Hareket Çeviri İngilizce
39,316 parallel translation
Okuldan her yerin mor geliyorsun, gece yarısı gizlice dışarı çıkıyorsun ve saçma bir hareket ölçer yüzünden tutuklanıyorsun.
You come home from school covered in bruises, sneak out in the middle of the night, get arrested for a silly Chubby Tracker?
Ne nazik bir hareket.
What a kind gesture.
- Toby, sorun ne? - Hareket edemiyorum.
- Toby, what's wrong?
Hızlı hareket edin!
- Be quick on your feet! - Whoo!
Tobes, hareket etme.
Tobes, don't move.
Düşünmeden hareket edersen senin için yalnızca kötü bir tecrübe olur ve biter.
That, if you go recklessly then it could really be the end after seeing something nasty.
Konuşma ya da hareket yok.
He can't talk or move.
Tamam, öyleyse hareket vakti.
Okay, let's move.
Zaten hareket edemezsin.
You won't be able to move anyway.
Hareket ediyor!
It is moving.
Ancak aslına bakarsan kılıcı hareket ettirebildiğime daha çok şaşırdım.
But to be honest, I was more surprised that I could move the sword.
Aklıma gelmişken, kılıç var ya birdenbire neden hareket etti?
By the way, about the sword, why did it suddenly move? When I wasn't even able to grab it before?
Kılıcı hareket ettirdiğinden, bu yüzden ben o çocuğu neredeyse öldürüyordum.
The sword even moved, so I... I almost killed that child.
Hareket ediyor!
It's moving!
Zekice hareket et.
Be smarter.
- Hiç onurlu bir hareket olmaz.
- There is no honor in it.
Biz pick up ve hareket.
We pick up and move on.
Hızlı hareket etmeliyiz, hadi.
Come on, we gotta move fast.
Güzel hareket Pele.
- Nice moves, pele.
Top hareket etsin.
Keep the ball moving here!
Seyirciler, topu kaybeden Nascimento'nun yaptığı hareket için faul bekliyor.
- And the crowd wanted a whistle on that push from nascimento who shows his frustration after losing the ball.
17 yaşındaki futbol dehasından süper bir hareket daha.
An other-worldly display by the 17-year-old phenom!
İsveç'in yediği bu tokattan sonra güçlü ve hızlı hareket etmesi gerekir.
Expect Sweden to move fast and strong after that slap in the face...
- Hareket halinde.
- He is on the move.
- Hareket.
- Move.
Hızlı hareket etmeliyiz.
We gotta move fast.
Hareket etme!
Do not move!
Birileri gibi hareket etmeli ve savaşmalıyız.
We need someone to move and fight like them.
"Hareket etme". "Diz çök" Ikisi de hangisi?
"Do not move". "Kneel" Which of the two?
İlk hareket eden ilk kişi öldü!
The first move will be the first to die!
Hareket ediyorum.
Me movi.
Hareket!
Move!
Hızlı hareket etmemiz gerek.
We're gonna have to go fast.
Hareket için hazır.
It's just ready for action.
Hareket halindeyiz!
We're on the go!
Hareket et!
Yo, move!
Onsuz hareket etmeliyiz.
We gotta move without him.
Midende bir rahatsızlıkla uyanmıyorsun veya hareket eden gölgeler görmüyorsun.
You don't wake up with a bad feeling in your stomach or see shadows move.
Daha sonra hayatımı hareket hâlinde geçirmeyi öğrendim.
Soon I had to live my life on the run.
Efendim, tek başına hareket ettiğini iddia ediyor.
Well, sir, he claims to have acted alone.
Hareket ettirilirken vuruldu, Oynamış tek şarkı "Sh-Boom" defalarca tekrarlandı.
It got knocked around when he was moving it, so the only song it'd play was "Sh-Boom" over and over.
Tamam, kımıldama, hareket etme.
- My stick? - I got your stick right here. - Don't move, don't move.
Hareket var.
Got movement.
Akıllıca bir hareket yaptın.
That was a real smart move back there.
Arada ince bir çizgi var. Senin hareket alanın orası.
There's a little gray area in there and that's where you operate.
Hareket edemiyorum!
I'm stuck! I can't move...
Hareket et.
Handle it.
Hareket ettiriyorum.
Arming.
Yörüngeye oturma başladı, dairesel hareket iticileri çalıştırılıyor.
Rolling progress, commencing circular rotation burn.
Hiç hareket var mı?
Any movement at all?
Hareket ediyor!
It's moving.