English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ Y ] / Yok ya

Yok ya Çeviri İngilizce

11,803 parallel translation
Beni öldürmeyecek misin? Yok ya.
- You're not going to kill me?
Kötü bir şey yok ya?
Is everything all right?
Yok ya, merkeze kadar gitmeye gerek yok.
Oh, come on, man, listen, you ain't gotta take me in.
- Yok ya.
- No way.
- Yok ya, kardeşim var sadece.
Nah, just my little sister.
Yok ya, ben sordum zaten.
No, I asked.
Yok ya sadece masa tenisi oynuyordum biraz.
Nah, I was just playing a little ping-pong.
Yok ya sağ ol.
Uh, no. No, thank you.
Sihirli değneğim yok ya.
It's not like I have a magic wand.
Yok ya, bir başkasıdır.
Oh, no, that could've been anybody.
- Yok ya bayılttım sadece.
- Is he... - Just knocked out.
Valinin askerlerinin bu kıyılara gelmesine..... bir hafta ya var ya yok.
A week, more or less, before the governor's forces arrive on our coasts.
Ayrıntıya girmene gerek yok.
There's no need to give us the details.
Ya kabul edersin ya da anlaşma falan yok.
It's a package deal or no deal.
Ya senin yok edilmeni istesem?
What if I recommended that you be terminated?
Maktulün yüzünün yumuşak yerlerinde çizik ya da tırnak izi yok. Ağzının ya da burnunun elle kapatıldığını gösteren morluk ya da yara izi yok.
There are no scratches or nail marks on the soft parts of the victim's face, no bruising or lacerations to the mouth or nose to suggest they were held closed by a hand.
O size ya da siz ona ne söylersiniz hiçbir fikrim yok.
Now, what he may say to you, or you to him, I have no clue.
Kimse DNA ile oynamaya hakkı ya da öyle bir yeteneği yok.
No one has the right or the ability to tamper with your DNA.
Kuş ırklarının yüzde 40'ının yok olması ya da büyük hayvanların neslinin tükenmesinden ben sorumlu değilim.
I'm not responsible for the 40 % loss of-of bird life or the decimation of the megafauna.
- Söyledim ya, olayla bir ilgim yok.
Come on.
- Hayır, yani gösterebilirim ama tabii Valeron ya da Albien, yok, Albon göstermek isterse.
I mean, um... Yeah, yeah, I could, but if, uh... Valeron or, uh, Ob... um, Albien...
Peki ya bize "Namaste" yok mu?
And what... No namaste for us?
Peki ya insanlığın, zalimlerin elinde yok olmasına göz yumarsak geriye koruyacağımız ne kalır?
And yet, if we allow humanity to perish at the hands of evil, then what universe are we custodians of?
Bir şeyin yok, degil mı?
You're not hurt, are ya?
Cep telefonu ya da kredi kartı yok.
No cell phone, no credit cards.
Deri kalkmış, ama kan toplanması ya da tahriş yok.
The skin is raised, but there's no blood pool or irritation.
Bir göktaşı Dünya'ya doğru geliyor ve 7 dakika sonra dünyayı yok edecek. - Ne?
An asteroid is headed towards Earth and will destroy the planet in exactly seven minutes.
Rosa'ya kafayı taktığım falan yok.
I am not stuck on Rosa.
Evindeki ya da arabasındaki telefondan cevap yok.
No answer at the apartment or on the car phone.
Bir yönetim kurulundaki ya da devlet kuruluşundaki birinin işime karışmasına izin verdiğim an kepengi indirsem yeridir ve bunu yapmaya hiç niyetim yok.
The moment I let someone in a boardroom or a government office tell me what I can or cannot buy, I may as well close the shop, and I'm not closing the shop.
Bir de o havası yok mu. Siktir, doğru ya sen de bilirsin.
And all that air out there... shit, you know about it.
- Hayır, tatlım, Aslında Hannah'ya... ya da tüylerine alerjim yok benim.
- No, honey, it's not that I'm allergic to... to Hannah or to her fur.
Burada pencere ya da açık devre havalandırma yok.
There are no windows or open ventilation circuits here.
Bu katliamla bir ilgim yok.
I'm telling ya, I had nothing to do with that massacre.
Yani, kurumsal mülkiyeti zimmetine geçirmekten fırçayı yiyip buradan tek yön bir biletle kapıya konmak istemiyorsan şu lanet pisliği yok etsen iyi olur.
So, unless you want to score yourself a one-way ticket out of here for misappropriating corporate property, you better destroy that fucking shit.
- O kadar baskıya ihtiyacın yok.
You didn't need that pressure on you.
"Ben Hint-Avrupalı bebeğim Yahudi ya da tarikatçı değilim Bir maymunla ya da Rastafarianla Evlenmek gibi bir planım yok."
"I am a baby Aryan " Not Jewish or sectarian " I have no plans to marry
Kötülükle karşı karşıya geldiğimizde onu yok etmemeli miyiz?
You know, when we... When we encounter evil, shouldn't we destroy it?
Siktir ya, çocuklar. O zaman hiçbir şeyim yok demektir.
Fuck, you guys, I literally have nothing, then.
Becerim ya da silahlarım yok.
I don't have skills or weapons.
Zarar görmez gardını bir dakikalığına düşürmek saf mutluluğu hissetmek muazzam bir dalga gibi kıyıya vurmak tüm o hissettiğin acıların yok olup gitmesi nasıl olurdu, hiç düşündün mü?
Have you never wondered what it might be like to let that invulnerable guard of yours down for just one moment, feel that sensation of pure euphoria crash like a wonderful wave, all that suffering just... washed away?
Üçlü antijen ya da tetanos yok.
No triple antigen or tetanus.
Cinayetin nasıl işlendiği ya da katilin kimliği konusunda kesin bir şey yok.
There's been no confirmation For the precise nature of the killing Or species of the killer.
Jake'ten ya da Gub'dan farkları yok.
No different than Jake or Gub.
Bir daha masadan atlayıp karşıya geçip, bezini tuvalete smaç basıp sifona zıplamak yok.
Well, no more jumping off your changing table, strolling across the floor, slam-dunking your diaper in the toilet and vaulting up to the flusher.
Birinci kural, oraya gittikten sonra kız arkadaşa / nişanlıya mesaj atmak yok, anlaşıldı mı?
Rule number one, no texting or calling girlfriends slash fiancées once we make landfall, all right?
Karıya ihtiyacın yok.
You don't need no wife.
# Hala bir sebebi yok, şarkıya birden girmemizin #
♪ There's still no reason why we burst into song ♪
Aradığın şeyin ne olduğunu biliyorsan başka. Denetimli erişim. Trafik ya da insan yok.
Not if you know what you're looking for- - controlled access, with no traffic or people.
Uygulamalarda ya da işletim sisteminde gözüme çarpan bir şey yok.
I'm not seeing anything in applications or the operating system.
Tüh ya, korkarım onlara yetecek kadar tabağımız yok.
Shame, I don't think we'll have enough place settings.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]