Not to him Çeviri Türkçe
14,304 parallel translation
Something happened to him? Not to him.
- Ona bir şey mi oldu?
I told him not to bite.
AçıImamasını söylemiştim.
He's not well... but I don't think he's got it in him to kill anyone.
İyi değil... ama birini öldürebilecek biri olduğunu sanmıyorum.
Because I was extremely uncomfortable talking about sex with him at all... and particularly in such a graphic way, I told him that I did not want to talk about these subjects.
onunla bu konuları konuşmaktan çok rahatsız oluyordum... ve özellikle grafiksel olarak yapılanlara, bu konuları konuşmak istemediğimi, ona istemediğimi söyledim.
I can only say that when I made the decision to just withdraw from the situation and not press a claim against him,
Bu durumdan uzaklaşmak için, onun aleyhinde bir şey yapmamaya karar verdiğimi söyleyebilirim
Yeah. Get with him. And tell him to tell Axe not to buy that house.
Tamam, onunla irtibata geçip Axe'e o evi almamasını söylemesini iste.
You do not have to be afraid of him.
- Ondan korkmana gerek yok.
I just wanted them to give him a wake-up call, not to end his life.
Ona uyarıda bulunmalarını istedim, temizlemelerini değil.
Especially not being hunted by those whose sole aim is to drag him back in chains, dead or alive.
Özellikle tek hedefi ölü yada diri olan ve onları zincirlere vurmak olan adamlar varken.
might not be able to trust him.
Ona güvenemeyiz.
I made him swear 100 times not to say the word "cougar."
"Cougar" dememesi için 100 kere yemin ettirdim.
Josh wanted to mention me in that story, and I asked him not to.
Josh hikayede benden de bahsetmek istedi ve ben ona bahsetmemesini söyledim.
Best to not show him you're nervous or defensive.
Sinirli veya savunmaya geçmişken karşısına çıkmaman en iyisi olur.
You're not going to let him go.
Gitmesine izin veremezsin.
Mr. labuschagne, please tell the court how you felt personally, measuring eben's neck, when you'd gotten to know him so well and felt he should not be hanged.
Bay Labuschagne, mahkemeye bu kadar iyi tanıdığınız ve asılmaması gerektiğine inandığınız Eben'in boynunu ölçerken ne hissettiğinizi anlatın lütfen.
It is your job to protect him, not to hurt him.
Sizin göreviniz onu korumak, yaralamak değil.
Unfortunately, I'm not at liberty to discuss him with you either, Mr. Hendricks.
Ne yazık ki bunu da seninle tartışma iznim yok Bay Hendricks.
Richard, I'm not asking you to spoon with the guy or even fork him.
Richard, adamla oynaşmanı ya da çatallaşmanı falan istemiyorum.
Well, first I did not agree because I was saying to him, because you don't want to do the training, you are a little bit too lazy.
İlk başta kabul etmedim çünkü ona söylüyordum ki sen çok tembelsin ve bunu yapmak istemezsin.
It's gonna be a failure on my part, Ricky's part, his family's part, not to motivate him.
Bu benim, Ricky'nin, ailesinin onu motive etmedeki başarısızlığı olacak.
I know himself, the winner in him, he wouldn't want to see Rio come on and he's not there, so we might have to ask him the question,
Onu, kazananı tanıyorum. Rio başladığında orada olmadığını görmek istemez. Bu yüzden ona sormamız gerekebilecek soru şu...
And what pawns do not do is tell secrets to the enemy queen - in hopes that she'll fuck him.
Piyonların yapmaması gereken şey ise bir gün seninle yatar umuduyla düşman Vezir'e sırları anlatmasıdır.
I mean, in theory, I'm not really into the butt thing, but I would let him go to town back there.
Teoride popo olayına pek meraklı değilim ama tam da orama girmesine izin verirdim.
But I'm not be able to help him.
Ama ben ona yardımcı olamam.
He was gonna fire you. I told him not to.
Seni kovacaktı ben engel oldum.
He's getting randy, so Yoko set him up with a little orchid and told him not to bother coming home until it was out of his system.
