English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ E ] / Eğer bilseydim

Eğer bilseydim Çeviri İngilizce

728 parallel translation
Burada söylenenleri bilmiyorum, eğer bilseydim bile...
I don't know what's said here, and even if I did - -
Eğer bilseydim buraya onu...
You know I wouldn't have nobody in here...
Eğer bilseydim, ayrılmanı istemeyebilrdim.
If I knew, I might not want to leave.
Eğer bilseydim, kendim yakalardım yakalanmadan önce.
- I did that, he might catch up to'em. Before I did.
Eğer bilseydim başlamışken senin de işini bitirirdim.
If I had known I'd have finished you, too, while I was at it.
Eğer bilseydim...
Have I known...
- Tabii, eğer bilseydim...
- Naturally, if I'd known....
Eğer bilseydim.., Anlamanı istiyorum... o zaman geri dönmem için nedenim olmazdı.
If you knew my man, you'd understand he'd have to have a reason not to come after me.
Eğer bilseydim, yapamazdım.
Had I known, I wouldn't have done it.
Eğer bilseydim -
If I'd known —
"Eğer bilseydim, ben yazardım."
"I'd burn my coat, if it knew of my plan."
Eğer bilseydim, böyle bir şey asla olmayacaktı!
If I'd known, this would've never happened!
Eğer bilseydim...
If I had known...
Ve eğer bilseydim, yapacak gücüm olmazdı sanırım.
And if I knew, I don't think I'd have the strength.
Eğer bilseydim, hiç beklemezdim.
If I had known, I wouldn't have waited.
Burada söylenenleri bilmiyorum, eğer bilseydim bile...
I don't know what's said here, and even if I did -
Eğer bilseydim ona daha iyi bir şeyler ayarlardım.
If I'd known, I'd have fixed him up with something better.
Eğer bilseydim, teorimi ispat edebilirdim. Değil mi?
If we knew, we could prove my theory... couldn't we?
Eğer bilseydim, inanın, söylerdim.
If I knew, I'd say.
Biliyorsun, eğer bilseydim sana anlatırdım.
You know I'd tell you if I knew.
Eğer 20 dakika süreceğini bilseydim.
If I knew it was going to last 20 minutes...
Eğer sizi kurtarmakla başıma gelecekleri bilseydim, sizi asla...
If I had known... I would have left
Eğer böyle hissettiğini bilseydim... geçen hafta onu ziyaret etmeye gitmezdim.
If I'd known that you'll feel like this, I shouldn't have gone out of my way to make his acquaintance last week. Oh!
Eğer onun olduğunu bilseydim...
If I'd known how he was...
Eğer kim olduğunu bilseydim, gider polise söylerdim.
If I knew who he was, I'd go out and tell the police.
Eğer büyüleyici eşinin burada olmadığını bilseydim, bu kadar acele etmezdim.
- Bachelor party, eh? If I'd known your charming wife wasn't here, I wouldn't have hurried.
Eğer yarının gazetesinin nerede olduğunu bilseydim onun için hayatımın 10 yılını verirdim.
If I knew where I could get tomorrows newspaper I'd give 10 years of my life for it.
Eğer sizin geleceğinizi bilseydim, özel yemekler pişirirdim.
If I'd known you was coming, I'd have cooked something fitting.
Sonunun nereye varacağını bilseydim, bu işe hiç girişmezdim. Eğer aklım başımda olsaydı...
If I'd known where it would end, I'd have never let anything start if I'd been in my right mind, that is.
Eğer geleceğini bilseydim biraz temizlerdim ortalığı.
If I knew you were coming, I'd have cleaned the place up.
Eğer bu Kızılderelileri bilseydim Kaptandan çok önce onlardan birkaç tanesini göreceğiz
If I know these Indians, and I ought to we're gonna see a lot of them before too long, captain.
Eğer birlikte olabilmemizin tek yolunun bu olduğunu bilseydim bilmiyorum, belki onu öldürebilirdim.
If I'd realized that was the only way, I don't know, I might have killed him.
Böyle olacağını bilseydim eğer...
Had I known all the details beforehand...
Eğer bunu cevabını bilseydim, şimdi burada olmazdım.
If I knew the answer to that, I wouldn't be here now.
Eğer Kimbrough'u peşine Mary için düştüğünü bilseydim buraya gelmene engel olurdum.
If I'd known you was hunting Kimbrough because of Mary, I'd have tried to stop you from coming here.
Bir bilseydim eğer.
I wish I had known.
Ve eğer evlenmek üzere olduğunu bilseydim buraya hiç gelmezdim.
And I certainly wouldn't be here if I'd known you were going to be married.
Eğer onların kötü adamlar olduğunu bilseydim, asla onlarla birlikte olmazdım.
If I'd have knowed men like that, I might never have fell in with bad companions.
Eğer arkadaşlarınızı getireceğinizi bilseydim bir şeyler ayarlardım.
If I'd known you were bringing friends, I would have fixed something.
Eğer orada insan olmadığını bilseydim...
If I knew there weren't any humans there.
Ama bu göreve önerdiğiniz ruh hali ile devam etmeye hazırım eğer ne hakkında olduğunu bilseydim, efendim.
But I'm prepared to continue this assignment in the spirit you suggest if I knew what it was about, sir.
Eğer böyle olacağını bilseydim sana hemen söylerdim.
If I had known I would have told you right away.
Eğer bunu bilseydim işler daha farklı olurdu.
If I'd known this, I would have gone about things differently.
Eğer senin ne düşündüğünü bilseydim.
If I only knew what you thought.
Eğer kararını verdiysen, hiçbir şey yapamam ama bilseydim seni kurtarmazdım.
It can't be helped if you've decided. But I wouldn't have saved you if I'd wanted you to become a courtesan.
- Nereye gittiğinin bir önemi yok, değil mi? - Evet. Eğer bana nerede ihtiyaç olduğunu bilseydim, orayı seçerdim.
If I knew where I was needed I'd go there.
Eğer evet diyeceğini bilseydim, milyonlarca kez seninle evlenmek isterdim.
I'd marry you a million times if I thought you'd say yes just once.
- Sana katılabilirim eğer neden bahsettiğini bilseydim.
I might agree with you, if I knew what you were talking about.
Bilseydim eğer...
Now, if I'd have known...
# Eğer # # Hangi yoldan gideceğimi bilseydim #
Hey, if I... knew which road to take
Eğer kung fu bilseydim onlara bunu tattırırdım!
If I knew Chinese boxing I'd give them a good taste of it!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]