Eğer izin verirsen Çeviri İngilizce
738 parallel translation
Eğer izin verirsen bir gün sana yardım etmek isterim.
- I'd like to help, if you'll let me.
Ama eğer izin verirsen...
But if you let him...
Eğer izin verirsen, biraz meşgulüm.
Now, if you'll pardon me, I'm busy.
- Tabii eğer izin verirsen.
That is, if you'll let me.
- Eğer izin verirsen.
- If you'll let me.
Eğer izin verirsen bu sözlerini günlüğüme aktaracağım.
If you will allow me, I will copy your remarks into my diary.
Eğer izin verirsen ben senin yerine onları toplarım.
I'll rack them up for you if you don't mind.
Senin için daha fazlası olabilirim Chimene, eğer izin verirsen...
I would be more to you, Chimene... if you would let me.
Eğer izin verirsen sana Marie diyeceğim.
If you don't mind, I'll call you Marie.
- Eğer izin verirsen.
- if you will allow me.
Şimdi eğer izin verirsen ben ve ortağım Bill... Bugün ayrılmalıyız, fakat geri döndüğümüzde,
Now, mind you, my partner Bill and I, we have to leave today, but when we get back,
Senin için daha fazlası olabilirim Chimene, eğer izin verirsen...
I would be more to you, Chimene, if you would let me.
Eğer izin verirsen, canikom, Başçavuşum, bir an önce yola çıkmalıyız.
We should leave right away.
Korkarım şu anda konuşamayacak kadar yorgunum, eğer izin verirsen.
I'm afraid I'm just too tired to talk right now, if you don't mind.
İşini ve sorumluluklarını paylaşmak istiyorum eğer izin verirsen.
I want to share in your work and your responsibilities... if you'll let me.
Şimdi, eğer izin verirsen.
Now, if you'll just excuse me.
Eğer izin verirsen köyüne yepyeni bir ilkokul yapmak istiyorlar.
- Maybe I can pay back that coat you gave me, and all of the other things!
Kraliçem, eğer izin verirsen, diyorum ki bu koca kediyle takıl ve cennette ol.
My queen, if you'll allow me, like I say you stick with the big kitty and you'll be in heaven.
Ve eğer izin verirsen, o çok özel insan beni bekliyor.
So if you'll excuse me, that very special somebody is waiting for me.
" Sadece, eğer izin verirsen J.J. ben hapiste değilim.
" Except, if you'll excuse me, J.J., I'm not in jail.
Eğer izin verirsen...
If you'll excuse me...
Eğer bana bu şansı verirsen, bana izin verirsen.
I'd take that chance if you'd let me.
Eğer o ikisine düğününle ilgili bir haber yapmalarına izin verirsen.
If you'll allow those two to turn in a story on your wedding.
Eğer arabayı benim kullanmama izin verirsen kestirme bir yol biliyorum, 15 dakikaya varırız.
If you'd care to let me drive, I know a shortcut that'll get us there 15 minutes sooner.
Evet şimdi, izin verirsen eğer, dinlenmeliyim.
Well, now, if you'll excuse me, I must rest.
Eğer bu başvuruyu yırtmama izin verirsen, olan olmuş geçen geçmiş diyeceğim.
If I let it break the contract forget what happened.
Yenilgiyi kabul etmiyoruz... ama teslim olacağız... Eğer güvenli bir şekilde gitmemize izin vereceğine söz verirsen.
We do not admit defeat... but we will surrender... if you give me your word that we can all go free in safety.
Eğer hayatta kalmasına izin verirsen... her Apaçinin onun peşinden gelmesini sağlamış olacaksın.
If you take him in alive, you'll have every Apache in the territory coming after him.
Eğer izin verirsen.
Everything's so complicated.
Bunu yapamam, eğer seni dışarı çıkarmama izin verirsen...
I couldn't do that, unless you let me take you out...
Kötü bir çocuk olma çünkü eğer iyi bir çocuk olup gitmeme izin verirsen,..
