Ona baksana Çeviri İngilizce
542 parallel translation
Yani ona baksana.
I mean, look at her.
Ona baksana.
Look at him.
Ona baksana?
Would you look at her?
- Ona baksana.
- Well, just look at him.
Ona baksana!
Look at him!
Ona baksana.
She looks like a hooker. Look at her.
Ona baksana, Steve.
And head for Canada?
Ona baksana!
Look out!
- Ona baksana.
- Look at her.
Ona baksana.
Look at her.
Ona baksana. Hoşuna gitti.
He likes it.
- Ona baksana
- Look at him.
Ona baksana, baştan çıkarıcı ve cazibeli.
And I look at her here, and I'd say she's seductive, and she's alluring.
Ona baksana.
- Look at him. - You should try it.
- Aşkımı ona baksana.
- Honey, look at him.
Ona baksana.
Oh, just look at him.
- Ayrıca şans da yardım etti. - Ona bir baksana.
Just by looking at him.
Ona bir baksana, Tony.
Look at her, Tony.
Ona aldığı elbiseye baksana.
Look the way he dresses her.
Baksana, Dede, ona da anlat, ha?
Say, Gramps, tell him, will ya?
Baksana onun üstündeki adam ona nasıl davranıyor.
Notice the very special treatment His Excellency's giving him.
- Baksana ona!
- Look at him!
Ona bir baksana.
Look at him.
- Maria'yı davet et, baksana ona.
- Invite Maria, look at her.
Williams ediyor, baksana ona.
Williams is, look at him.
Baksana, ona ne diyeceğim?
Say, what do I call her?
Oh, ona bir baksana.
Oh, just look at him.
- Baksana, ona anlat.
- I say... tell him.
Ona minnet duymalısın. - Baksana hayatını bağışladı.
Hero Lung is so merciful, just do it
Ona bir baksana!
You've got to be watch him!
- Baksana ona.
- Look at her.
Baksana çapkın çocuk neden ona siktirip gitmesini söylemedin?
Tell me, lover-boy, why didn't you tell her to go fuck herself?
Baksana ona.
Look at him.
Ona bir baksana.
Look at her.
Sam, baksana ona.
Sam, look at him.
Beş saattir oradayım ve ona bakmamı söylerdi. "Baksana şuna dedim!"
"Would you look at this filth?" Now, I've already been in the room five hours. She wants me to look at it.
Ona ne yaptın öyle baksana!
Look what you have done!
Senin hevesin şehvetten önce köreldi, diye ; Oysa baksana ona, bugün besinin alıp yatışsa da, Yarın bileniyor yine ; yine erişiyor önceki gücüne.
Be it not said thy edge should blunter be than appetite... which but today by feeding is allayed... tomorrow sharpened in his former might.
Bir baksana ona!
Have a look at her!
Bir daha saçlı bir çocuk size... "Baksana, şans için kafanı ovabilir miyim?" derse ona şöyle cevap verin.
So the next time a hairy child comes up and says, "Hey, let me rub your head for luck," you just tell that child,
Ona bir baksana!
Aah! Have a look at it!
Bir baksana ona.
Just take a look at him.
Eve siyah bir adam attı. Ona ne yaptıklarına baksana.
She brought that guy into the neighborhood, that black guy.
Ona bir baksana.
Well, just look at her.
Kramer, ona bir baksana.
Kramer, look at him.
Ona bir baksana.
Each to his own.
Baksana ona!
Look at him!
Ona bir baksana.
I mean, look at him.
Baksana bir ona.
Look at him.
Baksana ona.
Just look at him.
- Baksana ona orda arkadaşlarıyla.
- Oh, look at him holding court.
baksana 1623
baksana bana 20
baksana ona 16
baksana şuna 69
ona bir baksana 17
ona benziyor 29
ona bakma 38
ona bir şey olmaz 33
ona bir bak 81
ona bak 134
baksana bana 20
baksana ona 16
baksana şuna 69
ona bir baksana 17
ona benziyor 29
ona bakma 38
ona bir şey olmaz 33
ona bir bak 81
ona bak 134