Belli değil mi Çeviri İngilizce
661 parallel translation
- Belli değil mi?
- Isn't it obvious?
Belli değil mi?
Why can't you tell?
Belli değil mi?
Don't I look it?
Belli değil mi?
Can't you tell?
Planı çok belli değil mi?
It's so obvious.
Kim olduğu nasıl belli değil mi?
Doesn't that tell you what he is?
Aynı pansiyonda kalıyoruz. Zaten bu belli değil mi?
Of course we are fellow lodgers... but that's obvious.
- Belli değil mi? Adaleti. - Evet.
You can see for yourself, justice.
Susan'ı içeri kilitlediği belli değil mi?
Doesn't it seem obvious to you he's got her locked up in there?
- Ne oldu? Sence belli değil mi?
Ιs it that obvious?
Niye mi? Belli değil mi?
A woman who's had a cheap affair...
Belli değil mi.
Obviously.
- Belli değil mi? Seni merdivenlerden taşıyamadım,
Last night, I couldn't carry you up the stairs.
- Suçsuz olduğum belli değil mi?
Can't you see? I'm innocent!
"Tiyotro Partisi" Hansel ve Gretel. - İşte belli değil mi?
It says "Broadway and Harmony Lane, Hansel and Gretel McAlbertson."
Şu tipime baksana önce... tekinsiz biri olduğum belli değil mi?
Looks sly, wants to eat for free he won't pay even if he has money
- İngiliz dayanıklılığın nerede? - Kanlanmış gözlerimden belli değil mi?
What took them 1,000 years is taking us three days... and three nights.
Belli değil mi?
Isn't it clear?
Fakir olduğu belli değil mi?
You can see that he is broke.
Belli değil mi?
Isn't it obvious?
Salak, bu ne? Belli değil mi?
Idiot, Is that it?
Bu akşamdan sonra, aramızda özel bir şeyler olduğu belli değil mi?
Isn't it obvious after tonight that we have something special?
Belli ki ondan hoşlanmıyorsun, değil mi?
Apparently you don't like her, do you?
Onun ne zaman lazım olacağı belli olmaz, değil mi?
Who knows when I might need it, right?
Hiç de belli değil, değil mi?
It isn't quite clear, is it?
Ne olacağı hiç belli olmuyor, değil mi?
You never can tell, can you?
- Artık belli olmuyor değil mi?
- It's quite remarkable.
Gece mi sabah mı belli değil ; cenkleşiyorlar.
Almost at odds with morning, which is which.
Muhtemelen rolü oynama şansım hiç olmayacak, ama belli olmaz değil mi?
I'll probably never get to do it, but, well, you never can tell, can you?
Gelişi çok uzaktan belli oluyor, değil mi oğlum?
He proclaims his coming from afar, does he not, my son?
Silahlardan hoşlanmadığı belli, değil mi?
He sure don't think much of a gun, does he?
Yukarıda kimin neye ihtiyacı olacağı belli olmaz. - Oraya gidiyoruz, değil mi?
You never know Who might need Something up there.
- Hiç belli olmuyor, değil mi?
- Well, you never know, do you? - Know what?
Gerçi Elizabeth izin verir mi belli değil.
There's that bitch Elizabeth.
Doktorlara belli olmaz, değil mi Doktor?
That depends on the doctor, eh, Doctor?
Zeki oldukları belli, değil mi?
Clever, aren't they?
Belli bir adam hakkında özel bilgi istiyorsun, değil mi?
Now, you want some privileged information about a certain man, yes?
Ben evliyim de. Belli oluyor, değil mi?
I'm a married man myself.
Burada birinin yardıma ihtiyacı olduğu çok belli, öyle değil mi?
Those things don't make any noise. Anybody would know somebody needed help.
35 bin ve yaklaşıyor. Saldırmaya mı yoksa iletişim mi kurmaya çalışıyor belli değil.
Unclear whether it intends to attack or merely communicate with us.
Kimseye belli etmeyiz, değil mi?
We suffer in silence, right?
Siz Roger Stanford'sunuz değil mi? Çok belli!
- You're Mr Stanford, aren't you?
Öıu mü, diri mi, belli değil.
They don't say if he's dead or alive.
Ben de belli bir tarz var, değil mi?
I do have a certain amount of style, don't I?
- Belli günler var değil mi?
- Certain dates, is it?
- Artık gelebilecek mi belli değil.
- Who knows, if he'll come.
Belli bir ücretle çalışıyorsun, değil mi?
You work for a piece, right?
Bu çok belli, değil mi?
I wanted to visit Tegel, my prison, where I spent four years of my life. That's obvious, isn't it?
Kendi yakmış ve kazaen ölmüş mü yoksa böyle görünmesi mi istenmiş belli değil.
You don't know if he set it and fucked up or if that's how somebody wanted it to look like.
Bir sonraki gün ne olacağını bilmiyorsun öldürülecek misin, eve mi gideceksin, yoksa yakalanacak mısın belli değil.
You don't know from one day to the next whether you're going to be killed, go home, or get busted.
Çok belli değil, değil mi?
It's not obvious, is it?
belli değil 32
değil mi 44479
degil mi 350
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil miyim 77
değil misin 154
değil mi çocuklar 56
değil mi efendim 66
değil mi 44479
degil mi 350
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil miyim 77
değil misin 154
değil mi çocuklar 56
değil mi efendim 66
değil mi ya 25
değil misiniz 34
değil mi evlat 40
değil mi hayatım 33
değil mi jack 21
değil miyiz 24
değil mi kaptan 17
değil mi oğlum 33
değil mi beyler 17
değil miydi 73
değil misiniz 34
değil mi evlat 40
değil mi hayatım 33
değil mi jack 21
değil miyiz 24
değil mi kaptan 17
değil mi oğlum 33
değil mi beyler 17
değil miydi 73