English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ T ] / The phone rings

The phone rings Çeviri Türkçe

337 parallel translation
Suddenly the phone rings, and Hardy picks it up.
Aniden telefon çaldı ve Hardy cevap verdi.
I'm about to carry her over the threshold when the phone rings.
- Kucaklayıp eşiği aşarken telefon çaldı.
I just about get used to it when the phone rings.
Telefon çalana kadar nerdeyse alışıyordum.
When the phone rings, you'll see the light go on under her bedroom door.
Telefon çalınca yatak odasının kapısının altından ışığın yandığını göreceksin.
When you're in this position, invariably the phone rings.
Siz bu durumdayken her seferinde telefon çalar.
The night before the screen test, the phone rings.
Neyse, çekimden bir gece önce, telefon çaldı, açtım...
That depends on whether the phone rings or not.
Telefonun çalıp çalmamasına bağlı.
The phone rings.
Telefon çalıyor.
Stop cross-examining me every time the phone rings.
Her telefon çalışında beni sorguya çekmeyi bırak.
But if the phone rings don't answer it.
Ama telefon çalarsa açma. Telefon çalarsa açma.
If the phone rings I'm not here
Biri ararsa ben yokum
The phone rings, you answer it, there's no one there.
Telefon çalar, cevaplarsın, kimse yoktur.
I just happen to love it when the phone rings.
Telefonun çalmasına bayılırım ben.
Every time the phone rings I think I'm going crazy.
S E N İ N L E S O N R A İ R T İ B A T A G E Ç E R İ M. Telefon her çaldığında, çıldıracağım zannediyorum.
But what if the phone rings now?
Ama şimdi telefon çalarsa ne olacak?
When the phone rings.
- Telefon çaldığı zaman.
- When the phone rings...
- Telefon çalınca...
And then the phone rings.
Sonra telefon çalar.
Then the phone rings. Then it tells me what to do.
Sonra telefon edip ne yapacağımı söylerler.
Still, when the phone rings at night... I Telephone ring ] I panic, totally.
Yine de telefon gece çaldığında büsbütün elim ayağıma dolaşıyor.
- The phone rings.
- Telefon çalar.
We see Grandma by the hearth and the phone rings.
Şöminenin yanında büyükanneyi görürüz ve telefon çalar.
About 2 : 00 that morning, I was asleep and the phone rings.
Gece saat 2 gibi, uyurken telefon çaldı.
I jump when the phone rings.
Her telefon çaldığında yerimden zıplıyorum.
Oh, Al, if the phone rings, it's Mom.
Al, telefon çalarsa, arayan annem.
Then one morning the phone rings.
Bir sabah telefon çaldı.
When the phone rings, that's the signal.
Telefon çalınca, işaretimiz gelmiş olacak.
Every time the phone rings.
Her telefon çaldığında.
So when the phone rings you have to answer, "Vandalay Industries."
Bu yüzden telefon çaldığında "Vandalay Endüstrisi" diye açmanız gerekiyor.
You're in a store, the clerk is helping you and the phone rings.
Bir mağazadasın ve tezgahtar tam sana yardım ediyorken.. ... telefon çalıyor.
He wants them to get the message whether the phone rings or not.
Telefon çalsa da çalmasa da mesajı anlamalarını istiyor.
Every time the phone rings, it's $ 600.
Gelen her telefonla 600 dolar kaybediyorum.
I usually don't work at night, but the phone rings.
Genelde geceleri çalışmam ama telefonum çaldı.
When the phone rings and she takes a shower.
Telefon çaldığında duş almasını falan.
Watching the phone that never rings...
Hiçbir zaman çalmayan telefonu bekliyorum...
Now, during the phone conversation he held up three rings.
Telefon konuşması sırasında eline üç yüzük aldı.
So the dame phone rings...
Kadının telefonu çalıyor.
Ray, we're going to find the man that is responsible for this as soon as Carol gets better and can give us a full description Oh, and by the way, [Phone Rings]
Bunun sorumlusu olan adamı bulacağız. Carol iyileşir iyileşmez ve bize teşhisi tam olarak verir vermez.
Where does it say that I gotta drop what I'm doing and answer the phone every time it rings?
Telefon her çaldığında işimi gücümü bırakıp cevap vermem mi gerekiyor?
Yeah, what I've done is I've tapped this phone so that when it rings, it will rings at the station now, too.
Evet, telefona bir cihaz yerlestirdim, bu sekilde burasi caldiginda... merkezdeki telefonda calacak.
When a phone rings at the house there, this phone ring too.
Evdeki telefon calinca, burasi da calacak.
I'm watching T.V. And the doorbell rings... it's a man... he's big... dark... he says his car broke down and he needs to use the phone...
Ben televizyon seyrediyorum ve kapı çalıyor. Bir adam geliyor. Oldukça iri, esmer.
Well, um, my phone's on the blink, and sometimes it rings together with Ann's.
Yani, um, hatlarımız karışıyor, Ve bazen Ann'in telefonuyla beraber çalıyor.
[Phone Rings] Except for the phone.
Telefon hariç.
And the phone rings.
Ve telefon çaldı...
[phone rings] i'll get the phone.
Telefona bakacağım.
The red phone rings.
Kırmızı telefon çalıyor.
The phone never just rings at a Police station, no way, no how.
- Bir polis karakolunda telefonlar sadece çalmaz, olamaz.
- [Phone Ringing] - "She grinds, bakes, washes, cooks... - [Rings] -" Nurses the child, makes the bed and spins wool.
Öğütür, fırınlar, temizler, pişirir... çocukları yıkar, yatak yapar ve yün dokur.
I want you to do me a favor. That phone rings, whoever it is, say "He'll be right back." I'm running out to the car.
Telefon çalarsa, her kimse "hemen geri gelecek" de.
It's not like the phone actually rings or anything.
Zaten bizi aramıyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]