I hope that Çeviri Türkçe
9,410 parallel translation
I hope that they're just speculations.
Umarım saçmalıktır.
I hope that it's just a mistake on my part, like you're saying.
Umarım dediğin gibi yanılıyorumdur.
So I hope that this means that she won't face any repercussions.
Umarım herhangi bir yargılamayla karşılaşmaz.
- I hope that you do.
- Umarım başarırsın.
Yes, I hope that you do.
Evet, umarım sorarsın.
And I hope that I may call you Margaret as I did when we corresponded.
Ayrıca umarım ki ben de mektuplaştığımız zamanlardaki gibi sana Margaret diyebilirim.
♪ I hope that there's a funny bone ♪ ♪'Cause it's so humerus ♪
Umarım komik bir kemik vardır Çünkü çok eğlencelidir bu
- I hope that works out for you.
Umarım, seyahatin iyi geçer.
Mr. Prime Minister, I hope that you understand what that means.
Sayın Başbakan umarım bunun anlamını anlamışsınızdır.
Hey, I hope that couch Cushion's got a seat belt,'cause Emma is about to blow you away.
Umarım o koltukta emniyet kemeri vardır çünkü Emma aklını başından alacak.
I hope that you would forgive me my choice.
Umarım bu kararımı bağışlarsın.
I hope that will not happen.
Buna fırsat vermeyeceğim.
I hope that you now Best birthday.
Doğum günün kutlu olsun. Müsait olunca ara.
Helle Anker was a modern, lesbian woman who would destroy the nuclear family and I hope that her death also means that her crazy ideas are buried with her.
Helle Anker, tipik aile sistemini ve geleneksel değerleri çökerten, modern lezbiyen bir kadındı. Umarım ölümüyle birlikte çılgınca fikirleri de onunla birlikte unutulur.
I can only hope, but I fear that the ass will linger.
Umarım halledersin ama bence kötü koku orada da kalacak.
'Tis a pity that you sustained an injury, I do hope that it didn't cut too deeply.
Böyle bir yara almanız yazık olmuş. Umarım çok derin bir kesik değildir.
I confess that is not all I hope for. No?
- Umduğum tek şeyin bu olmadığını itiraf etmeliyim.
Now, here's where we do a short prayer, hope that I do this right.
Şimdi, işte tam burada kısa bir dua edip bunu doğru düzgün yapabilmemi umuyoruz.
I hope you'll take that chance and live a good life with a nice man.
Umarım bu riske girersin ve iyi bir adamla iyi bir yaşam sürersin.
I hope you know that.
Umarım bunu biliyorsundur.
I hope you know that I consider you a close friend as well.
Seni yakın arkadaşım olarak gördüğümü biliyorsundur umarım.
I just hope that Mr. Callen and Mr. Hanna have a plan to save themselves.
Umarım Bay Callan ve Hanna'nın kendilerini kurtarma planı vardır.
I really hope that you enjoyed your service today, and please come back...
Umarım bugün ki servisten memnun kalmışsındır lütfen tekrar gel.
I find that clients invariably hope a procedure won't just change their looks, but change who they are in some deeper way.
Müşteriler bu prosedürün sadece görünüşlerini değil olduğun kişiyi de derinden değiştirmesini umarlar.
That's why I hope I haven't lost my phone.
Bu yüzden telefonumu kaybetmemiş olmayı umuyorum.
Okay. I just hope that he will.
- Yardım edeceğini umuyorum.
Let's hope Vic's having some luck getting that I.D.
Vic'in şu kimlik konusunda şanslı olmasını umalım.
- Booth and my publisher both felt that it would help nurture my fan base, and I hope to gain anthropological insight into online sociological behavior and how it's destroying interpersonal relationships.
Booth ve yayıncım, hayranlarımı artırmaya yarayacağını söyledi. Ben de çevrimiçi sosyal yaşam ve ilişkileri nasıl yok ettiğine dair antropolojik bir... -... bakış açısı yakalamak istiyorum.
- I hope you know that.
Umarım bunu biliyorsundur.
That is the nicest thing anyone's ever said to me, but I hope you didn't do anything as silly as waste your wish on ring...