Don't be a bad boy because... if you are a good little boy and let me go,
Eğer o iyiliğinin karşılığını ödememe izin verirsen...
If I can return the favor...
Ama eğer bana izin verirsen sana bir hoşça kal öpücüğü vermek istiyorum.
But if you'd give your permission that it'd be all right I'd like to kiss you goodbye.
Olur eğer seni bir yere götürmeme izin verirsen.
All right, if you let me take you.
Eğer bu gecenin geçmesine izin verirsen, bu fırsat bir daha gelmeyecektir.
If you let this night pass, such an opportunity will never come again.
Eğer bir şey söylememe izin verirsen.
If you'll permit me a statement.
Hepsi bu. Eğer bu gece eğlenmeme izin verirsen ben de senin rozetini kurtarırım.
But if you'll just give me a base on balls for tonight, I'll save your badge.
Abigail... ama eğer söylememe izin verirsen,
Abigail... But if you'll just let me say it, then I'll go away and won't bother you any more.
Tanrım! Mark, eğer gitmeme izin verirsen... -... yemin eder ki bir daha asla...
Oh, God, Mark, if you let me go, I swear...
Eğer bana bir dakika izin verirsen sana herşeyi açıklayabilirim.
Well, If you'll give me just a minute, I'll tell you.
İkincinin nerede yaşadığını biliyorum. Eğer seninle gelmeme izin verirsen, gösteririm.
I know where the 2nd lives. lf you let me come with you, I'll show you
Eğer birisinin senin aptal olduğunu düşünmesine izin verirsen, işte hesapta o zaman aptal olursun.
You've been dumb on one count only... you let somebody tell you you were dumb.
Hayır, eğer bana izin verirsen, burada sesiz bir köşe bulup kardinali bekliyeceğim.
No, if you allow me, I will try to find a quiet corner here and where we shall wait for the Cardinal.
Eğer sevmemize izin verirsen.
If you'll let us love you.
Eğer gitmeme izin verirsen yemin ederim... hiç kimseye söylemeyeceğim bırak gideyim!
I swear I'd never tell if you'd let me go. Please.
dedin ki eğer istediğimi yapmama izin verirsen, babamın zindandan çıkmasına izin verecektin.
You said if I let you have your way with me, you'd let my father out of the dungeon.
Şimdi Hal, eğer bize biraz izin verirsen özel konuşmak istiyoruz.
And now, Hal, if you will excuse us for a moment we wish to have a private conversation.
Eğer yatağıma gitmeme izin verirsen.
If you'll let me go to bed.
Dave'in söylemek istediği şey, eğer onun da konuşmasına izin verirsen,
What Dave is trying to say, if you'd let him get a word through,
Eğer seni ezmelerine şimdi izin verirsen, hayatın boyunca seni ezerler.
Don't you know, if you let people walk over you now, they'll be walking over you for the rest of your life.
Eğer sen, alt seviyeden bir kızın ailemize girmesine izin verirsen...
If you let that low class girl into our family...
eğer izin verirseniz 47
izin verirsen 77
izin verirseniz 214
eğer istersen 206
eğer beni seviyorsan 30
eğer sen 63
eğer öyleyse 172
eğer istiyorsan 65
eğer istemiyorsan 31
eğer bir şey olursa 28
izin verirsen 77
izin verirseniz 214
eğer istersen 206
eğer beni seviyorsan 30
eğer sen 63
eğer öyleyse 172
eğer istiyorsan 65
eğer istemiyorsan 31
eğer bir şey olursa 28
eğer bilseydim 25
eğer o 55
eğer ben 51
eğer yanılmıyorsam 39
eğer öyle olsaydı 20
eğer varsa 60
eğer sakıncası yoksa 54
eğer ölürsem 16
eğer isterseniz 86
eğer olursa 24
eğer o 55
eğer ben 51
eğer yanılmıyorsam 39
eğer öyle olsaydı 20
eğer varsa 60
eğer sakıncası yoksa 54
eğer ölürsem 16
eğer isterseniz 86
eğer olursa 24