English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ O ] / Olabildiğince çabuk

Olabildiğince çabuk Çeviri İngilizce

998 parallel translation
Olabildiğince çabuk geldim.
I came as soon as I could.
Mümkün olabildiğince çabuk! "
As fast as possible! "
Buradan ve senden, olabildiğince çabuk ayrılmak ve 100.000 frankın... beni götürebileceği kadar uzağa gitmek istiyorum.
I want to get away from here, from you, just as fast as I can... and as far as 100,000 francs will take me.
Ondan olabildiğince çabuk kurtulmalıyız.
We gotta get rid of her pretty quick.
Arlington geldikten sonra olabildiğince çabuk yola çıkacağız.
We'll leave as soon as we can after Arlington gets here.
- Olabildiğince çabuk.
- Yeah, the sooner the better.
Çiftlik konusunda da size olabildiğince çabuk haber vereceğim.
I'll let you know about the plantation just as soon as I can.
Olabildiğince çabuk döneceğiz.
We'll be back as soon as we can.
Sevgili ailemin koynuna ulaşmak istiyorum, Kansas City'deki. Hem de olabildiğince çabuk.
I want to reach the bosom of my dear family, in Kansas City, Kansas as quickly as possible.
Olabildiğince çabuk Lordsburg'e yola çıksak iyi olur.
We'd better get going for Lordsburg as soon as we can.
Olabildiğince çabuk geldim.
I came as fast as I could.
Olabildiğince çabuk.
So quick like possible.
- Teklifin hâlâ geçerliyse seninle evlenmek istiyorum. Hem de olabildiğince çabuk.
Just as soon as we can.
Olabildiğince çabuk.
With all possible speed.
Olabildiğince çabuk Doktor Watson'dan benimle orada buluşmasını iste olur mu?
Ask Doctor Watson to meet me there as quickly as you can will you?
Hayır, her şey olabildiğince çabuk olmalı.
No, make it as quickly as possible.
"Lütfen köydeki dükkanıma geliniz, " olabildiğince çabuk olsun, Alex MacGregor. "
Please come to my shop in the village as soon as possible.
Olabildiğince çabuk o eve dönsek iyi olacak.
That's right. We'd better get back to that house as fast as we can.
Olabildiğince çabuk kaç buradan ama çok da aceleci olup suçlu gibi görünme.
"Leave as swiftly as you are able... "... but not so swiftly that you would appear less innocent.
Serbest bırakılmadan önce kalıpların bir raslantı sonucu bulunacağından korkmuş ve bunun sonucu olarak da onların yerini suç ortaklarına olabildiğince çabuk bildirmek istemiş olabilir.
He may be afraid that the plates will be accidentally discovered before he's released, hence his anxiety to communicate their whereabouts to his confederates as soon as possible.
Olabildiğince çabuk döneceğim.
I'll be back as soon as I can.
Olabildiğince çabuk gelmeye çalıştım.
I came as soon as I could.
Bunu olabildiğince çabuk Amca'ma götür.
Take it to Uncle's as quickly as you can.
Bu işi olabildiğince çabuk bitirmek istiyorum.
I hit it ASAP.
Ona bir içki verip, olabildiğince çabuk geleceğimi söyle.
It takes a drink and say that I descend so der.
Olabildiğince çabuk kıyıya yürüyelim.
Let us walk ashore as quickly as possible.
Yeni şarkılar koyacağız, olabildiğince çabuk öğreneceğiz bunları tüm bu çerçöpü çıkarıp atacağız.
We're going to put in new numbers, and learn them as fast as we can... and we're going to yank out all that junk.
Sizi buradan olabildiğince çabuk çıkaracağım.
I'll get you out of here as soon as I can.
Olabildiğince çabuk burayı terkediyoruz.
We're getting out of here just as fast as we can.
Güzel, olabildiğince çabuk gel ve peşinde kimse olmasın.
Get back as soon as you can. And don't be followed.
- Olabildiğince çabuk olacağım.
I'll be there just as soon as I can. I promise.
Eğer kar yağmaya başlarsa, olabildiğince çabuk eve dön.
If it starts to snow then you get yourself home fast as you can.
Olabildiğince çabuk.
As fast as I can, I promise.
Ama olabildiğince çabuk bunu ona ileteceğim.
But I'll get word to him as soon as possible.
Olabildiğince çabuk geldim.
I came as quick as I could.
Olabildiğince çabuk.
Quick as we can.
- Olabildiğince çabuk.
- As soon as I can.
Bildiğiniz gibi zaman çok kısıtlı, efendim. Bu nedenle olabildiğince çabuk harekete geçmeliyiz.
The time is very short, sir, and we must get going as soon as possible.
- Fontaine, olabildiğince çabuk gitmeliydi.
Fontaine should go as soon as possible.
Polisi olabildiğince çabuk getirebilir misiniz?
Will you bring the police around as quickly as you can?
Olabildiğince çabuk gel.
Make it as soon as you can.
Olabildiğince çabuk dönmeye çalışırım.
Be back as soon as I can, Grandpa.
Ama kaçmadığı, hatta seninle dövüştüğü zaman onu vur ve bunu olabildiğince çabuk yap.
But when one don't run, or maybe makes fight at you, why, you shoot him and quick.
Oldukça sarsıldığını biliyoruz, Polly, ve ondan söz etmek rahatsız edici olabilir, fakat korkarım sana bir kaç soru sormamız gerekiyor, dolayısıyla olabildiğince çabuk olacağım, ve sen de canını sıkmamaya çalış.
We know you've had rather a shock, Polly, and talking about it may be disturbing, but I'm afraid we must ask you a few questions, so I'll be as quick as I can, and you just try not to let it upset you. Hmm? Oh, it don't.
Sadece zaman sınırından ötürü değil, bu aynı zamanda böyle bir öykü için kusursuz zaman... olabildiğince çabuk yazıyorum.
Not only because of the deadline, but this is a perfect time for a story like this... I'm writing as fast as I can.
Sanırım olabildiğince çabuk buradan uzaklaşmalısın, bu evden,
I think you ought to get away from here as soon as you can, away from this house,
Olabildiğince çabuk eve gidelim.
Let's go home as fast as we can.
olabildiğince çabuk geldim, kuşkusuz, fakat bir anda her şey bitmişti.
I got here as quickly as possible, of course, but it was all over in a moment.
Olabildiğince çabuk geldim.
I got here as fast as I could.
Olabildiğince çabuk bir şekilde kendi yerinde olması lazım.
She needs her own place as soon as possible.
Olabildigince çabuk Wyatt'i bul da yardim etsin.
Now see if you can find Wyatt quick as you can and get some help.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]