Not okay Çeviri Türkçe
18,659 parallel translation
'Cause I'm not okay with that.
Çünkü ben bununla mutlu değilim.
Not okay.
Hiç hoş değil.
Not okay.
Hiç de tamam değil.
Not okay.
İyi değilim.
He's not okay, Barry.
Sorun var Barry.
Everything is not okay.
Hiçbir şeyin yoluna girdiği yok.
No. Everything's not okay.
Hayır, her şey yolunda değil.
That's not very P.C. - Okay.
- Bu hiç adabî değildi.
- Well, look, it's not like the movies, okay?
Filmlerdeki gibi değil.
I mean, some days are okay, and even if they're not, then, you know, you know you can have an okay one.
Bazı günlerin iyi geçer. Hatta geçmeseler bile bilirsin ki elbet iyi bir gün geçirebilirsin.
Okay, just tell me you're not gonna fine me again.
Yine para cezası vermeyeceğini söyle lütfen.
Okay, that would explain why his speech was affected, but that's not the area I'm referring to.
Dediğiniz yer konuşmasının neden bozulduğunu açıklayabilir ama ben oradan söz etmiyorum.
Or not, okay.
Ya da oturma, tamam.
Okay, maybe I was thinking of screwing Jared out of his share, but I'm not a killer.
Jared'ın payına yatmayı düşünmüş olabilirim ama ben bir katil değilim.
Look, I was just at my father's to ask him to- - for more money, okay, and we're not gonna get it till Monday.
Bak, zaten az önce para istemek için babamdaydım, tamam mı? Pazartesiye kadar alamayacağız. - T, hadi ama!
You're not doing this alone, okay?
Bu işte yalnız değilsin, tamam mı?
We are not dating, okay?
Bu bir randevu değil, tamam mı?
That's okay like that, I'm not that hungry.
Yeter, yeter. Çok aç değilim.
Okay. Um, Walter can a little brusque. We want hospital administrators giving us their equipment, not calling the cops.
Hastane yönetiminin bize ekipmanını vermesini istiyoruz polisi aramasını değil.
- Okay, no, I do not do that.
- Öyle bir şey yapmıyorum.
Okay, no, it's not a crush.
Pekâlâ, hayır, abayı yakmak gibi değil.
Okay, not cool.
Pekâlâ, hiç hoş değil.
Okay, I'm not justifying it, I'm just saying...
Tamam, seni haklı çıkarmıyorum ya, sadece söylüyorum.
You are not the only man I share a bed with. Okay?
Yatağımı paylaştığım tek adam sen değilsin, tamam mı?
Okay, they're not supposed to be off the base.
Üssün dışında olmamalıydılar.
You're not the only one that lost her, okay?
Onu kaybeden tek kişi sen değilsin, tamam mı?
I'm not the person who almost died, okay?
Neredeyse ölen kişi ben değilim tamam mı?
Okay, this is not the schoolyard.
Tamam, burası okul bahçesi değil.
You are not in control. Okay.
Kontrolünü kaybettin.
If you think I'm gonna break down now and tell you that one killed my parents and that's why I have to do this job, I'm not, okay?
Birden duygusala bağlayıp birinin annemle babamı öldürdüğünü ve o yüzden bu işimi yapmam gerektiğini söylememi bekliyorsan çok beklersin.
Okay, well, we're not gonna be caught off guard again.
Tamam, bir daha hazırlıksız yakalanmayacağız.
One shared case and one shared drink does not make us mates, okay?
Bir vakada birlikte çalıştık ve bir bira içtik diye arkadaş olmadık, tamam mı?
Okay, but guys, Wally's not like me.
Tamam ama Wally benim gibi değil.
Look, okay, they're real, and they're already here, and, from what Lyla told us, it does not appear to be for peace.
Tamam, gerçekler. ve çoktan buraya geldiler. Lyla'nın bize anlattığı kadarıyla da barış için geldiklerini sanmıyorum.
