English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ J ] / Just one more time

Just one more time Çeviri Türkçe

627 parallel translation
I'll be leaving the country in a little while so I want to see you just one more time. "
Kısa bir süre sonra ülkeden gideceğim ve seni son bir kez görmek istiyorum. "
Mr. Dunson, I'll say it just one more time!
Sadece bir kez daha tekrar edeceğim!
Just one more time, mister.
Sadece bir kez daha, bayım.
I'm going to see her just one more time and tell her about us.
Onu yanlızca bir kez daha göreceğim ve durumumuzu anlatacağım.
But still I'd like to see him just one more time.
Ama yine de bir kez daha onu görmek istiyorum.
Dmitry Korneevich, just one more time, please!
Dmitri Korneevich, sadece bir kez daha, lütfen!
If you use the Lord's name in vain just one more time...
Bir daha Tanrı'nın adını boş yere ağzına alırsan...
I'm going to ask you just one more time.
Sana bir kere daha soracağım.
Just one more time, baby.
Bir tane daha bebeğim.
Just one more time.
Bir poz daha.
Just one more time.
Sadece bir kez daha.
I figure to have my picture taken with those two just one more time.
O ikisiyle bir kez daha... resim çektirmeyi planlıyorum.
If you do that again, just one more time, I'll spike your bottom.
Bunu bir kez daha yaparsanız kıçınıza şaplağı yersiniz.
I've decided if OI'Iron Nuts tells me I'm burnin'daylight just one more time I'm gonna let him have it.
Karar verdim, Demir Manyak bir kere daha bana gün ışığını heba ettiğimi söylerse ağzının payını vereceğim.
Hey, jerk off just one more time, stud... just one more time.
Hey, 31 çek sadece bir kez daha, seni aygır... Sadece bir kez daha.
All right, just one more time.
Tamam, sadece bir seferliğine.
Can you kiss him again, just one more time?
Onu yine öpebilir misin, Sadece bir kez daha?
Just one more time!
Bir kez daha!
Just one more time.
Bir kez daha.
I'd like to try just one more time... and then we'll call it a day.
Gerçekten çok iyi. Bir kez daha deneyelim ve bugünlük bitirelim.
But just one more time.
Ama son bir kez daha.
They're infected, Molly... like everyone else on that plane. Just one more time.
Weymouth Akademisi'nde federal bir uyuşturucu araştırması vardı, Bay Janklow.
If we could have just one more time...
Son bir defa beraber olabilseydik...
Run it by me just one more time.
Bir daha söyle.
Okay, just one more time, all right?
Sadece bir kere, tamam mı?
Just one more time.
Son bir defa.
Oh, come on, Al, just one more time.
Hadi Al, bir kerecik daha.
- Listen, man, just one more time. - No, man. - For old times'sake.
Sadece bir sefer daha, eski günlerin hatırına.
Although this removes one of our star attractions of the luncheon... we may, as a result, have more time to tell you from the inside... just what this party has stood for and why we've asked you here today.
Bu durum, öğle yemeğimizin en önemli cazibelerinden birini götürse de sonuç itibariyle size toplantımızın amacı ve neden sizleri bugün burada topladığımızı anlatmak için daha fazla zamanımız var.
Well, maybe she could dance one more time, just for tonight, eh?
Belki bir daha dans eder, bir gecelik.
Can you say what you've just said one more time?
Söylediğini bir kez daha söyleyebilir misin?
You started at three just now. One more time.
Bir kez daha.
Just go with me one more time.
Benimle bir kez daha çık.
Next time it might be a friend... or money in your hand... or maybe you get scared... and then it becomes one more "just once."
Bir sonraki dostun olabilir. Rüşvet almaya başlarsın. Ya da gözün korkmaya başlar.
Hey, could we just do that one more time?
Baştan alalım mı?
could you just look one more time?
Bir kez daha bakamaz mısınız?
I think there's time... for just one more.
Sanırım son bir taneye daha vakit var.
I'm going to walk through the rubble there. And just look at it one more time.
Orada yıkıntıların arasında dolaşacağım ve son bir kez ona bakacağım.
Just hit it one more time, all right?
Sen bir kez daha gaz ver olur mu?
Now, listen. Just dress up in his mother's clothes one more time. That's all it's going to take.
Son bir defa daha annesinin kılığına gir!
I just wanted to see you one more time.
Sadece seni bir kez daha görmek istedim.
Let's just try one more time.
Hadi bir kez daha deneyelim.
Just tell me one more time what your solution is to this crisis.
Bu krizle ilgili çözümünü bana bir daha anlatsana.
I just wanted to see if it could play more than one note at a time.
Sadece aynı anda birden fazla nota çalabilir mi diye görmek istedim.
Just drop the refrigerator on my head one more time!
Dolabı kafama bir kere daha düşür.
Just get through it one more time, then you're rid of the fellow.
Sadece bir sefer daha idare et. Akabinde, bu arkadaştan kurtuyorsun.
I'd just like to see my wife one more time.
Karımı bir kez daha görebilmeyi isterdim.
She's just gonna see him one more time, on prom night.
Mezuniyet gecesinde, onu bir defa daha görecek.
I'm just gonna call Jill one more time before we go.
Gitmeden önce bir Jill'i arayayım.
Look, please, just check the account one more time.
Bir kez daha hesabı kontrol edebilir misiniz?
I just want to feel it one more time in my fingers, that's all.
Sadece son bir kez parmaklarımda hissetmek istiyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]