Take a shot Çeviri Türkçe
1,022 parallel translation
Take a shot of tequila.
Bir kadeh tekila.
Oon't you know he could take a shot at Mr Pierce?
Ya Bay Pierce'si vurursa?
Oh, Walter, why don't you take a shot at this mutual account?
Oh, Walter, bu yatırımda da şansını dene.
He might take a shot at me... but he don't have no gun.
Bana ateş edebilirdi... ama silahı yok.
Come on, you bastards, take a shot at me on the nose!
Hadi pislikler! Beni burnumdan vursanıza. Hadi!
I can take a shot of the sun with my thumb.
Baş parmağımla güneşe vurabilirim.
You want me to take a shot?
Başarı mı istiyorsun?
All right. I'll take a shot.
Pekala, senin başarına içerim.
Why not take a shot in a convenient place?
Gidip grip aşısı ol öyleyse.
Then I take a shot and everything is beautiful.
O zaman kendini vur, herşey daha güzel olur.
Take a shot of my pecker
Bu salağın fotoğrafını mı çekiyorsunuz?
Well, I myself take a shot.
Peki, ben de içiyorum.
- You can take a shot.
Sen de bir atış yapabilirsin.
- Shall we take a shot at it?
- Bir deneyelim mi?
You're all gonna have to take a test on sight-reading, and I wanna hear you all take a shot at playing a piece cold.
Bir hazırlıksız çalma testinden geçmeniz lazım hepinizin bir parçayı hazırlıksız çalmaya çalışmanızı istiyorum.
Well, I'll take a shot at it before I leave this evening.
Bu akşam ayrılmadan önce onunla ilgilenirim.
You take a shot for that?
Bir göz atar mısın?
Take a shot of that panel right there.
Şuradaki paneli de çek.
They're gonna take a shot.
Ateş edecekler.
When I come galloping towards you, you take a shot at me, bang, and see what happens.
Ve olanları seyret.
- Activate your force shield, and take a shot at that fire!
Koruma kalkanını aktifleştir. Ateşi bizden uzak tut.
Don't take a shot of my face.
Sakın yüzümü çekme.
Take a shot, quick! He!
Çekimi yapın, hemen!
You take a shot like that, breaking into someone's abode, you get what you get.
Böyle bir girişimle birinin evine dalıp alacağını alırsın.
BB should take a shot, huh?
BB bir atış yapsın ha, ha?
- Want to? Want to take a shot, BB?
- Bir atış yapmak ister misin, BB?
A minimum of four passes before you take a shot.
Vurmadan önce dört atlatış.
Here. Why not take a shot of New Shorts Blaster?
Neden yeni Shorts Blaster nektarından denemiyorsun?
- Christ, I can take a shot right here.
- Lanet, ben buradan vurabilirim.
Take a shot, for Christ's sake.
Bir şansını denesen ne olur ki!
We've got to take a shot of Dilantin tonight... otherwise we might convulse.
Bu gece Dilantin almamız gerek. - Yoksa sarsılabiliriz. - Doğru.
- Colonel Villa... Are you going to stand and take your execution like a Mexican? Or shall I have you shot on the ground?
Albay Villa ayağa kalkıp bir Meksikalı gibi idam mı edileceksiniz yoksa sizi yerde mi kurşuna dizdireyim?
But if you only take one shot every once in a while it's no different than an occasional drink or cigarette.
Fakat eğer kırk yılda bir kullanıyorsan bu arasıra sigara veya içki içmekten farkı yok.
Andreas tried to take the wheel but the car shot off the road down into the ditch and smashed through a stone wall and into the trees.
Andreas arabayı kumanda etmeye çalıştı ama araba yoldan çıkıp bir taş duvara ve sonra da ağaçlara çarptı.
If you wish to take advantage of our offer... you will fire a single shot as a signal.
Eğer size sunduğumuz teklifi değerlendirmek isterseniz... İşaret olarak havaya tek el ateş etmeniz yeterli.
you take a piece of bread and put it in the palm of the hand before the shot.
bir parça ekmek al ve ateş etmeden önce avucunun içine yerleştir.
We give her a shot and bring her here until the doctors fix up her leg, then we take her right out.
Onu uyutup buraya öyle getirdik. Bacağı iyileşinceye kadar burada kalacak, sonra çıkartacağız.
Here, if we do a good job... one day... our friends will take over without a shot fired.
Biz burada, iyi bir iş çıkarırsak gün gelir tek kurşun bile atmadan dostlarımız Marsilya'ya girer.
First time I tried to take him, he plumb outdrew me... and left me for dead with a gut shot.
Onu ilk defa öldürmeye çalışırken silahını önce çekti ve karnımdan vurulmuş halde beni ölüme terk etti.
"Now put on this bikini, we have to take a last shot."
Şimdi bu bikiniyi giyin, son sahneyi çekmeliyiz.
- I'll want to take him and give him a shot.
- Onu götürüp vuracağım.
We can't take a chance on getting shot.
Vurulma riskini göze alamayız.
I thought I'd take you there tonight, let him have a shot at you before I tore his head off.
Seni bu gece oraya götürmeyi düşündüm, adamın kafasını koparmadan önce sana bir bakması için.
Take a shot.
Vur.
That's right. we'll be able to take a shot at the Tower of Babel.
Koru bizi ve böyle devam etmesini sağla.
You take your time, set up a shot.
Zaman geçirir ve bir atış için hazırlanırsın.
All right, I'll take a shot at it.
Pekala.
I know he's the only one of you fucking idiots who won't try to take a shot at me in a public place, and if I see one fuckin'single goon within a mile of that airport...
Beni herkesin ortasında vurmaya kalkışmayacak tek kişi o.
Here you are... asking me to take Danny... into a life that you ran from like a shot out of hell.
İşte geldin... Danny'yi almamı istiyorsun... cehennemden kaçar gibi bıraktığın bir yaşama.
See, if you take a gallon of knowledge and pour it into a shot-glass of a brain, you're gonna spill some.
Bir galon bilgiyi alır, kahve fincanı... kadar dar bir beyne doldurmaya çalışırsan, haliyle bir kısmı dökülecektir.
See, if you take a gallon of knowledge and pour it into a shot-glass of a brain, you're gonna spill some.
Merhaba. Ben Bud. Bud Bon Jovi.
take a nap 62
take a shower 102
take a walk 160
take a seat 906
take a bite 43
take a bath 39
take a break 211
take a guess 81
take a look 936
take a load off 65
take a shower 102
take a walk 160
take a seat 906
take a bite 43
take a bath 39
take a break 211
take a guess 81
take a look 936
take a load off 65