Azıyor, o yüzden Yoko orkideli bir ilaç vermiş vücudundan atana kadar eve gelmemesini söylemiş.
It was a trial run and I told him not to bother coming back.
Deneme sürecindeydi ona boşuna geri dönmemesini söyledim.
I've told you not to talk to him
Sana onunla konuşma demiştim.
Should I just not to talk to him?
Konuşmadan durayım mı öylece?
We were told not to talk to him
Onunla konuşmamamız söylendi bize.
Not that it matters to you,'cause you're gonna forget about him.
Gerçi senin için bunun bir önemi yok çünkü onu unutacaksın.
If all this was about the kid needing the truth about his brother, why not just give it to him?
Madem çocuk ağabeyiyle ilgili gerçeği öğrenmek istiyordu, direkt söyleseydin ya?
I don't know, but I'm not just gonna stand here and wait for him to text us.
- Bilmiyorum. Ama burada öylece durup bize mesaj atmasını beklemeyeceğim.
God forbid you have to fill out a report and not him.
Tanrı korusun! Onun yerine senin bir rapor doldurman gerekti.
I'm not taking him to a fucking hospital. Come on.
Ama sikik bir hastaneye götüremem.
If that's so, why try to snatch him away, why not just ask?
Niye kaçırmaya çalışıyorsunuz o zaman? Niye istemiyorsunuz?
I say it means That the government does not want to arrest him.
Bence bunun anlamı hükümetin sizi tutuklamak istememesidir.
Next to him, you're... you're not even this high.
Onun yanında sen, bu kadar bile yukarıda değilsin.
I wanted him to pay for his sins, not the sins of someone else.
Sadece kendi günahlarının bedelini ödesin istedim, başkasınınkini değil.
I'm trying to get him flagged as an informant. But it's not up to me.
Onu muhbir olarak göstermeye çalışıyorum ama karar bana ait değil.
Uh, I'm not taking him to a shelter.
Onu barınağa götürmeyeceğim.
- Tell him not to sit on...
- Ona söyle -
I have not had time to see him
Ben görmek için zamanım olmadı
You want to make sure he does not kill him.
Sen öldürmek değil emin olmak için
You do not have to be intimidated by him anymore, okay?
Tamam, artık onun hakkında korkutmak hissetmek yok mu?
Are not you going to stop teasing him?
Sen provoke durdurmak gitmiyorsun?
It really does not make sense to let him go with the money
Gerçekten anlamda onu para ile gitmesine izin yapmaz
I just want that man outside our house. No, if you let him go with the money, it's not going to be your house anymore
Ben sadece bizim evden bu adamı istiyorum siz para ile gitmesine izin Hayır, eğer o evde olmayacak
It is a pity that his wife is not able to join him, but still...
Karısının ona katılamaması üzücü, ama yine de...
Yoo Jung stabbed Sang Chul in the back, but pretended not to and helped him.
Yoo Jung, Sang Chul'u sırtından bıçakladı ama aksi gibi davranıp ona yardım etti.
We can't be on the lot and not say hi to him.
Buraya kadar gelip selam vermemek olmaz.
not tonight 725
not today 1108
not too shabby 64
not tomorrow 85
not too bright 16
not too bad 203
not to my knowledge 80
not too long ago 36
not too late 30
not too much 153
not today 1108
not too shabby 64
not tomorrow 85
not too bright 16
not too bad 203
not to my knowledge 80
not too long ago 36
not too late 30
not too much 153
not too hot 19
not too many 25
not too fast 55
not totally 25
not too good 62
not too far 44
not too tight 35
not too close 43
not to be rude 21
not to mention 295
not too many 25
not too fast 55
not totally 25
not too good 62
not too far 44
not too tight 35
not too close 43
not to be rude 21
not to mention 295
not too hard 45
not too long 47
not too 17
not too well 25
not to me 524
not to worry 456
not to brag 31
not to 38
not to you 139
not to anyone 33
not too long 47
not too 17
not too well 25
not to me 524
not to worry 456
not to brag 31
not to 38
not to you 139
not to anyone 33