Ipucu yok Çeviri İngilizce
652 parallel translation
- Elinizde ipucu yok!
- You ain't got a clue!
Williams'ın yeri hakkında ipucu yok.
No clue yet as to Williams'whereabouts.
Silah yok, ipucu yok, hiçbir şey yok.
There's no gun, no clue, no nothing.
Hiçbir ipucu yok.
Not a clue.
- Henüz bir ipucu yok mu?
- Anything break yet?
- Hayır. Hiçbir ipucu yok.
- No, nothing's broken.
Kanıt yok, ipucu yok, hiçbir şey yok.
No leads, no clues, no nothing.
Yüksek sesle bağırdığın için ipucu yok.
No clues, for crying out loud.
Keşke bir kerede "ipucu yok" demek dışında bir şey söylemek için kafanı dışarı çıkarsaydın.
I wish you'd stick your head out just once to say something besides "no clues."
Adamlarım her şeyi yapıyor. - "İpucu yok, ipucu yok."
My boys are doing everything - - "No clues, no clues."
Pek fazla ipucu yok.
Not very much to go on.
Burada olduğuna dair bir ipucu yok.
It don't make no sense he'd stay here.
- Hiç ipucu yok.
- No clues at all.
Pek ipucu yok gibi.
Not much of a clue.
"bıçaklanarak öldürülmesinde hala ipucu yok."
"... in the fatal stabbing of Staff Sergeant James R. Judson. "
İz yok, ipucu yok, hiçbir şey yok.
No marks, no signs, no nothing.
Henüz ellerinde bir ipucu yok.
They don't have a clue yet.
- Hiç ipucu yok.
- I haven't a clue.
Daha bir ipucu yok mu ondan?
No sign of him yet?
- Hiç ipucu yok mu?
- There ain't a single break?
O pastayı kimin gönderdiğine dair bir ipucu yok değil mi?
No clue who sent that cake, right?
Hiç bir ipucu yok.
No clue.
Katil öldü. Polisin elinde hiç bir ipucu yok.
The killer's dead, and the police are baffled.
Hiçbir ipucu yok.
No clues whatever.
- Kaptan, henüz bir ipucu yok.
- No clue as yet, captain.
Parçaların yerine dair ipucu yok.
No key to where the pieces fit in.
Evet, Frenchy Lebec'le ilgili kullanabileceğimiz bir ipucu yok mu?
Weren't there any clues on Frenchy Lebec that we might be able to use?
Kasten yapıldığına dair herhangi bir ipucu yok değil mi?
- So you don't file a charge for the attack?
Ya Marello'nun ölümü? Hiç ipucu yok mu?
And the death of Marello,
Doğru. Tek ipucu yok.
Nothing, not a word, not a clue.
Herhalde hiç ipucu yok, değil mi?
Don't tell them! Well, I suppose there is no need asking if you've found a lead.
Diğer bir adama ilişkin bir ipucu yok.
There's not a hint of another man.
Hiç ipucu yok mu?
Doesn't anyone have a clue at all?
Hala bir ipucu yok mu?
Not a clue y et, eh?
Nerede olduğu konusunda hiç ipucu yok mu?
Any clue to his whereabouts?
Mükemmel bir solex'e sahip olmak yerine elimizde işe yaramayan ceset var ve hiç ipucu yok.
Instead of getting our hands on a perfected solex, we're left with a useless corpse and no leads.
Söyler misiniz doktor, sizce de burada çok fazla ipucu yok mu?
Bianchi, doctor, has it occurred to you that there are too many clues in this room?
Bu konuşma din içeriyor, ama sosyal hayattan tek ipucu bile yok.
This speech contains the religious ideal, but there's not a single hint of a social one.
Tek bir ipucu bile yok.
Not the slightest clue.
- İpucu yok.
- Not a trace.
Bir ipucu yok demek?
Didn't have any luck, eh?
Bu olayda hiçbir ipucu..... hiç parmak izi, sebep, şüpheli yok.
And now, here you have a case in which there are no clues no fingerprints, no motives, no suspects.
- İpucu? Yok.
- Tracks?
Babana saldıran hakkında en ufak bir ipucu bile yok mu?
You really have no other clues about your father's assailant?
Bu adamı teşhis edebilecek ufacık bir ipucu dahi mi yok?
Not even some flimsy straw for a drowning man to grasp?
Bir ipucu bile yok.
I don't have a single clue.
İpucu yok.
No clues.
İpucu yok, iz yok, hiç bir şey yok.
No clues, no prints, nothing.
İpucu yok, diğer üçüyle bir bağlantısı yok.
No clues, no tie in with the other three.
Bize ipucu verecek hiçbirşey yok.
There isn't anything to give us a clue.
Bay Tasko, biliyorum kaybınız büyük, söz konusu olan zümrütler ama görüyorum ki, ipucu var mı diye merak bile ettiğiniz yok.
Mr. Tasco, I understand your impatience. They're your emeralds. But never ask a policeman if he's found a lead.
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yoksa ben 17
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yoksa ben 17
yok mu 410
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok canım 523
yok birşey 158
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yoktu 131
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok canım 523
yok birşey 158
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yoktu 131
yok bir şey 967
yok musun 43
yok et 47
yoksa ne 75
yok yahu 26
yoksa o 24
yok etmek 16
yoksa seni öldürürüm 37
yok hayır 73
yok efendim 65
yok musun 43
yok et 47
yoksa ne 75
yok yahu 26
yoksa o 24
yok etmek 16
yoksa seni öldürürüm 37
yok hayır 73
yok efendim 65