Alınmak yok Çeviri İngilizce
169 parallel translation
- Alınmak yok.
- No offence.
Şimdi gidebilirsin ve alınmak yok.
You can walk out now and no hard feeling.
Alınmak yok, sevgili arkadaşım.
No offense, my dear friend.
Şimdi, alınmak yok, televizyon işi yapıyoruz.
No hard feelings now, we're talking television.
Alınmak yok, ha, delikanlı?
It's all right.
Alınmak yok.
No offense.
- Alınmak yok.
No offence.
Alınmak yok.
No hard ffeelings.
Alınmak yok.
No hard feelings.
Mesela, Dom Peringnon'ı geri çevirip alınmak yok, etkileyici bir İtalyan şarabı istediği oldu mu hiç?
When, for instance, did she last turn down Dom Perignon in favor of - no offense, mind you - the persuasive charms of Dago Red?
Alınmak yok.
Nothing personal.
Üzerine alınmak yok.
No offense.
- Alınmak yok, Papa Jesse.
No offense, Papa Jesse.
Klingon dövüşü gibiydi. Alınmak yok.
It was more like fighting Klingons than Borg.
Alınmak yok.
No offence.
Alınmak yok.
Don't get upset.
Alınmak yok, çocuk fakat her şey bunu atlatabilmen için.
No offense, kid, but anything's an improvement over this.
Evet. Alınmak yok Doktor Crane.
- No offense to you, Dr. Crane.
- Alınmak yok.
- No off ense.
- Alınmak yok.
- No offense. - That's all right.
"ama isteğine cevap olarak, hayır s.ktir git" derdim ve giderdim, alınmak yok.
"but in answer to your request, no, fuck you," and then I would dismiss myself, no hard feelings.
Pekâlâ, alınmak yok Donna bütün konuştuğumuz annen ve babanın kavgaları. Bu sıktı artık beni.
Okay, no offense, Donna... but all this talk about your mom and dad fighting... it's boring me.
Alınmak yok, Joe.
No offense, Joe.
- Alınmak yok. - Hayır, hayır.
- No offense.
Alınmak yok.
- No offense.
Yapmam gereken bazı ses aktivasyonları ile çalışan sensörler ile ses telaffuzu algılayan bir, uh, Onun için yaşıyorum, alınmak yok, ama senin hologram imajındaki pikseller küçük bir ayar için faydalı olur.
Why not! All I have to do is downsize and upgrade some, uh, voice activation sensors so they can correlate with the proper pronunciation and vibrato and, uh, while I'm at it, no offense, but the pixelation in your holo-imaging matrix could use a little fine-tuning.
Alınmak yok Dean.
No offence.
Alınmak yok.
No offense, though.
- Alınmak yok.
- No offense.
Aranızdaki tek sevilebilir insan o. Alınmak yok.
He's the only likable one in the bunch.
Bu bir grup takılması ve... dinle alınmak yok ama, kıvılcımı alamadım.
It's a group hang, and, um, listen, no offense here, but I'm not really feeling the spark.
Alınmak yok, Heather.
No offense to you, Heather.
Bak, alınmak yok ve...
Look, no offense, and...
Alınmak yok, ama bu doğru.
Man, no offense, but that's bull.
Alınmak yok, ama çalışma olmadan benim gibi eski bir kurdu geçebileceğini sanmıyorum.
Hey, brother, no offense, but without work, I don't think you'd get past a beat-up old-timer like me.
- Alınmak yok.
- No hard feelings?
Alınmak yok.
I mean no offense. Oh, none taken.
Alınmak yok dostum.
No offence pal.
Alınmak yok.
Oh, oh, no offense.
Alınmak yok Zack.
No hard feelings, Zack.
Alınmak yok, Larry.
No offense, Larry.
Alınmak yok, ama bence kazıklanmış olabilirsin.
No offense here, but it's sounding to me like you might have gotten ripped off.
Önümüzü görene kadar herkes birbirine yardımcı olacak, sonra herkes başının çaresine bakar beyler, alınmak yok kızlar.
We help each other until the playing field is open then it's every man for themselves - no offence, girls.
- Alınmak yok, kardeşim.
- No offence, bro.
- Güzel. - Alınmak yok.
- No offence.
Alınmak yok yeğenim.
I meant no offense, niece.
- Alınmak yok...
- No offense...
Alınmak yok ama bu yerde neyin nesi?
No pun intended, but what the hell is this place? Dominatrix dungeon.
Artık yardımcım olarak kötülerin takibinden sorumlusun. Gelişmiş kızılbecerini kullanabilirsin, alınmak yok.
Now, as my deputy, you'll be in charge of all tracking and finding of villains, utilising your well-developed Injun-uity, no offence taken.
Ve alınmak da yok.
And no hard feelings.
Saatlerdir burada kilitliyiz neredeyiz, neler olacak hiçbir fikrim yok ve hâlâ bu programa alınmak için ne yaptığını bilmiyorum.
We have been locked for hours... No idea where we are or what happens next... and I still don't know what you did to get in the program in the first place.
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yok mu 410
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yok mu 410
yoksa ben 17
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yok bir şey 967
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yok bir şey 967
yoktu 131
yoksa ne 75
yok musun 43
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yok etmek 16
yok hayır 73
yok efendim 65
yoksa ne 75
yok musun 43
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yok etmek 16
yok hayır 73
yok efendim 65