English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ H ] / Hareket etti

Hareket etti Çeviri İngilizce

677 parallel translation
Şu kaya hareket etti.
That rock moved.
Şurada birileri hareket etti.
Somebody moved. In there.
O kendi başına hareket etti, sense talimatları beklemek zorundaydın.
He acted on his own while you had to wait for instructions.
Ama epey önümüzde hareket etti.
But this one had a head start.
Zavallı, saf kız eve yaklaştığında da ağaç hareket etti ve onu kuyuya attı.
Then when the poor, simple-minded creature came near the house the tree moved threw her into the well.
Onu geçer geçmez hareket etti.
Swung out as we passed.
Ay hareket etti.
It's moved.
Sonra yaşlı Traveler yürüdü o hareket etti.
Then he moves on, old Traveller walking slow.
- " Birisinin bedeni hareket etti.
" One of the bodies moved.
Altı mayın tarama filosu Sicilya'dan ayrılarak Ege Denizine hareket etti.
Six flotillas of R-Boats will leave Sicily for the Aegean.
Ve aniden minik eli hareket etti.
And suddenly, the tiny hand moved.
Küçük ağzı az da olsa hareket etti.
Her little mouth opened just the tiniest fraction of an inch.
" Parşömen canlıymış gibi hareket etti.
"The parchment acted as if it were alive."
" ağlayarak, arkamda nasıl mistik bir biçim hareket etti
" So weeping, how a mystic shape did move behind me
Balık durmaksızın yavaşça hareket etti ve durgun suda yavaşça gezindiler.
The fish moved steadily, and they traveled slowly on the calm water.
Askeri birlikler bölgeye hareket etti.
The army convoy moved into the field.
Onu kaldırdığım zaman, hareket etti.
When I picked her up, she moved.
Hareket etti.
She moved.
Hiç hareket etti mi? Hayır.
HAS IT EVER MOVED?
Peki hareket etti mi?
AND DID IT MOVE?
- Bir şey hareket etti.
- Something moved.
Hayır bu öyle olmadı. Plyne bir kalleş gibi hareket etti.
Plyne's been a bastard, but she's torturing him.
İçeride birisi hareket etti!
Someone moved inside!
Bak, ben ateş açtığımda hareket etti.
Look, it moved when I shot at it.
Gemi saat 7'de Venezuela'ya doğru hareket etti.
It sailed for Venezuela this morning at 7 : 00.
- Hareket etti.
- He moved.
Onları anlamadım. Elleri yavaş hareket etti ve yüzleri kızgın değildi.
I did not understand them... their... hands moved slowly and their faces were not fierce.
O ve Chuji birbirini kardeş gibi koruması gerekiyordu. Ama Chuji biz çiftçiler için hayatını orta koyarken İki yüzlü Monji her iki taraf için de çıkarlarına göre hareket etti ve Chuji'yi öldürmeye çalıştı.
He and Chuji should be protecting each other as brothers, but Chuji put his life on the line for us farmers, while that double-dealing Monji played both sides of the fence and tried to kill Chuji.
Hareket etti.
It responds!
Küçük bir taştı. Elimin altında hareket etti.
It was a small stone, it moved under my hand.
Biraz önce kendi başına hareket etti.
A little while ago it moved without my intending it to.
Parmaklarım istemsiz olarak hareket etti.
Involuntarily, my fingers moved.
Birden hareket etti ve ben sıçradım.
Then, all of a sudden, he moved, and I jumped.
Kendiliğinden hareket etti.
It moved by itself.
Spock, ona göre tek mantıklı şekilde hareket etti.
Spock acted in the only logical manner open to him.
"Teğmen Kirk olağanüstü bir cesaretle hareket etti."
"Lieutenant Kirk is a fine young officer who performed with uncommon bravery."
Şimdi ben bu açıklamayı yapıncaya dek, göktaşı buradan buraya hareket etti.
In the time it has taken me to explain the problem, the asteroid has moved from here to here.
Çok fazla hareket etti.
She would struggle, you see.
- İşte, hareket etti.
- There, he moved.
O Bavyera ya babasının yanına hareket etti.
She left for Bavaria, Sire. because of her father who's ill.
Randevu yeri olarak mükemmel. Exeter treni iki dakika önce hareket etti efendim.
Check all trains for suspects - fast!
Ve birden sanki orman hareket etti.
And anon, methought, the wood began to move.
Hareket etti, omuzuna nişan almıştım.
I was aiming for his shoulder, but he jumped.
Hükümet de süratle ve güç kullanarak hareket etti.
The Government was precipitated and brutal.
Otobüs te kötü. 2 saniye gecikerek hareket etti.
The bus was two seconds late.
Ordu onun nâmına hareket etti. Ne var ki görünenin aksine, ordu bir şekilde O'nun Dünya üzerindeki gücünü kısıtladı.
The military acted on behalf of the Emperor, but they underlined of that although the appearances, it enjoyed of little power in the land.
Bu nedenle biz ilerlemek konusunda daha istekliyken ve kayıpları gözardı edebilir durumdayken tabii hedeflerimize ulaştığımız takdirde doğal olarak Britanya ve Kanada kuvvetleri daha düzenli ve ihtiyatlı hareket etti.
So while we were anxious to drive forward and were not too concerned about the casualties as long as we could get our objectives, it was natural, I think, that the British and Canadian forces did it in a more orderly, pacing way.
Daha neyin ne olduğunu söyleyemeden elim hareket etmeğe başladı ve tahta C-H-I-L-D-R-R-E-Y harflerinin teleffuz etti.
Before you can say what's what, me hand starts to move and the board spelled out C-H-l-L-D-R-E-Y.
Auckland, Yeni Zelanda'dan bir çiftçi, bu kez kuzeydoğuya hareket eden yanmakta olan bir nesneyi rapor etti.
A farmer in Auckland, New Zealand reported the strange glowing object this time moving northeast.
Aslında ilk tank durdu, sonra tüm ordu durdu. Ama sonra tank devam etti ve büyük babam hareket edemedi... Tank üstünden geçerek, kafasını kopardı.
Actually the first tank stopped and the entire army stopped, but then the tank started forward again and grandfather wouldn't move - so the tank went right over him, cutting off his head and nothing more stood in the way of the Reich's army.
Hareket etti.
It's set off.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]