More hours Çeviri Türkçe
1,836 parallel translation
Well, I was wondering if you could throw me some more hours.
Ne oldu? Tayt fiyatları mı arttı?
He's been away for 15 years, I'm sure he can put up with a few more hours delay.
15 yıldır yokmuş, eminim bir kaç saatlik gecikmeyi daha kaldırabilir.
Look, kid, you're obviously not a big fan of me, and that's okay, but I think there's something to be gained from us spending 139 more hours together.
Bak evlat, belli ki bana çok da bayılmıyorsun, sorun da değil ama 139 saati daha birlikte geçirmekten kazanabileceğimiz bir şeyler vardır herhalde.
- Yeah, just a few more hours.
- Evet, sadece birkaç saat daha.
It gives me a few more hours to check out these old coal burners.
Şu kömür ocaklarına bakmam için bir kaç saatim daha var demektir bu.
Eleven more hours to go.
Daha 11 saatlik yol var!
Put a few more hours in the day, we could've fixed the Sistine Chapel too, big brother.
Günler birkaç saat daha uzun olsa Sistine Kilisesi'ni de bitirirdik ağabey.
We should be good here two more hours.
Burada iki saat daha kalabiliriz.
Well, I'm just gonna be about two more hours, so- -
Güzel, Ben iki saat sonra orada olurum.
You've four more hours before Perrier's judgement comes down.
4 saat sonra Perrier defterini dürecek.
Few more hours like this and then
Birkaç saat sonra
Well, I'm sure she can stay a few more hours to have lunch with you.
Eminim seninle çıkmak için biraz daha kalır.
In a couple more hours I would've probably been dead.
Birkaç saat daha geçseydi muhtemelen ölmüş olurdum.
Finally starting to get more hours, starting to learn the grill.
Sonunda, daha çok çalışıyorum. Barbeküyü öğrenmeye başladım.
I'm not asking for that much, just two more hours twice a week.
Çok şey istemiyorum, sadece haftada iki kere fazladan iki saat.
I've had insomnia since I was ten, which means more hours in the day to do stuff, especially eat.
On yaşımdan beri uykusuzluk problemim var, yani birşeyler yapmak ve özellikle yemek için gün içinde daha fazla zaman.
She'II be out for a few more hours.
Bir kaç saat sonra ayılmış olur.
And more importantly to you guys on the road, no more Christmases in a hotel in Tulsa, no more hours lost to weather delays.
Daha da önemlisi, sürekli yolda olan sizler artık Noellerinizi Tulsa'da bir otelde geçirmeyecek, hava koşulları yüzünden zaman kaybı yaşamayacaksınız.
The more hours you work towards the benefit of the co-op, the more you share in the profits.
Ortaklığın kârı için ne kadar çok saat çalışırsanız kârdan payınız da o kadar yüksek olur. Burada çalışanlar mutludur.
Just give me a few more hours.
- Bana birkaç saat ver.
But it'll only buy you a couple more hours.
Ama bu, sana sadece birkaç saat kazandırır.
Let me be Old Noll a few hours more.
Birkaç saat daha İhtiyar Noll olarak kalayım.
The latest measurement that came back was from just two days ago, and the length of day was about 1.9 milliseconds more than 24 hours.
Bugünden iki gün önceki günün uzunluğu 24 saatten yaklaşık 1.9 milisaniye daha uzundu.
I came over in a flight lasting more than ten hours long, I shouldn't just leave like that, should I?
On saatten fazla süren uçak yolculuğu ile geldim, böyle bırakıp gider miyim?
I made more money in one trip to Vegas than I would have in 5 years, 9 months, 12 days and 6 hours at J. Press Menswear.
Vegas'a sadece bir kez gittiğimde, mağazada 5 yıl, 9 ay, 12 günde kazanacağımdan daha çok kazanmıştım.
Truckloads of water, ice, meals, medical supplies, generators, tents and tarpaulins. There are currently over 1700 trailer trucks which have been mobilized to move these supplies into position. The Coast Guard has worked heroically for the last 48 hours, rescuing or assisting well more than 1000 people who were in distress and held high and dry above the flood waters.
New 0rleans'ı terk etmeleri emredilmiştir durumun düzeltilmesi çok uzun zaman alacak, hatta yillar alacak...
- We shouldn't be gone more than three or four hours.
- Üç dört saat sonra gelmiş oluruz.
I mean, this stuff never sits more than a few hours.
Demek istediğim, bu şeyler asla birkaç saatten fazla durmaz.