Bu, şu ana kadar birinin bana söylediği en güzel şeydi ama umarım dilek hakkını yüzük için kullanmak gibi aptalca bir şey...
I hope someday that I never have to interview another rape victim or a burned child or see another mutilated body.
Umarım bir gün bir tecavüz mağduru ya da yanmış bir çocuk cesedi ya da kopmuş bir vücut parçası görmek zorunda kalmam.
- I hope you understand that.
- Umarım bunu anlıyorsunuzdur.
Well, I hope someday that I can be forgiven.
Umarım bir gün affedilebilirim.
I hope you know that.
Umarım bunun farkındasınızdır.
Oh, I hope nothing happened to him. That's all right.
Umarım ona bir şey olmamıştır.
I hope you see, Eve, that he's really not that great.
Umarım görüyorsundur Eve, o kadar da harika değil aslında.
What I saw in that video was so shocking, so mind blowing, so life altering, if I ever hope to show my face at that school again,
Videoyu gördükten sonra, şok oldum... Zihnim açıldı, gerçekleri gördüm.
I run to the doctor every two seconds in the vain hope that I can control my fate ; and you never go to the doctor so that you can live in denial. But in the end, aren't we both afraid of the same thing?
Ben her iki saniyede bir doktora kaderimi kontrol edebilmek umudu ile giderken sen ise hasta olma ihtimalini görmezden gelmek için hiç doktora gitmiyorsun ama sonuçta ikimiz de aynı şeyden korkuyoruz
That's why I hope.
İşte bu yüzden umutluydum.
I do hope that you have not been trying to cast spells, sir.
Umarım siz de sihir gibi bir şey yapmaya çalışmıyorsunuzdur.
But I very earnestly hope that I will not by this admission lose your good opinion.
Umuyorum ki bu sebeple olumlu kanaatiniz değişmez.
Mr. Prime Minister, I hope you understand what that means.
Sayın Başbakan bunun anlamını anlamışsınızdır umarım.
I held out hope that since he wasn't getting any worse, maybe he'd get better.
Daha kötüye gitmesin diye, belki de iyileşir diye ona yardım etmeye devam ettim.
d I hope you never lose your sense of wonder d d You get your fill to eat d But always keep that hunger... d
KÜKREMEMİ DUY! # Lee Ann Womack - I Hope You Dance #
Any other supernatural details that I need to know about or do we just stitch her up and hope for the best?
Bilmem gereken başka bir doğa üstü detay var yoksa sadece dikiş atıp onun için en iyisini mi dileyelim?
I hope you mean that figuratively, Bob. Otherwise, I'm making a run for it.
Mecazen diyorsundur umarım Bob, yoksa kaçıyorum hemen.
I just hope you can see that.
Sadece bunu görebilmenizi umuyorum.
I hope the Commissioner made clear, that we have only peaceful intentions.
Umarım AB Temsilcisi size bizim barışçıl gayelerimizden bahsetmiştir.
I hope... that she's wrong.
Umuyorum ki, yanılıyordur.
And I just hope that, some day..... you'll be able to forgive him for it.
Umarım ki, bir gün bunun için onu affedebileceksiniz.
I hope you'll at least come to that.
Umarım en azından ona gelirsin.
i hope that's true 31
i hope that's okay 88
i hope that's all right 18
i hope you're okay 20
i hope you die 30
i hope you don't mind 408
i hope you feel better 22
i hope you enjoy it 24
i hope so too 32
i hope you slept well 16
i hope that's okay 88
i hope that's all right 18
i hope you're okay 20
i hope you die 30
i hope you don't mind 408
i hope you feel better 22
i hope you enjoy it 24
i hope so too 32
i hope you slept well 16
i hope so 1845
i hope you 32
i hope you like it 98
i hope you're happy 137
i hope you're hungry 58
i hope it was worth it 45
i hope you understand 99
i hope i'm not disturbing you 36
i hope you understand that 18
i hope you will 19
i hope you 32
i hope you like it 98
i hope you're happy 137
i hope you're hungry 58
i hope it was worth it 45
i hope you understand 99
i hope i'm not disturbing you 36
i hope you understand that 18
i hope you will 19