me!
İşinizi yapın ve beni izleyin!
You know, go do your thing.
Yapacağın şeyi biliyorsun.
And we're gonna get all this stuff done, get a sound check in, so you can get some rest before you got to do your thing tomorrow.
Ve biz bütün bu işleri halledicez, bir ses denemesi alalım, ve sen eve gidip yarınki şeye kadar biraz dinlen.
Candy fruit, do your thing.
Şeker meyvesi göster hünerini.
Go do your thing.
Git yapman gerekeni yap.
Do your thing and get me a good print.
İşini yap ve bana iyi bir parmak izi çıkar.
Do your thing, and proceed.
İşine bak, devam et.
Go do your thing.
Konuş hadi.
- It is a fugitive situation, isn't it? - Do your thing.
- Burada bir kaçak durumu var, değil mi?
So do your thing.
Dalgana bak yani.
And now it's your turn to do the right thing.
Şimdi senin doğruyu yapma zamanın.
The first thing I need you to do is to place your coffee cups on those two tables back there.
Öncelikle yapmanız gereken kahve fincanlarınızı şu iki masaya bırakmak.
Not the keeping-your-job thing to do.
Kovulmak istemiyorsan... Selam Bay Forristal.
You always have to do your whole Max thing.
Her zaman yapacak bir Maxlik bulursun.
Come do that thing where you catch one with your hands!
Gel de şu çıplak elle nasıl balık tutulur göster!
Your mom didn't do anything wrong, she did the right thing.
Annen yanlış bir şey yapmadı,... doğru olanı yaptı.
You know what the best thing you can do is go home and be with your wife.
Yapabileceğiniz en iyi şey, evinize gidip, karınızın yanında olmak.
Um, Cece, can you not do your usual thing?
Cece, normalde yaptıklarını yapmasan olur mu?
Do your thing.
İş sana düşüyor.
The best thing you can do is to keep your mouth shut. Trust me.
Yapabileceğin en iyi şey çeneni kapalı tutmak.
I'm gonna go out there, I'm gonna talk to Casey and Beckman, convince them that your plan is the right thing to do, and then we'll go together.
Gidip Casey ve Beckman ile konuşacağım ve onları senin planının doğru olduğuna ikna edeceğim, birlikte gideceğiz.
To do the right thing for your country.
Ülken için en iyi şeyi yapmak için.
Staring down your fears, facing them head-on, is the best thing you can do.
Yapabileceğin en iyi şey, korkularını görmek ve onlarla yüz yüze gelmek.
You're gonna have to do the honorable thing to save your family.
Aileni korumak için en onurlu şeyi yapmalısın.
We would do exactly the same thing, if we were in your situation.
Eğer senin yerinde olsaydım ben de aynı şeyi yapardım.
You held my fate in your hands, and you chose do the right thing.
Kaderim senin ellerindeydi ve sen doğru olanı yapmayı seçtin.
I'm gonna get your mom to stop drinking if it's the last thing I do.
Sana söz veriyorum..... son yapacağım şey olsa bile annenin içkiyi bırakmasını sağlayacağım.
- Michael, you always do the right thing for your patients.
- Michael, sen hastaların için her zaman doğru olanı yaptın.
You work and work, trying to teach your kids to do the right thing, and--and you want to be so proud of them when they stand up for what they believe is right.
Çalışıp çabalar, çocuklarına doğru olanı öğretmeye uğraşırsın ve doğru olduğuna inandıkları şeyi savundukları zaman onlarla gurur duymak istersin.
Tom, I need you to do the right thing and get me your location.
Tom, doğru şeyi yapmanı ve bana konumunuzu söylemeni istiyorum.
Whatever weird thing you need to do to get your body to perform like a man.
Vücudunun bir erkek gibi olması için nasıl garip bir şey yapman gerekiyorsa yap tabi.
And there's only one thing to do now, Jackson. For your father, your family and your club.
Baban, ailen ve kulübün için yapılabilecek tek bir şey var, Jackson.
Okay, first thing we need to do is ID your Jane Doe and find out what her connection was to Dennis Archer.
Öncelikle kadının kimliğini bulalım. Dennis Archer ile bağlantısı neymiş öğrenelim.
Whoo. Come on, sticky dumplings, do your thing.
Hadi yapışkan meyveli börekler, gösterin marifetinizi.
- Your boys shoot... - Get us outta here! I swear, the last thing I do is put a bullet right through your head.
Çocuklarından biri ateş ederse, yemin ederim son hamlem kafana bir kurşun sıkmak olur.
I know that you want to do everything you can to find your children, but the best thing you can do right now is to make sure we have all of your contact information in case the kidnappers call any of you directly.
Çocuklarınızı bulmak için her şeyi yaparsınız. Şu an yapılacak en iyi şey irtibata geçerlerse diye tüm bilgilerinizi bize vermeniz.
Okay, so what's the first thing that I get to do now that I'm basically the president of your wedding?
Pekala, artık düğünün başkanı sayıldığıma göre yapmam gereken ilk şey nedir?
Remember to do at least one thing every day that gives purpose to your existence...
Bari sana varoluş amacını veren için bir şey yapmayı ihmal etme...
- Mm-hm. It's one thing if you wanna look like Admiral Dipshit but then you gotta do it to your kid?
Tamam, insan Amiral Şapşal gibi giyinmek isteyebilir peki çocuğuna yapman şart mı?
Do you have some kind of fucked up thing with your dad?
Babanla hastalıklı bir ilişkin mi vardı yoksa?
Why do you always turn things into your thing?
Neden her şeyi kendine dert ediniyorsun?
When you decided to run off and do your own thing,
Siz kaçmaya çalışırken ve kendinize zarar gelmesin diye
The only thing I'm gonna ask you to do on your own do 10 minutes a day passing the ball about.
Tek başınızayken yapmanızı isteyeceğim yegâne şey günde 10 dakika topla pas alıp vermek olacak.
This is the worst thing you can do to your child, isn't it?
Bu çocuğuna yapabileceğin en kötü şey, öyle değil mi?
Okay, babe, babe, just, just... The best thing to do at this point is to go back to your life with me.
Tamam, tatlım, tatlım, sadece, sadece... şu anda yapacağın en iyi şey, benimle birlikte eski hayatına dönmek.
If you found out your son was boinking your daughter and got her pregnant, you'd probably do the same thing, right?
Oğlunuzun kızınızı düzüp onu hamile bıraktığını öğrendiğinizde, muhtemelen aynısı yaparsınız, öyle değil mi?
But just go and do your own thing for once, okay?
Tabii ki. Ama bir kere olsun git ve kendi başına eğlen.
The best thing you can do is just go about your business.
Bir şey olmamış gibi davranmanız en iyisi.
Here is your chance to to do the right thing.
Bu doğru şeyi yapmak için bir şans.
- Why you do that thing with your mouth?
- Ağzına ne yapıyorsun sen?
do your best 112
do your worst 92
do your homework 61
do your work 30
do your duty 34
do your job 157
do yourself a favour 20
do yourself a favor 128
your thing 39
things 422
do your worst 92
do your homework 61
do your work 30
do your duty 34
do your job 157
do yourself a favour 20
do yourself a favor 128
your thing 39
things 422
thing 1205
thingy 49
things happen 87
things will get better 22
things change 215
things fall apart 17
things will change 18
things have changed 201
things like 24
things could be worse 16
thingy 49
things happen 87
things will get better 22
things change 215
things fall apart 17
things will change 18
things have changed 201
things like 24
things could be worse 16