What he's gonna to say when I beat him there like 2 hours or more?
2 saat sonra buradan kaçtığımda neyi bilecek?
According to the autopsy repoth by the time you discovered the girl in the car boot she had been dead for more than three hours
Otopsi raporuna göre arabanın bagajında bulduğun kız öleli 3 saatten fazla olmuş.
From about ten. I can't have been gone more than two, three hours.
Ben Çıktığımda 10 civarıydı, gideli de 2-3 saatten fazla olmamıştır.
Can't be dead more than a couple of hours.
Öleli birkaç saatten fazla olmamıştır.
He goes quietly and now he's making 12 a year more than when he was commissioner, and working half the hours.
Sessizce gidiyor ve çalışabileceğinden 12 yıl daha fazla çalışacak. Hem de eskisinin yarısı kadar çalışarak.
We're at a point where I'm going to need more bodies, surveillance cars, man-hours.
Şu an adamlara, gözetim araçlarına mesai saatlerine ihtiyacımızın olduğu noktadayız.
Shouldn't take more than 24 hours to get in.
Girmemiz 24 saatten fazla sürmez.
8 hours down 12 more to go
Dokuz saati arkamızda bıraktık önümüzde bizi bekleyen on iki saat daha var.
Countless hours of learning more
# Daha çok öğrenerek geçen sayısız saat
Like other snakes, these breathe air... but they can dive more than 100 feet, and stay down for hours.
Bunlar da, diğer yılanlar gibi hava solurlar ama 30 metreden daha derine dalabilir, saatlerce suda kalabilirler.
Why did she never have more than six hours sleep?
Neden hiçbir zaman altı saatten fazla uyuyamazdı?
With its new, extended night hours, we're told the museum will be more lively than ever.
Yeni ve uzatılan gece saatleriyle müzenin her zamankinden daha canlı olacağı söyleniyor.
'.. he started operations against the mafia.''ln the past 48 hours more than 200 goons have been arrested..'
48 saat içinde 200'den fazla adam yakalandı.
You can give yourself an injection once every two hours. More if needed.
Her iki saatte bir kendine iğne yapacaksın.
Balibo, Monday afternoon, and we're back here not much more than 24 hours after when we left.
Balibo, Pazartesi öğlen saatlerindeyiz. Ayrılmamızın üzerinden 24 saat geçmeden tekrar buraya döndük.
It wouldn't take you more than a couple of hours.
Sizin için birkaç saatten fazla sürmez.
Oh, you know, better hours, more time to write.
Çalışma saatleri daha iyi, yazabiliyorum.
The magnetic fields have decreased by more than 80 percent... in the last 48 hours.
Manyetik alan, son 48 saatte yüzde seksenin üzerinde azalma gösterdi.
There hasn't been a sighting of Rain or the girl for more than 18 hours.
18 saatlik görüntülerde ne Rain'den ne de kızdan bir iz yok.
Since I got here I can't sleep more than 4 hours tops.
En fazla dört saat uyuyabiliyorum.
We just gotta hold on a little more than 3 hours, okay?
Sadece 3 saatten daha az bir süre daha dayanmalıyız, tamam mı? Neden?
Only four acts take more than two hours?
4 perde nasıl olurda 2 saatten fazla sürebilir?
My Pl charged me for three hours so I seriously doubt it took him more than one.
Özel dedektifim bana üç saatlik fatura kesti dolayısıyla bulması bir saatten fazla sürmemiştir.
hours 6338
hours ago 400
hours left 40
hours later 138
hours earlier 17
hours from now 39
hours to go 16
hours straight 73
hours a week 59
hours now 24
hours ago 400
hours left 40
hours later 138
hours earlier 17
hours from now 39
hours to go 16
hours straight 73
hours a week 59
hours now 24
hours away 26
hours of community service 33
hours a day 443
hours and 143
hours or so 21
more or less 614
more than you know 97
more than you think 24
more drinks 21
more tea 49
hours of community service 33
hours a day 443
hours and 143
hours or so 21
more or less 614
more than you know 97
more than you think 24
more drinks 21
more tea 49
more than you 43
more than ever 118
more than you can imagine 30
more than anything else 28
more than enough 37
more than me 30
more than you'll ever know 22
more to the point 94
more than anything 252
more than likely 53
more than ever 118
more than you can imagine 30
more than anything else 28
more than enough 37
more than me 30
more than you'll ever know 22
more to the point 94
more than anything 252
more than likely 53