Dört göz Çeviri İngilizce
311 parallel translation
Ömrümde bunlardan daha güzel dört göz görmedim hiç.
I've never seen four more beautiful eyes in my life.
Hava durumu hakkında yalan söyledin seni hain dört göz!
You'd lie about the weather, you double-crossing, four-eyed simp!
Buraya bak, dört göz. Yarın da yapabileceğin bir şeyi bu geceden yapmak da ne demek oluyor?
Now, what's the idea of doing something tonight you can do just as well tomorrow?
Ben de öyleydim, sokak lambalarıyla el sıkışırdım çünkü "dört göz" denilmesini istemezdim.
I used to be like that, shaking hands with lamp posts because I didn't wanna be called "four eyes."
YİRMİ DÖRT GÖZ
TWENTY-FOUR EYES
Seninle başlayalım, dört göz.
Startin'with you, four eyes.
Dört göz de bundan fazlasını görür.
Four eyes see more than that.
Dört göz bekliyorum.
Yeah, I can hardly wait.
"Selam, dört göz, selam, şaşı."
"Hey, four eyes, hey, cross-eyes."
Senin yerin orası dört göz.
Your seat's in there, four-eyes.
Gel de al dört göz.
Come and get it, four-eyes.
Şu dört göz mü?
That four-eyes?
Dört göz, defol git!
Four-eyes, scram.
Dört göz söyledi.
Four-eyes told me.
"Dört göz altında" deriz.
We say, "under four eyes".
Peki bu dört göz altından sızan şey nedi?
What transpires next is under four eyes.
Bu Ufaklık, Amerikan Geyiği, Meyve Suyu, Kaz, Tank, Şansölye, Boğa, Gülle Ekspresi, Dört Göz ve Muhteşem İkili.
This is Peewee, Moose, Juice, Goose, The Tank, The Chancellor, The Bull, The Cannonball Express, Specs, and Dynamic Duo.
Pekâlâ, tek sıra halinde dışarı çıkın, sen hariç Dört Göz.
Everybody file out, except you, Specs.
Dört Göz, bu takımda tek yanlış yapmaya hakkın var.
You get only one chance to make a mistake on this team.
"Dört Göz" Shottenhoffer, İç saha oyuncusu.
"Four Eyes" Shottenhoffer, a utility infielder.
seni hep dört göz delik halinle sevdim.
I always loved you four-eyed pricks.
- Senin adın ne dört göz?
- What's your name, four-eyes?
Ne bekliyorsun dört göz?
What you waiting for, four-eyes?
- İkile, dört göz.
- Butt Out, four-eyes.
Özel bir hediye, dört göz.
A personal gift. Four-eyes
Merhaba, dört göz
Hello there, Four-eyes
Ne yapıyorsun dört göz?
What are you doing, Four-eyes?
- Seni ilgilendirmez dört göz.
- None of your beeswax, four-eyes.
Ve dört göz kuzenini de götür.
And take your four-eyed cousin with you.
Söylersen belki hayatta kalırsın dört göz.
Tell me and you might live through this four eyez.
Kenara çekil dört göz.
Step aside, four eyes.
evet, biz dört göz ve dört kulağa sahip olmalıydık.
Yes, we should have four eyes and four ears.
Dört göz, inek, baykuş, profesör, şişe dibi, Poindexter, Magoo gibi isimler takılmasını istemiyorsun.
You don't want to be called a four-eyes, a geek, an owl boy professor, dorko, Poindexter, Magoo...
Git, dört göz!
Don't go, Mr Four-eyes!
Baksana, dört göz.
Hey, five-eyes.
Defol, dört göz.
MAN : Butt out, four eyes.
Burada değil, dört göz!
Not on my time, four-eyes.
Venice-Garfield'a acilen el fenerli, gaz maskeli, göz yaşartıcı bombalı dört ekip gönderin. Bu bir Kod 3 durumudur.
Send the following to Venice and Garfield :
Ya da bir melek, göklerin görülmez atlarına binmiş, gider dört bir yana haber verir Bu yürekler acısı cinayeti. Göz yaşı savrulur esen yellerde...
And pity, like a naked new-born babe, striding the blast, or heaven's cherubim, horsed upon the sightless couriers of the air, shall blow the horrid deed in every eye, that tears shall drown the wind.
Yirmi dört güzel göz orada bana bakıyordu.
There were twenty-four beautiful eyes looking at me
Bir bahisi elli sent. 22 dolarlık göz için dört bahis.
Fifty cents a chance, just four bits to win a $ 22 eye.
Ben altınlara göz kulak olurum, sen yukarıya çık ve gözünü dört aç, canım.
I'll take care of the gold. Go back upstairs and keep your eyes open.
"Göz kamaştırıcı bir başarıyla yürütülen operasyonu, biri ambulanstaki doktora vahşice saldırıp kaçan, dört kişi gerçekleştirdi."
"The dazzlingly successful operation was handled by four men... one of whom escaped from a hospital ambulance by savagely assaulting a doctor."
Tam dört berbat yıl bu kayanın tepesine tüneseydin kaç damla göz yaşın kalırdı acaba?
How many tears would you have left if you'd sat on this rock for four solid years?
Hey, dört-göz!
Hey, four-eyes!
Senin sorunun ne seni... dört-göz ahmak.
What the hell is the matter with you... you four-eyed idiot.
Seyahat süremizin yüz yirmi iki dakika kırk yedi saniye olduğunu göz önünde bulundurursak ve bir de rüzgarın saatte on dört nokta yedi mil şiddetinde estiğini diğer etkenleri ele alıp, sabit verileri bileşkelerine ayırırsak, ki bu iki derece çarpı iki kilometre demek yani iki artı iki eşittir...
Well, given our travel time of 122 minutes and 47 seconds, and a headwind of 14.7 knots, if we take the crossvariables, factor out the constants, that's two degrees times by two kilometres. That'd be two plus two. That would be...
Dört saattir göz kırpıyorum.
Four hours of batting my eyelashes.
Normal bir kedide bulunanlar bir kafa, iki göz ve dört ayaktır.
A normal cat is a cat that has one head, two eyes and four paws.
Dört göz ve bez bebek de burada.
Four-eyes and the patch girl too.
Ama bu Kelly'i tatmin etmemiş olacak ki ertesi gün o ve dört koğuş arkadaşı, sırayla fahişenin göz boşluklarına işediler.
And as if this wasn't enough retribution for Kelly the next day he and four other inmates took turns pissing into the bitch's ocular cavities.
dört gözle bekliyorum 27
gözlerin 80
gözler 83
gözlerim 122
gözleri 78
gözlük 20
gözlerini 24
gözüm 50
gözlerini kapat 165
gözlerime bak 89
gözlerin 80
gözler 83
gözlerim 122
gözleri 78
gözlük 20
gözlerini 24
gözüm 50
gözlerini kapat 165
gözlerime bak 89
gözlerime inanamıyorum 72
gözlerimin içine bak 58
gözlerinde 19
gözlerime 17
gözlerini aç 93
gözlerini açık tut 34
gözlerine bak 29
gözlerime inanamadım 18
gözlerini kapa 92
gözlerini dört aç 27
gözlerimin içine bak 58
gözlerinde 19
gözlerime 17
gözlerini aç 93
gözlerini açık tut 34
gözlerine bak 29
gözlerime inanamadım 18
gözlerini kapa 92
gözlerini dört aç 27