The barn Çeviri Türkçe
2,568 parallel translation
Okay, when I found out about the walkers in the barn, I told, for the good of everyone.
Ahırda zombileri görünce herkese söylemiştim.
Otis put those people in the barn, maybe he found her and put her in there before he was killed.
Otis o insanları ahıra koyardı. Otis öldürülmeden önce kızı bulup oraya koymuş olmalı.
Did you know she was in the barn?
Onun ahırda olduğunu biliyor muydun?
Otis was the one who was putting them in the barn.
Onları ahıra koyan Otis'miş zaten.
And when that little girl came out of the barn, the look on your face... I knew you knew it, too.
Sonra o küçük kız ahırdan çıktığında suratında oluşan ifadeyi görünce senin de anladığını biliyordum.
- She's not at the barn.
- Ahırda değil.
Abandoning the search for Sophia, taking out the walkers in the barn, lying to Lori today...
Sophia'yı aramayı bırakmak ahırdaki zombileri öldürmek, bugün Lori'ye yalan söylemek.
You saw what he did at the barn.
Ahırda neler yaptığını gördün.
Could we visit him later in the barn?
Daha sonra ahıra gelip atın yanına uğrayabilir miyiz?
See you at the barn.
Ahırda görüşürüz.
I go the barn.
Ben ambarın oraya gidiyorum.
Take her back to the barn.
Onu ahıra geri götürün.
How come at the barn she don't say you gonna take her to the hospital? Uh-huh, yeah, okay.
Nasıl olur da ahırda onu hastaneye götüreceğini söylemezsin?
LET'S GET DOWN TO THE BARN,
BİZ BAZI TAHIL BULAMAZSAM BKZ
Go ahead, hide in the barn, cover your head.
Hadi git, saklan, kümese gir, yorganı çek, kapat başını.
Look, let's go talk in the barn.
Bak gidip ahırda konuşalım.
I'm going to get some firewood from the barn.
Ben gidip ahırdan biraz odun getireceğim.
Let's grab some supplies from the barn.
Ahırdan biraz erzak alalım.
- Let's get the horse in the barn.
ahirda at var getireyim.
Plus the Barn's Double BB doesn't allow pets.
Ayrıca Barn's Double BB'de hayvan beslemeye de izin yok.
When you weren't in the barn. Thought you'd be here.
Seni ahırda bulamayınca burada olacağını düşündüm.
They must have already gone to the barn for lunch. - We'd better get a move on.
- Öğle yemeği için ahıra gitmişlerdir.
Come on, you let the horse out of the barn now.
Söyledin işte bir kere.
No. I fell asleep watching a show in the barn.
Yok, ben ambarda televizyon izlerken uyuakalmışım.
Did I see some snowshoes in the barn?
Ambarda kar ayakkabımız yok muydu bizim?
You want this in the barn?
Bunu ambarda ister misin?
Fine, I'll sell the barn.
- Güzel, ben ahırı satayım. - Hayır!
Only when you were taking me into the barn, I heard you talking.
Beni ahıra götürdüğünüzde sizi konuşurken duydum.
Have you been in the barn?
Ahıra gittin mi hiç?
You said you wanted to see the barn, right?
Ahırı görmek istediğini söylemiştin, değil mi?
Well, Henry became pretty obsessed with this place, uh, after he discovered the bodies in the barn.
Henry ahırdaki cesetleri bulduktan sonra bu yer hakkında biraz takıntılı oldu.
I heard that... that horse is back in your barn... you know, t-the one w-we won the two races for you on.
Senin elindeyken iki yarış kazandığımız atın ahırına geri döndüğünü duydum.
The whole barn could hear you.
Sağır sultan bile seni duydu.
I tell him get the doc to meet him in the piss barn, you know, to look at his hock.
Doktorla görüşüp bacağına bakması için ahıra getirmesini tembihledim.
Hanging a camera in my barn, the big shot and his limo driver.
Ahırımda bir kamera sallanıyor büyük adam ve onun limuzin şoförü.
You be a babysitter, and I'll watch my barn get put on the Facebook.
Sen dadı ol ben de ahırım nasıl Facebook'a konuyor ona bakayım.
I got the Irish horse breezing next set, and you bring to my barn the monkey on the bike likes the chocolates. What monkey?
İrlandalı atın bir sonraki turda uçmasını istiyorum ahırıma çikolata seven bisikletli maymunu mu getirdin?
He was squatting at a barn up the street.
Sokağın üst kısmında bir ahırda kaçak kalıyordu.
Playing a club called The Joke Barn.
Espri Ambarı isimli bir yerde oynuyor.
The Joke Barn?
Espri Ambarı mı?
The only reason they didn't get me is because I was hid in a barn.
Ben ahırda saklandım diye bana bişey yapamadılar
That barn was the bane of my existence.
Başımın belasıydı.
Now known as Venom, queen of the night shift at the Burger Barn.
Şimdiki bilinen adıyla, "Burger Ambarı Gece Vardiyası Kraliçesi" Venom.
So I could shoot the side of a barn?
- Ambarın yanını vurayım diye mi?
The Robson's barn.
Rabson'un ahırı.
We're heading to the Robson barn.
Biz de Robson'un ahırına gidiyoruz.
I'm about three Miles up Jordan creek road at a barn at the end of the road.
Jordan Creek yolundan yaklaşık 5 km ileride, yolun sonundaki bir ahırdayım.
Brick, why didn't you run next door to the ammo barn and call me?
Brick, neden yandaki silah dükkanına gidip beni aramadın?
Reporting from the rhino barn at the Cleveland zoo,
Cleveland hayvanat bahçesi gergedan bölümünden bildirdik.
Billu. You did the right thing buying this barn.
Bu ahırı almakla çok iyi ettin.
You have the house over here, barn out back.
Şurda bir evin var, ahır arka tarafta.
barn 73
barney 1250
barnes 247
barnaby 49
barnett 20
barnum 18
barnabas 43
barney stinson 41
barnyard 27
barnaba 27
barney 1250
barnes 247
barnaby 49
barnett 20
barnum 18
barnabas 43
barney stinson 41
barnyard 27
barnaba 27
barnier 25
the better 784
the big bang theory 136
the beatles 53
the best is yet to come 22
the bus 75
the boys 83
the bed 52
the bedroom 35
the band 70
the better 784
the big bang theory 136
the beatles 53
the best is yet to come 22
the bus 75
the boys 83
the bed 52
the bedroom 35
the band 70
the boss 128
the boat 92
the best 484
the beach 114
the big one 111
the bastard 139
the box 93
the bridge 67
the book 195
the baby's coming 54
the boat 92
the best 484
the beach 114
the big one 111
the bastard 139
the box 93
the bridge 67
the book 195
the baby's coming 54
the ball 71
the bathroom 101
the bat 30
the beast 101
the bag 76
the body 126
the big 102
the big guy 22
the beginning 51
the bigger 17
the bathroom 101
the bat 30
the beast 101
the bag 76
the body 126
the big 102
the big guy 22
the beginning 51
the bigger 17