The painter Çeviri Türkçe
618 parallel translation
"THE PAINTER HAS MOVED TO HOTEL SAVOY"
"SAVOY HOTEL'DE ORTAĞI BULUNMAKTADIR"
- Aren't you the painter La Bessière?
Ressam La Bessiere siz miydiniz?
He's the painter I met when Dede had fainted... and we took Dede home.
Dédé bayıldığında tanıştım o ressamla ve beraber Dédé'yi eve bıraktık.
We'll see if his claim is true If the painter is really a millionaire.
Göreceğiz söylediği doğruysa ve ressam sahiden milyonerse.
He's the miller's brother, the painter brother.
Değirmencinin kardeşi... ressam olan kardeşi.
On behalf of the bankruptcy court I open the forced sale... of all the movable and immovable property of the painter Rembrandt.
İflas Mahkemesi adına, ressam Rembrandt van Rijn'ın tüm taşınır ve taşınmaz mallarının icra yoluyla zorunlu satışını başlatıyorum.
We represent the creditors to whom the painter Rembrandt owes money.
Rembrandt'ın borçlu olduğu kişilerin temsilcisiyiz.
If you're speaking of the painter Rembrandt Van Rijn... this man is in my employ.
Ressam Rembrandt van Rijn'dan söz ediyorsanız ben onun patronuyum.
We'd better go to the painter himself.
Ressamın kendisiyle görüşsek daha iyi olur.
She's the painter's wife the mother of his child.
Ressamın hem karısı, hem de oğlunun annesi.
The painter sent me.
Beni ressam yolladı.
Among lord henry's friends was the painter basil hallward.
Lord Henry'nina rkadaşlarından birisi de ressam Basil Hallward idi.
The painter?
Ressam olan mı?
Look, if you're a friend of the painter, you'll put Mr. Dellarowe in touch with him.
Bakın, eğer ressamın arkadaşıysanız Bay Dellarowe'nin onunla temas kurmasını sağlayacaksınız.
I find the painter even more fascinating than her paintings.
Ressamı, çalışmalarından çok daha büyüleyici buluyorum.
The painter told me. If we don't lay low for a while, everyone'll be hunting for us.
Eğer ortalıktan biraz kaybolmazsak, herkes bizim yüzümüzden avlanacak.
You're Loch Lomond When autumn is the painter
Sonbahar ressamsa sende Lomond When'sin
When he buys, the painter is made. - Did he buy?
O adam satın alınca, ressam ünlenir.
What good does that do old what's-his-name the painter?
Bunun ona ne faydası olmuş ki, şu ressamın, adı neydi?
In this painting, the foliage, far more than any signature, proclaims the painter.
Bu tabloda ressam, kendini yeşilliklerle dışa vurmuştur.
- In this painting, the foliage, far more than any signature - proclaims the painter.
Bu tabloda ressam, kendini yeşilliklerle dışa vurmuştur.
The painter takes his time.
Ressam hiç acele etmez.
Here's what the painter's experiencing.
Ressamın tuhaf macerasına şahit olacaksınız.
The painter stumbles like a blind man in the darkness of the white canvas.
Ressam, beyaz tualdeki karanlık üzerinde el yordamıyla ilerleyen kör bir zihin gibidir.
The light that slowly appears is paradoxically created by the painter, who draws one black curve after another.
Gittikçe belirginleşen ışık aslında ressamın paradokssal bir biçimde siyahlardan biriktirerek yarattığı ışıktır.
The painter hasn't finished the ones you ordered yesterday, sir.
Tabelacı dün emrettiklerinizi henüz bitiremedi efendim.
- The painter?
- Ressam mısınız?
If you're asked whom you walk with you can say, "with Modigliani," the painter
Kiminle yürüyüş yapıyordun diye sorarlarsa " Modigliani'yle, ressamla...
"The painter's wife."
"Ressamın eşi"
Sold "The painter's wife."
"Ressamın eşi" ni sattım.
And the painter?
Ressam'la birlikte mi?
- Let's go say hi to the painter.
Neden gidip ressamı bulmuyoruz?
You know Bernard, the painter
Bernard'ı tanıyorsun, ressam.
A painter who worked in the house.
- O binada çalışan badanacı.
Gentlemen, to the greatest painter of our age, Rembrandt Van Rijn!
Beyler. Çağımızın en büyük ressamının şerefine, Rembrandt van Rijn!
She's a born painter and might be an important one, but she must eat and also prefers a roof over her head to being out in the rain and snow.
Doğuştan yetenekli bir ressamdır ve bir gün meşhur olabilir, ama karnını doyurması gerekiyor ve karda yağmurda açıkta kalmamak için bir çatı altında olmak istiyor.
Well, painter or poet, it's the same.
Ha şair, ha ressam fark etmez.
The framed etching on the wall is believed to have been presented to Doctor Johnson by the distinguished painter, Sir Joshua Reynolds.
Duvardaki çerçeveli gravürün Doktor Johnson'a ünlü ressam Sör Joshua Reynolds tarafından armağan edildiğine inanılmaktadır.
The fact that he's a painter of contemporary American life often places him in circumstances that may seem unusual.
Gerçek şu ki, kendisi çağdaş Amerikan ressamıdır. Genellikle şartlar onu olağandışı durumlarda gösterebilir.
The town collected $ 2,000 to hire a painter.
Ressam çalıştırmak için 2 bin Dolar toplanmıştı.
Do you remember his poem about Andrea del Sarto, the perfect painter?
Onun Andrea del Sarto için yazdığı "Kusursuz Ressam" şiirini bilir misin?
For a painter, the mecca of the world for study for inspiration and for living is here on this star called Paris.
Bir ressam için, dünyanın çalışma ilham ve yaşam merkezi Paris adlı bu cennettir. Bir bakın şuna.
With a painter, it's the original that counts.
Ama bir ressam için aslı önemlidir.
I am a painter of the streets and of the gutter.
Ben sokakların ressamıyım ve kanallarının.
A Neopolitan painter of the 19th century.
19. yüzyıl Napoliten ressam, Palizzi.
Gentlemen, the king is coming to choose a portrait painter.
Beyler, kral portre ressamı seçmek için buraya geliyor.
If I am to be anything as a painter, I've got to break through the iron wall... between what I feel and what I can express.
Eğer bir ressam olacaksam, duygularım ve ifade edebileceğim şeyler arasındaki o demir duvarı yıkmalıyım.
- Yes, for a painter... work is the only medicine there is.
- Evet, bir ressam için çalışmak en iyi ilaçtır.
You might as well take that memo to the sign painter.
Bu bildiriyi tabelacıya da götürmelisin.
They'll say : "There's the mad painter."
" İşte kadınları sevmeyen çatlak ressam.
Modigliani, a famous painter all the way from Paris.
Modigliani, ünlü bir ressamdır. Paris'e yeni geldi.
painter 49
painters 17
the post 71
the power of christ compels you 31
the police 666
the party is over 26
the police are here 92
the piano 29
the police are coming 33
the party 90
painters 17
the post 71
the power of christ compels you 31
the police 666
the party is over 26
the police are here 92
the piano 29
the police are coming 33
the party 90
the plane 59
the police station 24
the point is 1527
the park 61
the phone rang 17
the party's over 96
the prince 110
the policeman 19
the player 16
the people 229
the police station 24
the point is 1527
the park 61
the phone rang 17
the party's over 96
the prince 110
the policeman 19
the player 16
the people 229