Hareket ediyor Çeviri İngilizce
2,536 parallel translation
Gördüğün gibi, dudakların hareket ediyor ve kelimeler dökülüyor.
You see, your lips are moving and words are coming out.
Bir kadınmış gibi hareket ediyor.
She's acting like a woman.
Ve ağaç gölgeleri onun üzerine düşüyor ve hareket ediyor.
And the shadows of trees that lie upon it and move.
Bazen bir taşralı gibi hareket ediyor.
Sometimes he acts like he lives in a field.
Bazen tam bir aptal gibi hareket ediyor.
Sometimes he acts like a massive nobhead.
İyice kıyıdan uzaklaşmış suyun içinde bir aşağı bir yukarı hareket ediyor heybetli bir dalga altında eziliyorduk.
So, we were way out, bobbing up and down, being pushed under by this massive swell.
Hareket ediyor!
Does it move!
- 7. perondan hareket ediyor.
- Is now boarding on track 7.
- Tekrar ediyorum, Amtrak treni 29 7. perondan hareket ediyor.
- Once again, Amtrak train 29 now boarding on track 7.
Her şey çok hızlı hareket ediyor.
Everything happens very quickly.
Yemek kamyonu her zaman şafakta hareket ediyor.
The food truck always leaves at dawn
Hayır, hayır ama çok hızlı hareket ediyor.
No, no, but he's moving fast.
Midesi hareket ediyor.
His stomach's moving.
Tek görebildiğim onun kuyruğu ve o da hareket ediyor.
Well, all I can see is his tail, but it's still moving.
Çıtırlar hareket ediyor.
Those girls are moving.
Parlıyor ve hareket ediyor.
It's shiny and it moves.
Bay eski kafalı hareket ediyor.
Mr. Fuddy-Duddy's leaving.
Kalabalığın içinde hareket ediyor olmalı.
He must be moving through the crowd.
Üflemeliler birlikte hareket ediyor olacak.
You know, the horn section is gonna be moving together.
Will Salas, Henry Hamilton cinayetindeki şüpheli şahıs finans dünyasının etkili ismi Philippe Weis'ın kızı Sylvia ile birlikte hareket ediyor.
Will Salas, prime suspect in the murder of Henry Hamilton, is believed to be traveling with Sylvia Weis, daughter of finance magnate, Philippe Weis.
- Kim geri zekalı gibi hareket ediyor?
- Who's acting like morons?
Ev hareket ediyor.
The house is moving.
Fetüs hareket ediyor!
Fetus is moving!
Tamam, çark senin gücünle hareket ediyor.
Okay, the scroll wheel controls your powers.
Hareket ediyor.
Sse moves.
Çok yavaş hareket ediyor gibi.
Seemed like he was moving pretty slow.
Gorunuse bakilirsa simdi hareket ediyor.
It looks like he's moving now.
- Hala hareket ediyor.
- lt-it's still moving.
Beklemede kal.İki hedef siyah Jaguara doğru hareket ediyor.Plakası R282.
Stand by, stand by. Two targets moving towards a black Jaguar. Registration R282.
Anlaşıldı.Yeni hedef hareket ediyor.
Roger that. New target is moving.
Sürece ateş onun arka altında o hareket ediyor sonudur.
Unless the fire is under his rear end, he's not moving.
Görünüşe göre buz tabakaları kuzey ve kuzey doğuya hareket ediyor.
Look like the current's moving north, north east.
Tabakalar kuzey ve kuzey doğuya hareket ediyor.
Current's heading north, north east.
Buz hareket ediyor!
The ice is moving!
İlk tren yarın... 10 : 32'de hareket ediyor.
The first train leaves tomorrow... at 10 : 32.
Başına buyruk hareket ediyor adamım.
It makes its own rules, dude.
Beyaz zemin üzerindeki kırmızı lekeler mi hareket ediyor?
Red stains on a white background are moving?
Lazerler hareket ediyor.
Not good!
O daha çok düşünmeden hareket ediyor, ve oldukça tutkulu.
He's impulsive and, uh, passionate.
Sadece tahmin üzerine hareket ediyor. Ve birlikte çalıştığı hiç kimse seni restoran zinciri sahibinden başka bir şey olarak görmüyor.
He's operating on pure conjecture, and no one... not one person that he works with... thinks that you are anyone other than an owner of a fast food chain.
Dudakları hareket ediyor ama görüntü bozuk ve bulanık.
Their lips are moving, but it's all distorted and out of focus.
Fasiyel kaslarla birlikte hareket ediyor.
It moves with the facial muscles. Stroke the, uh...
Adam bir sebep olmaksızın hareket ediyor.
Man acts without reason.
Hareket ediyor musunuz?
ALEX [on P.A.] : Guys, did that work?
Sanmıyorum, çünkü hareket ediyor.
- I don't think so because it's moving.
Dövüşürken de tutkulu, ancak düşüncesizce hareket ediyor.
And when he fights, he's passionate but too impulsive.
1963'te kapatılmasından sonra birkaç hayalet görüldüğü rapor edildi. Cisimler kendi kendine hareket ediyor.
After its closure in 1963, reports of ghostly apparitions, objects moving on their own.
Kuşlar tuhaflaşıyor, göller, kumlar hareket ediyor.
Birds going crazy, lakes moving, sand genies.
Yarısı tamamen planlı hareket ediyor, diğer yarısı ise tümüyle kontrolsüz.
Half of him's completely organized. The other half has no control at all.
Erkekler sanki bu bir oyunmuş gibi hareket ediyor.
Men treat all this like some kind of great game.
Olabilir. Orta yoldan doğuya hareket ediyor.
I might have someone.
hareket ediyoruz 29
hareket ediyorlar 17
ediyorum 314
ediyor 38
ediyorsun 23
ediyoruz 18
hareket 82
harekete geç 30
hareketli 18
hareket etme 223
hareket ediyorlar 17
ediyorum 314
ediyor 38
ediyorsun 23
ediyoruz 18
hareket 82
harekete geç 30
hareketli 18
hareket etme 223