English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ O ] / Or two

Or two Çeviri Türkçe

13,535 parallel translation
For a month or two.
Bir-iki ay.
I've represented myself in court, I had to know a thing or two.
Mahkemede kendimi savunmuştum, bir iki şey bilmek zorundaydım.
It is the greatest coastal breeding spectacle on the planet, but it will only last a week or two.
Bu, gezegendeki en büyük kıyıda yavrulama gösterisi ama sadece bir ya da iki hafta sürecek.
Unfortunately, some of the reserves are really far from each other and we have to move them over a day or two.
Ne yazık ki, bazı yaşam parkları birbirlerinden çok uzakta ve bir ya da iki günden uzun bir süre onları taşımamız gerekiyor.
A hundred or two hundred or three hundred yards away.
Yüz, iki yüz ya da üç yüz yarda uzaklıkta.
One or two.
Bir mi iki mi?
Just come home for one or two days.
Yalnızca, bir ya da iki günlüğüne eve dön.
They can get by without you for two or three damn days.
İki, üç gün sensiz de yapabilirler.
- Not good as in you need one or two?
- Bir veya iki tane lazım tarzı bir kötü mü?
I guess it took an hour or two, to get out
Sanırım dışarı çıkmaları bir ya da iki saat sürerdi.
You don't mind if I steal him for a tick or two?
Onu bir veya iki saniye için çalarsam eğer sorun olmaz değil mi?
One week or two?
Bir hafta sonra mı, iki mi?
We can drive down to Boca during the day, maybe play a round of golf or two, then he'd be back here in Atlanta the next day.
Gün boyunca Boca'ya doğru süreriz, belki bir iki golf da oynarız, sonra ertesi gün buraya Atlanta'ya döneriz.
- If you need a week or two to settle in...
Eğer yerleşmek için bir ya da iki haftaya ihtiyacın varsa... - Aslında, hayır.
You still had a play or two left.
Hala bir-iki hamlen vardı.
500 years in the Spirit Realm, you pick up a thing or two.
Ruhlar aleminde beş yüz yıl geçirince, ufak tefek bir iki numara öğreniyorsun.
You're going to have to purchase more from Portence in a day or two.
Bir, iki gün içinde eczaneye gelip biraz daha almanız gerekebilir.
I bet a grateful Mr. and Mrs. Mohammed Q Public in Baghdad would have a thing or two to tell the naysayers about that.
Bahse girerim minnettar bir bay ve bayan Muhammed Q Halkı Bağdat'ta Bunu kimseye söyleyecek bir iki şey olurdu.
- You might learn a little thing or two.
- Bir iki ufak şey öğrenebilirsin.
That explains some thing or two.
- Bu birkaç şeyi açıklıyor.
You done bought her a drink or two.
Ona içki ısmarladın.
We'll have at least a day or two before we're able to turn you around and...
Seni döndürmeden önce en az bir veya iki günümüz var.
See, my daughter, she knows a thing or two, but only if it's staring at her in the face.
Görüyorsunuz ya, kızım da bir şeyler biliyor ama yalnızca karşısında duruyorsa.
Dolores would take the kids to see Stevie about sometimes two or three times a week.
Dolores bazen haftada iki üç kez çocukları Stevie'ye götürüyordu
I thought I told you never to interrupt me should I ever be with two or more beautiful women.
İki ya da daha fazla güzel kadınla konuşurken konuşmamı bölmemeni söylemiştim.
But if you... If you have questions, we'll take two or three minutes.
Fakat sorularınız varsa iki üç dakika ayırabiliriz.
Was there a different way in there or... two ways into there or what?
İki yoldan mı giriliyor oraya?
A sampling of skull fragments, two fragments in particular, showed defects or unnatural openings.
Kafatasından parçalar. Buradaki özellikle iki parçada deformasyon ve doğal olmayan delikler gözlemledik.
I'm trying to do better at school like you want me to, and I've got two days to finish this homework or I flunk out!
Benden istediğiniz gibi okulda daha iyi olmaya çalışıyorum ve ya bu ödevi iki gün içinde bitireceğim ya da okulu bırakacağım!
By the way, that's two Hail Marys for the F-word or you're going to hell.
Bu arada, küfür ettiğin için iki Hail Mary okumalısın.
She's not even "the two" or "the three," for that matter.
Uzağından yakınından geçmiyor bile.
She never went anywhere without two or three of those things.
Bunlardan bir kaç tanesini almadan, hiç bir yere gitmezdi.
You two coming in or what?
Geliyor musunuz?
Two, any of the fallen with intact skulls must have their brains perforated or crushed to ensure they do not rise again as the undead!
2, kafası zarar görmeden ölenler olursa tekrar canlanmamaları için kafataslarını parçalayın. Hayatta kalmak için bu protokole uyunuz!
But you're not due for another two or three weeks.
Fakat doğumun önümüzdeki 2-3 hafta sonra.
That's one, maybe two or three boyfriends in college. That's four.
Bu bir, belki üniversitede iki ya da üç sevgili, eder dört.
Ah, number one or number two?
- Bir numara mı yoksa iki numara mı?
It'll just take two or three days.
Bu iş iki ya da üç gün sürer.
I got two or three more sources to check in with.
2-3 kaynağım daha var.
In two weeks we'll know if she can access your account or not.
İki hafta içerisinde hesabına erişebilecek.
Benjamin, what do you have to do, number one or number two? Number three.
Benjamin, ne yapacaksın, bir numara mı, yoksa iki numara mı?
Or was it two?
Yoksa iki miydi?
Tell Sybert we need 30 degrees in the next two minutes or we'll miss that shoal.
Sybert'a de ki, 2 dakika içinde 30 derece dönmeliyiz. Yoksa sığlığı ıskalayacağız.
Probably been dead for a good two hours or so.
Muhtemelen 2 saattir felan ölü.
Well, when I get a little stressed out or my anxiety spikes, I close my eyes and picture my cul-de-sac, and my wonderful wife, Karen, and our two sons, Patrick and Mikey.
Dolayısıyla ne zaman stres veya panik olsam... gözlerimi kapatıp bizim çıkmaz sokağı... harika eşim Karen'ı ve iki oğlum Patrick ve Mikey'yi hayal ederim.
The other day at the Cobra Club, was that about getting me drunk and having me betray my co-workers or was that about two guys, you know, maybe starting a friendship?
Ama geçen gün Kobra Kulübü'nde... amacın beni sarhoş edip iş arkadaşlarıma ihanet ettirmek miydi... yoksa iki erkeğin... dostluğunun başlangıcı mıydı?
All right, two or three more of those, then we're good.
İki, üç tane daha. Sonra tamamız.
The Lord said, "Where there are two or three gathered in My name, " I will be there. "
Tanrı der ki ; benim adımı iki veya üç kişi bile ansa onlara cevap veririm.
The two of you had a moment or something.
İkiniz birarada zaman falan mı geçirdiniz.
But when you want to be buying two or three, that's what you call eyeing her.
Ama ona iki, üç içki ısmarlamak istersen bu, ona asılmak olur.
Time he find out, I have two or three of them driver's license.
Öğrendiğinde cebimde çoktan iki, üç tane ehliyetim olur.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]