Gitmeyin Çeviri İngilizce
1,614 parallel translation
Birkaç saniye sonra iş arkadaşlarınız gelip sizi bu sokaktaki bir kulübe davet edecekler. Sakın gitmeyin.
In a few seconds your co-workers are gonna come over and invite you to a club down the street, and when they do, don't go.
Gitmeyin.
Don't go!
Gitmeyin!
Don't go!
- Gitmeyin.
Oh! Don't go.
Durun, gitmeyin.
Will you stop it? Stop!
Gitmeyin.
Will you stop it?
Yukarı, Bu 1- - 2... 3- - Benden hızlı gitmeyin.
UP, THAT'S ONE... TWO... THREE- - DON'T GET AHEAD OF ME.
Sakın daha ileri gitmeyin. "
Don't y'all. Don't go no farther! "
Gitmeyin!
Don't leave!
Çocuklar sakın Jim'in yerine gitmeyin.
Anyway. you guys. don't go to Jim's.
Bir yere gitmeyin.
Don't go anywhere.
- Lütfen, Iütfen gitmeyin.
You guys, please, please don't leave. Oh, quickly, go.
Gitmeyin.
Don't go.
Çocuğun üstüne gitmeyin.
Hey, easy on the boy.
Yine de fazla uzağa gitmeyin.
In any case, don't go too far.
Durun, oraya gitmeyin
Wait, don't come this way!
Öyleyse okula zayıf öğrencileri tartaklamaya gitmeyin.
So don't go around beating up weaker kids,
O tarafa gitmeyin!
Don't go that way!
Fazlı Bey, gençlerin üzerine bu kadar gitmeyin.
Mr. Fazly, don't pick on the youth so much
Siz gitmeyin.
Do not step out.
- Afedersiniz, gitmeyin.
Excuse me, what's going on here?
Görünen o ki köşeye sıkıştınız o yüzden karakola gitmeyin.
It seems you're cornered, so don't go to the station.
Gitmeyin diycem ama görüyosunuz, böyle sersefil.
Well, I'd tell you to stay, but you can see the state we're in. We've got nothing.
Gitmeyin. Lütfen!
Don't go there... please!
Siz de gitmeyin. Sen benim için dünyalara bedelsin, baba!
You mustn't go there either You mean the world to me, father!
Konsantre olun, kalkmayın ve gitmeyin..
Keep concentration and do not get up or leave...
Ve ben istiyorum bulmak için var gitmeyin.
And I don't wanna go in there to find out.
Lütfen gitmeyin.
Please don't go.
Oraya baktınız mı? Lütfen gitmeyin.
No, don't leave, please.
Lütfen gitmeyin.
Just please don't leave.
Lütfen gitmeyin.
Don't go, please.
Gitmeyin.Lütfen.
Don't go. Please.
İşe gitmeyin derim.
Don't go to work.
Gitmeyin Peder.
Don't go there, Padre.
Durun, gitmeyin!
Wait! Don't go!
Gitmeyin, Bay Martinez. - Başka bir randevum var.
- I have an appointment elsewhere.
Gitmeyin lütfen.
Don't go, please.
Köyün revirine gitmeyin. Hepsi dişçi. En iyisi, şehir merkezindeki hastaneye gidin.
Don't go to the village infirmary, everyone is a dentist there.
Lütfen gitmeyin.
Hello? Don't go away, please.
Gitmeyin!
Hey, don't go!
Daha ileri gitmeyin.
Do not proceed.
Oraya gitmeyin!
Don't go in there!
- Gitmeyin.
- Don't go.
Hayır, gitmeyin kötüleşirsiniz.
No, drinking will make it worse.
Akşam vakti gitmeyin.
Don't go in the evening.
Burası çok yoğun bir bar ama bu tür bir atmosfer istiyorsanız bir yere gitmeyin, tamam mı?
Excuse me, look, It's a very busy bar. But if you want this kind of atmosphere,
Hemen gitmeyin.
Can't happen.
Daha gitmeyin.
Don't leave just as yet.
Gitmeyin.
Don't move.
Bir yere gitmeyin.
Don't you move.
Arkaya gitmeyin, arkaya gitmeyin!
Not round the back!
gitmemi mi istiyorsun 48
gitmek 43
gitme 1049
gitmedim 39
gitmem lazım 361
gitmelisin 203
gitmek istiyorum 180
gitmem gerek 808
gitmeyeceğim 167
gitmek istemiyorum 210
gitmek 43
gitme 1049
gitmedim 39
gitmem lazım 361
gitmelisin 203
gitmek istiyorum 180
gitmem gerek 808
gitmeyeceğim 167
gitmek istemiyorum 210
gitmedi 39
gitmem gerekiyor 305
gitmen gerekiyor 24
gitmem 53
gitmeni istemiyorum 71
gitmeliyim 1495
gitmek istiyorsun 19
gitmek mi 131
gitme zamanı geldi 35
gitmeden önce 102
gitmem gerekiyor 305
gitmen gerekiyor 24
gitmem 53
gitmeni istemiyorum 71
gitmeliyim 1495
gitmek istiyorsun 19
gitmek mi 131
gitme zamanı geldi 35
gitmeden önce 102