English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ H ] / Hat

Hat Çeviri İngilizce

187,582 parallel translation
Birinci sınıfa başladığın günü hatırlıyorum da "Ona bir kurşun kalem, bir defter, bir de beyin lazım" demişti "İlk ikisini siz alın, üçüncüsü zaten bolca var kızda."
I remember the day you started first grade. He said, " You need a pencil, a notebook, and a brain. You buy her the first two.
Okul çantana sakladığın şu pelüş kaplanı hatırlıyor musun?
She has plenty of the third. " You remember that stuffed tiger you used to hide in your bookbag?
Peşimdeki insanları hatırladın mı?
_
Torunlarım beni hatırlamadı.
The grandchildren didn't remember me.
Bize bunu verdikleri zamanı hatırlıyor musun?
Do you remember when they gave us this?
Hatırlamıyorum. Uzaktaydı. Çok öncedendi bunlar.
I don't remember, it was far away, long time ago,
Hatırlayamıyorum ama ben yaptım.
I... I can't remember. But I did it.
Hatırlarsın, 7D.
You remember.
Nasıl kullanıldığını hatırlıyor musun?
You remember how to pilot it?
Günaydın beni hatırladın mı?
Morning. Remember me?
- Düşündümde bu belki Chip için uygun olabilir,... ama bedenini hatırlamıyorum, o kadar tuhaf bedeni var ki, onu aramalıyım.
- Well, I thought this might be nice for Chip, but I can't remember his size, he has such an odd shape, so I thought I'd give him a call.
Klasik, "saklanıyorum" şapkası.
The signature, I'm hiding hat.
Ama beni tanıyorsanız miskin olduğumu bilirsiniz, hatırlayamıyorum bana az önce ne dediğini.
But if you know me at all, you know that I am sleepy and I cannot remember what you just told me.
Ama sonra çocukken oynadığımız bir oyunu hatırlıyorum. Adı, Kocaman Bir Kütle.
But then I remember there's this game that we used to play when we were kids, and it's called One Big Blob.
Çatıya bakım yapmak gerek, evin şapkası sayılır ne de olsa.
Got to maintain the roof. It's your house's hat.
- Dot halanla tanıştığımı hatırlamıyorum.
I don't remember meeting an Aunt Dot. She died.
"Zarar verme", hatırladın mı?
"Do no harm", remember?
Bu kötü anıyı hatırlattığın için teşekkür ederim!
Thank you for bringing up that very painful memory!
Beyler, Gavin Belson'la çalışmak için en son konuştuğumuzda olanları hatırlıyor musunuz?
Guys, do you not remember the last time we talked about us all working with Gavin Belson?
Teknoloji yüzünden kazandık, hatırlıyor musun?
We won because of the tech, remember?
Siyah kuşak bir ninjaya ihtiyacımız var.
We'd need a black hat ninja for this one.
Üç beş yardım edersiniz diye düşündüm.
I figured we might pass the hat?
Şimdi, o küçük güvenlik odana gidiyorsun ve teorilerini orada kurmaya devam ediyorsun. Sana yemin ederim, işemek için bile aşağı indiğini duyarsam, senin kıçına da tekmeyi vururum.
Now, look, you go back to your little security room, you sit in the corner with a tinfoil hat on, and I swear, if I hear you wandered down the hallway to take a piss, you are out on your ass.
Eğer güvenlik gelirse, hatırla, düğmeye bas. Bum! Artık yoksun.
If you see the security coming, remember, you press that button and, poof, you're gone.
Kapıyı kapatmayı kim hatırlardı biliyor musun?
You know who would've remembered to close the door?
David senin tutkunu gayet iyi hatırlıyor.
David remembers your passion very well.
Şu ilk Mars görevini hatırlıyor musun?
Remember that first Mars mission?
Bunu hatırlıyorum.
- I do remember that.
İki doğru bir yalan hatırlamaya başladın ah yeni evliler.
- Oh, Two Truths and a Lie, Couples Memory Lane, Newlyweds.
Ve bana bıraktığın tüm o hatıralar.
And all those mementos you left me?
Caddelerde nasıl peşimden koştuğunu hatırlıyor musun?
Hey, remember you used to chase after me on the boulevard?
Babanı hatırlıyorum.
I remember your dad.
Sanki sen çocukken sizin eve geldiğimi hatırlıyorum ama hayatımın o kısmı benim için biraz bulanık.
And I sort of remember coming to your house when you were a kid, but... that time's kind of a blur for me.
O geceyi hatırlıyorum.
I remember that night.
Bunu hatırlamazsın tatlım ama bu kadın aslında sen çocukken bizde kalmıştı.
You won't remember this, hon, but this woman she actually stayed with us when you were a kid.
Hatırlamak.
Remember.
- Geçirdiğin araba kazasını hatırlıyor musun, Kira?
Do you remember your car accident, Kira? Yeah.
- Hatırlamıyor musun?
You don't remember?
Şey düşündüğümü hatırlıyorum ; Vay be... Yeni üvey annem benden yaklaşık 10 dakika yaşlı!
And I remember thinking : wow... my new stepmother's about 10 minutes older than me!
Tamam şimdi sıkı tutun.
Okay, uh... hold on to your hat.
Pizzamı alıp salıncağa gideceğim ve çocuk olmanın nasıl bir şey olduğunu hatırlayacağım.
I'm gonna take my pizza out to the swing set and remember what it was like to be a child.
Partnerim Felix'I hatırlarsın.
You remember my partner, Felix?
Hatırlatayım, geçen hafta buraya taşınıp yeniden 19 yaşına dönmeden önce beraber yaşayan iş sahibi yetişkinlerdik.
Just a reminder that last week we were professional adults living in a house before we moved here and turned 19 again.
Bence hatıramı canlandırmak için güzel bir fırsat bu.
Well, I think it's a great opportunity for people to relive my legacy.
Eski Leverett Kütüphanesi'ndeki performansımızı hatırlıyor musunuz?
Do you remember our performance at the Leverett Old Library?
Hatırlayın.
Okay?
O kahkahaları hatırlıyor musunuz?
Do you remember that? That laughter?
Öğrenci deyince hatırladım üstünden 20 yıl geçti.
I don't know, the second you said students, it reminded me it was 20 years ago.
Sonra ne olduğunu hatırladım.
But then... then me remember.
Cinayet gecesi olanları hatırlamadığı için.. ... Summer'ın Margaret'i öldürmüş olan kişi olma ihtimalini keşfettiğimde sadece iki seçeneğim vardı.
After discovering there was an outside chance that Summer was the one who killed Margaret because she couldn't remember the events the night of the murder, I only had two options...
Hatırlamıyor musun?
Don't you remember?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]