Not a thing Çeviri Türkçe
6,160 parallel translation
No, no, Cruz and I are not a thing.
Hayır, hayır. Cruz'la aramda bir şey yok.
Not a word, not a thing.
- Ne bir söz ne bir şey.
That is not a thing.
Öyle bir şey yok.
So, what do you know about art restitution? Not a thing.
- Tablo iadesiyle ilgili neler bilirsin?
Man hasn't said a word, not a thing.
Adam tek kelime etmedi. Bir tane bile.
It's a funny thing, huh, Just pretending to be someone you're not?
Çok acayip değil mi olmadığın biri gibi davranmak?
The only thing he knew about him for sure was that he could not resist a puzzle hunt.
Onun hakkinda uzunca bir sure bildigi tek bir sey var bulmaca avlarina karsi koyamiyor.
What are you gonna do to me? Not a damn thing.
Bu lanet olası şeyden daha kötü ne yapabilirsiniz?
Aluminium is not the best thing, the strongest material, to build a vacuum chamber out of, so they built an outer concrete skin which is part radiation shielding and part an external pressure vessel so this thing can take the force that's present on the outside
Alüminyum, vakum odasını kaplamak için en iyi ve en güçlü madde değildir. Bu yüzden radyasyon kalkanı ve harici basınç tankının parçası olarak dışına beton bir kaplama yapılmış.
The only thing you're not allowed to say is fire in a crowded theater.
Yapamayacağın tek şey kalabalık bir sinema salonunda "yangın" demek.
Which is why this request is not a small thing.
İşte bu yüzden, istediğiniz büyük bir şey.
Well, then it's a good thing you're not a friend anymore.
Arkadaş olmamamız iyi bir şey o zaman desene.
Come on, guys, we don't have to make such a big thing about it. It's not like I'm a woman who's about to turn 30.
30 yaşına basacak bir kadın değilim sonuçta.
A prison brand is not the kind of thing you want everyone to see.
Bir hapishane damgası herkesin görmesini isteyeceğin türden bir şey değildir.
Well you're not gonna hear a thing, because that wire's blown.
Hiçbir şey duyamıyordun çünkü dinleme olayı elimizde patladı.
In a thing like this, you're dating the girl, not the mom and dad.
Böyle bir durum olduğunda, sen kız ile çıkıyorsun anne ve baba ile değil.
It's not a "thing", it's...
"Şey" değil onun adı.
There's not a specific thing, but I usually work by what I feel.
Öyle özel bir şey yok. Genelde duygularımı takip ederim.
Maybe you're right, Miss Gkranion but have not figured a thing.
Belki de haklısınız, Bayan Grunion ama düşünmediğiniz bir şey var.
And I thought, that's not a bad thing.
Bunu kötü bulmadım.
In five fucking years of nobodies with scotch on their breath giving us shit, not a goddamn thing.
Beş yıldır peşlerinde olan hiç kimse bize bir bok vermedi. Hiçbir halt hem de.
They better not find a motherfucking thing!
Hiçbir bok bulmasınlar.
No, Pete, that's not becoming a thing.
Hayır, Pete, sorun olmuyor.
That's not even a thing.
- Öyle bir şey yok bile!
This whole drop-off line thing can be a bit overwhelming if you're not used to it.
Bütün bu ayrılma çizgisi şey biraz bunaltıcı olabilir buna alıştınız değilseniz.
That's not a very nice thing to say.
Bu hiç hoş bir söz değil.
I'm running for re-election next year, I can do a lot of good for our town, but not if I lose my job over this one thing.
Önümüzdeki yıl yeniden seçilmek istiyorsam şehrim için en doğru olanı yapmalıyım yoksa işimi her şeyimi kaybederim.
That doesn't- - That's not- - That's not even a thing anymore.
Böyle bir şey artık yok.
- but maybe that's not a good thing.
Neden?
I'm not saying that's a bad thing, I mean, alright...
Bunun kötü bir şey olduğunu söylemiyorum yani tamam...
-'Cause the thing is, you're not gonna be able to throw a punch, in or out of the ring, until I tell you to.
- Şöyle bir şey var ringin içinde veya dışında, ben söylemeden tek yumruk bile atamazsın.
Of course not, that's a terrible thing to say!
Tabiiki hayir, bunu soylemek cok kotu bir sey!
That's not a nice thing to say.
Bu söylediğin hiç hoş değil.
It is a good thing I doos not have to go the number three.
Neyse ki, üç numaram gelmedi.
So start thinking cultural appropriation, sampling the break, which is not the same thing as copy-pasting your midterms from a Wikipedia page.
Kültürel benimseme üzerine.. .. düşünmenizi istiyorum. Ve buda vizelerinizi bir Vikipedia sayfasından..
No, no, no, I'm not digging up a damn thing.
Hayır, hayır, hayır. Bir şeyleri eşelemeye gelmedim. Ne yapıyorsun?
It's not the kind of thing that you can take a vacation from.
Tatile çıkıp ara verebileceğin bir şey değil bu.
It's not a small thing. 5 % is a lot.
Az değil. % 5 çok fazla.
Not exactly a storm in a teacup type of a thing, is it?
Bardakta koparılmış fırtınaya hiç benzemiyor, öyle değil mi
Well, that's not the sort of thing that looks good on a form.
Formda güzel duracak türden bir şey değil.
- Not a bad thing, believe me.
- O kadarda kötü değil, inan bana.
It's a ritual, by the way. Not a routine. The visor thing I was talking about.
Bu arada rutin değil de tören olacaktı, bahsettiğim güneşlik olayını diyorum.
Not a damn thing.
En ufak bir şey bile yapmadı.
We always saw a bad thing coming, like, it's not gonna end up well.
Kötü bir şey olacağını, bir şeyin iyi bitmeyeceğini hep bilirdik.
It's not a permanent thing.
Kalıcı değil.
It's no small thing to kill a man, not for a refined sort of fellow such as him.
Birini öldürmek böyle okumuş adamlar için kolay değildir.
And one thing you're not, Mr. Van Damn, is a genius of martial arts.
Olmadığın bir şey varsa o da dövüş sanatları ustalığıdır.
I mean, not that it's a bad thing, but shouldn't he have fangs and that pasty skin you guys have?
Kötü bir şey olduğundan değil, ama vampir dişleri ve sizinki gibi solgun bir cildi olması gerekmez mi?
For a person like you that can't fight... it's not a good thing, James.
Senin gibi dövüşemeyen biri içinse bu hiç iyi olmaz James.
It's not a good thing at all.
Hiç mi hiç iyi olmaz.
Not a thing.
- Sıfır.
not allowed 48
not at all 5606
not anymore 2246
not at the moment 148
not again 976
not angry 22
not at home 25
not a soul 80
not a lot 168
not a chance 697
not at all 5606
not anymore 2246
not at the moment 148
not again 976
not angry 22
not at home 25
not a soul 80
not a lot 168
not a chance 697
not a bit 123
not all at once 17
not a bad idea 73
not at 40
not at this time 60
not another word 129
not always 307
not a clue 146
not at first 142
not a 133
not all at once 17
not a bad idea 73
not at 40
not at this time 60
not another word 129
not always 307
not a clue 146
not at first 142
not a 133