English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ H ] / Her şeyini

Her şeyini Çeviri İngilizce

2,567 parallel translation
Bir insanın her şeyini alırsanız, artık onu kontrol edemezsiniz.
Rob a man of everything, and that man will no longer be in your power.
Her şeyini bana bırakmalıydı.
He should have left it all to me.
Senden her şeyini alan adamı alaşağı etmek için ne kadar ileri giderdin?
How far would you go to take down a man that stole everything from you? Huh?
Her şeyini kaybedecek ve sen umursamıyor musun?
She's gonna lose everything, Don't you even care?
- Her şeyini özledim.
Sinti miss you all.
... Seni hayvan gibi seveceğim Çiğ çiğ yiyeceğim, kadınım Tohumlarını ve her şeyini.
I'm gonna love you Iike an animal Eat you alive, woman Seeds and all
Her şeyini bu adam yüzünden kaybettin.
You lost everything because of this man.
Her şeyini kaybedecek. Sen de dahil.
He will lose everything, including you.
Adamın her şeyini ortaya çıkarmıştım.
Man, I had that guy cold.
O kadar da inanılmaz değil. Benimle her şeyini paylaşırdı.
Apparently not so incredible that he cast me in anything.
Her şeyini çantana koy.
Put all your stuff in a bag.
Kadınlarsa, babalarını, çocuklarını, erkeklerini namuslarını, her şeyini kaybeder.
But women lose their fathers, children..... husbands, honor, everything.
Bunun için her şeyini ; hayatını, aileni riske etmeye razı mısın?
And you're... you're willing to risk everything? Your life, your family?
Dedem öldü ve her şeyini bize bıraktı. Yanlış.
GRANDPA DIED AND LEFT US EVERYTHING.
Her şeyini bana bıraktı.
WRONG. HE LEFT ME EVERYTHING.
İnsanlar her şeyini kaybediyor.
People losing everything.
Her şeyini, ben onun tayfasından değilim.
Steal his palace? ! I'm not one of Flint's crew.
Her şeyini aldın mı?
All right, you got everything?
Aslında üniversitenin neredeyse her şeyini seviyorum ama bu kanka olayını bir türü sevemedim.
You know, I think I like almost everything about this place but the dude situation.
Ben de seni sattım. İsmini, nerede oturduğunu her şeyini anlattım.
And I gave you up- - your name, where you're gonna be, where you live.
Ailesinin nereli olduğunu merak ediyorum. Gus her şeyini bulur.
Gus'll find everything out.
Kurtarmak için her şeyini feda edebileceğin kadını...
That you would sacrifice everything to save her.
Şey, sen gönderildiğinde, ben çok üzülmüştüm, babam da senin her şeyini paketleyip benim odama taşıdı.
Well, when you got sent away, I got kind of sad, so Dad packed up all your stuff and moved me in.
Heather herkesin her şeyini bilmek zorundaydı.
Heather just had to know everybody's business.
Belki de bu yüzden her şeyini bana bırakmıştır.
Maybe that's why she left me everything.
Her şeyini aldın mı?
That's all you brought?
Güzel bir günde, bir adamla flörtleşince her şeyini verir.
- Mm, on a good day, a man will give away everything just for a few hours of tease.
Cep telefonunu, kredi kartlarını, her şeyini izlemeye alın!
Track his cell, credit cards, everything!
Her şeyini kaybetmişti. Ama o içinde yaşama ve hayatına devam etme arzusunu bulmuştu.
Everything but who found inside himself the will to live, to move on.
Her şeyini kaybedişini izledim.
I watched him lose everything.
Bay Germain her şeyini kaybetti :
Mr. Germainhad lost everything :
Her şeyini ortaya koyuyorsun, öyle mi?
Going all in, huh?
Yangında her şeyini kaybettin sanıyordum.
I thought you said you lost everything in the fire.
Yangında her şeyini kaybettiğini söylemiştin bunlar nasıl elinde o zaman?
You said you lost everything in the fire. Why do you have this?
Her şeyini yangında kaybettiğini söylemiştin, peki bunlar ne?
You said you lost everything in the fire, so why do you have this?
Kardeşin sağlıklı olmak için her şeyini feda edecekken sen bedeninin değerini bilmiyorsun.
Your sister would do anything for a healthy body and you take it so for granted.
Bana buradan söz etti. Kumarbaz birinin eşi, her şeyini kaybetmiş.
Wife of a gambler, lost everything.
Bu kadına, Bo'ya, olan aşkını verdiğin zaman, onun her şeyini verdin.
When you gave your love to this woman, this Bo, you gave her all of it.
Onun için her şeyini verir miydin?
You were willing to give up everything for her?
Sen de her şeyini verdin.
To which you gave your all.
Birisinin blöfüne meydan okumanın tek yolu, Stefan, eğer yanılıyorsan her şeyini kaybetmeyi göze almaktır.
The only way to call someone's bluff, Stefan, is to be willing to lose everything if you're wrong.
Eğer onu yeterince gevşetirsen her şeyini apaçık ortaya koyar.
She's an open book.
Evet ve eğer durum tam tersi olsaydı o seni kurtarmak için her şeyini bırakırdı.
Yeah, and if the roles were reversed, he would stop everything to save you.
Vampirler onun her şeyini aldı.
Vampires took everything from him.
Ailesi yangında öldükten sonra kovulmuş, her şeyini kaybetmiş.
Forced out after her family was killed in a fire, she lost everything.
Bırak da kendi şeyini yapsın, kanka.
Let her do her thing, bro.
3 e 4 e ve 5e geri döneceğim, Çünkü bu lanet durum her zaman, başarısızlıkla birlikte, adamın şeyini geri çekiyor.
Back to the 3s, the 4s, and the 5s, because that shit, every time, without fail, makes the guy's dick alarm go off.
Cece'nin bir şeyini takıp, herkese gerçek kızı kim onu göstermek istiyordum sadece.
I just wanted to wear something of Cece's to remind everyone who her true daughter really is.
Her şeyini al ve git.
Just grab the rest of your shit and go.
Her şeyini biliyorum.
I mean, everything.
Harley'in her şeyini kaybettiği poker oyununa sebep oldu. Harley hep şunu derdi, her kuruşuna değdi.
Of course, Harley always said it was worth every cent.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]