Mesele de bu Çeviri İngilizce
547 parallel translation
- Adam görünmez, esas mesele de bu.
- He's invisible, that's what's the matter.
Zaten mesele de bu ya.
I know you will, that's just the point.
Tüm mesele de bu zaten, değil mi?
That's all that matters, isn't it?
Ama istemiyorum. Asıl mesele de bu.
Oh, but I ain't, that's the point.
Mesele de bu zaten.
That's the trouble.
Tüm mesele de bu zaten.
But that's the whole point.
- Biliyorum, mesele de bu zaten.
- I know, that's my problem.
Gençliğinizde Fransa'dan çok etkilenmişsiniz, mesele de bu. Yine de Avrupa'yı bu illetten kurtaracağız, sorunun kökünü kazıyacağız.
You've been too influenced by France in your youth, that's the danger but we'll cure Europe of this disease, we'll root out this poison
- Mesele de bu Bay Thompson.
That's just the point, Mr. Thompson.
Önemli biri ne de olsa, asıl mesele de bu.
Well, he's an important person, that's all that matters
Zaten mesele de bu.
It's what was going to be wrong with it.
Mesele de bu.
That's just the point.
Mesele de bu.
That's the point.
Mesele de bu ya.
That's just it.
Mesele de bu, Doktor.
That's just my point, Doc.
Mesele de bu.
Well, here's the thing.
- Mesele de bu!
- That's it!
Asıl mesele de bu değil mi?
Is that not the case?
Mesele de bu.
That's just it.
Mesele de bu ya.
But that's it.
Asıl mesele de bu ya.
There's no doubt.
Evet, biliyorum, mesele de bu, çavuş.
Yes, I know. That's just the problem, sergeant.
Ama değil, mesele de bu.
But the point is it isn't.
İşte tüm mesele de bu.
It's the whole point!
- Evet, asıl mesele de bu işte.
Yeah, but that's...
Mesele de bu değil mi zaten?
That's what this is about, right?
Mesele de bu :
This is the point :
Senden sadece tek bir şey istiyorum ve tüm mesele de bu.
I just need one thing out of you, and that's the drop point.
İşte mesele de bu.
That's just it.
Mesele de bu.
That's the problem.
Mesele de bu işte.
We have to find them.
Mesele de bu, Lina :
That's the point, Lina :
Mesele de bu zaten.
Well, this is the case.
Asıl mesele de bu ya.
That's the problem.
İşte mesele de bu Willy!
- That's just the thing, Willy.
Bu ufak mesele, sizin de ilginizi çekecek birini ilgilendiriyor.
This little matter also involves someone you're interested in.
Bu mesele birçok yönde ayrıcalıklı olan bir kadını gerektiriyor. - Belki de ayrıcalıklı olanımdır.
Maybe I'm special.
Bütün gece dışarıda, gündüzleri de nerede olduğunu bilmiyorum ve şimdi de... Bu ciddi bir mesele. Eğer hırsızlık yaptığı kanıtlanırsa, hapse girer.
He stays out all night, I never know where he spends the day, and now... lt's serious. lf the theft is proved, he'll be jailed.
Bu mesele de çözüme kavuşmaktan çok uzakta.
And let me assure you that this matter is far from settled.
Mesele de tam olarak bu.
That's just the point.
- Mesele de bu.
- That's just it.
Bilmiyorum. Asıl mesele de bu zaten.
That's the whole thing, you never stop to think.
Yine de bildiğim bir şey var. Bu, özel imalatla ilgili bir mesele.
However, this I know, too... it's a matter of fact of special production.
Mesele bu değil. Sizce de korkaklık olmaz mı?
But the point is, didn't it sound a little cowardly to you?
Mesele de bu zaten.
That's just the point.
Mesele de, bu.
No, of course not.
Ne de olsa bu ciddi bir mesele.
But then, it's no laughing matter.
İlgili kaynaklardan alınan bilgilere göre, Hughes saltanatındaki üst yetkili kişiler de bu mesele üzerindeki gizemin tamamiyle aydınlandığını düşünmüyorlar.
According to informed sources, high officials in the Hughes empire... are not even now fully satisfied that the mystery is completely unraveled.
Size katılmıyorum bayım. Bu noktada esas mesele ; görevin başarıyla tamamlanmasıdır, siz de takdir edersiniz.
The thing that makes all the difference in the world is the fact that it accomplishes the task, you see.
Ben de Yu Bey sonucu ne olursa olsun bu ikimizin arasında bir mesele başkalarını ilgilendirmez
I'm Mr. Yu Either you live or I live It's between the two of us only
Ve eğer Bay Başkan, Nazi ve faşist zorbalığını yenmek, Birleşik Devletler için de çok önemli bir mesele ise bu mektubu bir yardım
And if, Mr. President, the defeat of the Nazi and Fascist tyranny is a matter of high consequence to the United States, then you will regard this letter
mesele değil 30
de buluşalım 31
de buluş 18
buddy 296
burger 17
butt 27
bu ne 1749
buster 93
bush 29
bunny 148
de buluşalım 31
de buluş 18
buddy 296
burger 17
butt 27
bu ne 1749
buster 93
bush 29
bunny 148