Ona bir şey olmaz Çeviri İngilizce
243 parallel translation
- Ona bir şey olmaz beyler.
Oh, she'll be fine, guys.
- Ona bir şey olmaz.
- He'll keep.
Ona bir şey olmaz.
He'd be all right.
Ona bir şey olmaz.
He can't come to any harm.
- Ona bir şey olmaz.
- He'll be all right.
İnşalah ona bir şey olmaz! Tüm kalbim ve benliğim köprü üzerinde.
Please have him be all right because all my heart is at the bridge.
- Ona bir şey olmaz.
- He's not gonna run out on me.
Ona bir şey olmaz.
He'll be all right.
Ona bir şey olmaz.
- Al can take it.
Adamınız Fallon elimizde, dediğimi yaparsanız ona bir şey olmaz.
We've got your boy Fallon in here, and he'll be all right if you do as I say.
Sen hata yapmadıkça ona bir şey olmaz.
She'll be all right, just as long as you don't make any mistakes.
Ona bir şey olmaz.
It'll be fine.
Bir yerlerdedir, ona bir şey olmaz.
He's someplace, he's all right.
- Ona bir şey olmaz.
- He won't get hurt.
Seninle olduğu sürece ona bir şey olmaz...
As long as she's with you, she's all right.
Tasalanma, ona bir şey olmaz.
Don't worry, he'll be all right.
- Ona bir şey olmaz.
Are you leaving him here?
Birader Zhang iyi yüzücüdür ona bir şey olmaz, endişe etme
Brother Zhang is a strong swimmer He should be alright. Don't worry
Ona bir şey olmaz değil mı?
Will she be alright?
Ona bir şey olmaz.
She'll be all right
Ona bir şey olmaz.
He'll be fine, Matt.
Umarım ona bir şey olmaz.
I just hope he doesn't get totaled.
hem beni tanıyorlar bu kötü Atım bugun epey su içti ona bir şey olmaz.
Such a provocative face is there before me that my thirst is not at all quenched.
Ona bir şey olmaz Booby.
- Bubbie, listen to me.
- Ona bir şey olmaz.
- She'll be all right.
Burada ona bir şey olmaz.
- She will be all right here.
Ona bir şey olmaz.
She's going to be all right.
Ona bir şey olmaz.
He'll be fine.
Ona bir şey olmaz.
He should be fine.
Ona bir şey olmaz, değil mi?
He'll be alright, will he.
Yok canım, ona bir şey olmaz.
- Oh, no, he's gonna be fine.
Ona bir şey olmaz.
She'll be fine.
Yoo. Ona bir şey olmaz.
No, he'll be fine.
Ona bir şey olmaz. Rita, hâlâ elinin ayarını kaybetmemişsin.
You haven't lost your touch.
Ona bir şey olmaz.
She'll be okay.
Ona bir şey olmaz.
He'll be alright.
Ona bir şey olmaz.
He'll be insufferable.
- Ona bir şey olmaz.
- She's fine.
- Ona bir şey olmaz.
- He'll be fine.
Her neyse, kediler dokuz canlıdır, ona bir şey olmaz.
Whatever. Cats got nine lives. She'll be fine.
Bir şey olmaz ona.
He'll be fine.
Bir şey olmaz ona.
Nothing's happened to her.
Ona bir şey olmaz, Doktor.
He's handcuffed.
O Lance'nin suçumuydu ve eğer Rutledge bir şey yaparsa... ona yakalanmak için aptallık olmaz mı?
Well, is it Lance's fault if Rutledge does something, and is foolish enough to get caught at it?
Bu dünyada hiçbir şey nedensiz olmaz. Belki de ona bir görev verildi. Onu yerine getirecek.
But anything happens for nothing... probably she has a mission to accomplish!
Sıcak bir yatakta ona hiçbir şey olmaz.
There's no harm that can come to her in a warm bed.
- Merak etme, bir şey olmaz ona.
- Oh, he's all right.
Diane, Sam'in şatafatlı bir şey istemediğini biliyorum ama ona cenaze düzenlesek olmaz mı?
I know that Sam would not have wanted a big fuss, but shouldn't we have some sort of funeral for him?
Örneğin, bir adam yeryüzünün sonuna kadar seyahat eder ve ona hiçbir şey olmaz.
A man may travel to the ends of the earth and nothing happens.
Ona Bir sey olmaz, Birkaç gün sonra dÖner,
He'll be all right. He'll be back in a couple of days.
O zaman ona bir şey olmaz.
Then nothing would ever happen to him.
ona bir baksana 17
ona bir bak 81
ona bir şans ver 27
ona bir bakın 27
bir şey olmaz 235
ona benziyor 29
ona baksana 29
ona bakma 38
ona bak 134
ona bayılıyorum 21
ona bir bak 81
ona bir şans ver 27
ona bir bakın 27
bir şey olmaz 235
ona benziyor 29
ona baksana 29
ona bakma 38
ona bak 134
ona bayılıyorum 21