Really? Oh, yeah, no, no, it's not a woman's thing, okay?
Hayır, hayır, bu bir kadın sorunu değil tamam mı?
Rita, I'm not manic, okay?
Rita, manik değilim, tamam mı?
Okay, not the dynamic start I wanted, but I'm sure he's just getting warmed up.
Tamam, pek de beklediğim gibi bir başlangıç değil. Ama eminim ısınıyordur şu an.
Okay, you know something that you're not telling me.
- Tamam, bana söylemediğin bir şeyler biliyorsun.
Okay, you will not propose to me while you are tied up to a chair and I'm up to my elbows in floss.
Pekâlâ, bir sandalyede bağlı halde ve dirseklerim diş ipine dolanmışken bana evlenme teklif etmeyeceksin.
Okay, math is not my forte, but rough estimates give you 40 minutes until the blob hits the cesium rods.
Tamam, matematik uzmanlık alanım değildir ama kaba bir tahminle sıvı, sezyum çubuklarına ulaşmadan önce 40 dakikanız olduğu söylenebilir.
Okay, I wouldn't do it, not unless I saw you doing yourself grave harm.
Tamam, kendine ne kadar zarar verdiğini görmesem yapmazdım.
We're gonna have to do something that they're not gonna expect us to do, okay?
Onların hiç beklemediği bir şey, tamam mı?
Jerry, it's not the time. It's certainly not the venue, okay?
Jerry, zamanı ve kesinlikle yeri değil, tamam mı?
Okay, fine, the truck's for me and it's not exactly a catamaran.
Tamam, peki. Kamyon bana lazım ve tam olarak katamaran değil.
Okay, so this guy, he abducts Addison for a specific reason, but it's not'cause she's young and pretty.
Yani herif Addison'ı genç ve güzel olduğu için değil belli başlı bir nedenden dolayı kaçırıyor.
Look, I'm not an idiot, okay?
Bak, aptal değilim ben.
You might be okay with him dying with a needle in his arm, but I am not.
Sen onun kolunda bir iğneyle ölmesine razı olabilirsin ama ben değilim.
Your Light is not going to help my kid get better, so please just stop fucking calling me, okay?
Aydınlık'ınızın çocuğumun iyileşmesine bir yardımı olmayacak bu yüzden lütfen beni aramayı kes tamam mı?
Not for long, okay?
Fazla sürmeyecek, tamam mı?
But let's not pretend that our house is any different than your house, Mr. My Wife Walked Into a Door, over there, or Ms. This Weed Is for my Glaucoma. Okay.
Fakat evimizin sizinkinden bir farkı varmış gibi davranmayalım şurada oturan Bay "Karım Bir Odaya Girdi" veya Bayan "Bu Ot Glokumum İçin Aslında".
We want people to experience this as a quiet and serene home, not a college dorm. Okay?
İnsanlara bu evin sessiz ve sakin olduğu deneyimini yaşatmalıyız, üniversite yurdu olduğunu değil, tamam mı?
okay 330588
okay then 423
okay fine 38
okay so 17
okay everyone 17
okay now 42
okay guys 32
okay what 33
okay well 32
okay okay 104
okay then 423
okay fine 38
okay so 17
okay everyone 17
okay now 42
okay guys 32
okay what 33
okay well 32
okay okay 104
okay look 22
okay okay okay 18
not on my watch 160
not often 56
not only that 217
not one bit 68
not on your own 16
not out 28
not ours 163
not once 292
okay okay okay 18
not on my watch 160
not often 56
not only that 217
not one bit 68
not on your own 16
not out 28
not ours 163
not once 292
not out here 16
not one 244
not on your life 98
not on my account 16
not one of them 22
not on purpose 75
not only 29
not on 18
not on the phone 38
not on me 58
not one 244
not on your life 98
not on my account 16
not one of them 22
not on purpose 75
not only 29
not on 18
not on the phone 38
not on me 58